Prof. Dr. Akyol: Öğretmen yetiştirme politikası iflas etmiştir
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, 2013 yılında yapılan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile de paylaşılan bir araştırmaya göre çalışan 100 öğretmenden 52'sinin alan dışında görev yaptığını belirtti. Hayati Akyol, bu so
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-16 11:12:33
Antalya'da gerçekleştirilen bir toplantıya katılan Akyol, kendi üniversitesindeki bazı öğretim elemanlarının isim değiştirerek Ankara'daki dershanelerde görev yaptığı itirafında da bulundu.
Atatürk Araştırma Merkezi (ATAM) ve Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Eğitimde Kademeler Arası Geçiş ve Yeni Modeller Uluslar arası Kongresi' Antalya'da başladı. Afganistan, Azerbaycan, ABD ve ülke genelinden 130 akademisyenin katıldığı ve 76 bildirinin sunulacağı toplantıda konuşan Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Hayati Akyol'un sözleri dikkat çekti. Kademeli geçişler, dershaneler ve sınav sitemi üzerinde durulacak kongrenin açılışında söz alan Akyol, eğitimdeki yanlışlardan birinin, kişi istemese de onu zorla üniversiteye göndermeye çalışmak olduğunu söyledi. Akyol, "Biz de şöyle bir sıkıntı var: Herkesi üniversiteye getirmek. Gelmek istemiyor. Bu adama bir takım beceriler kazandırırsanız. Kendi kendini idare edebilecek bir düzeyde mesleki olarak, ilgi duyduğu alanlarda. Üniversiteye gelmek, devam etmek istemiyor ama biz çocuklarımızı zorla üniversiteye getirmek için çalışıyoruz. Sonuç 1,8 milyondan fazla çocuğumuz üniversite sınavına giriyor ama çoğu dışarıda kalıyor. Yerleştirilenlerin çoğu da nitelik açısından tartışmaya açık." Aksoy, bu sorunun mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması üniversiteye gitmek istemeyenlere beceri kazandırarak meslek hayatına atılmalarının sağlanmasıyla aşılabileceğini savundu.
"ÜNİVERSİTE HOCALARI DERSHANEDE DERS VERİYOR"
2012-2013 eğitim öğretim yılı itibariyle Türkiye'deki 3 bin 858 dershaneye 2 milyon öğrencinin devam ettiğini ve buralarda 50 binden fazla öğretmenin görev yaptığını kaydederek, "Bu kadar öğretmen dershane kadrolu değil. Birçok dershanede çalışan birçok üniversite mensupları var. Birçok lise öğretmenleri var. Bunlar hem devletin okulunda hem dershanelerde görev yapıyor. Hatta utanılacaksa, bu utanması gerekenlerin içinde ben de varsam onu da söylüyorum: Benim üniversitemin öğretim elemanları isim değiştirerek Ankara'da dershanelerde görev yapıyorlar. Bunun nedenlerini tartışmak, düşünmek lazım." şeklinde konuştu.
"ÜNİVERSİTELER VE OKULLAR YETERSİZ OLDUĞU İÇİN DERSHANELER VAR"
Fen liselerinde 30, Anadolu liselerinde 17 çocuktan birinin fakir olduğunun söylendiğini, bunun da dershanelere maddi durumu iyi olan öğrencilerin gittiğini gösterdiğini ileri süren Akyol, "Maddi durumu iyi olan bir şekilde kendisine çözüm bulabiliyor. Genel lise mezunları dershanelerin cirosunun yüzde 80'den fazlasını karşılıyor. Fakat genel lise mezunlarının ancak yüzde 7'si üniversite sınavında başarı gösteriyor. Bunun da dikkate alınması lazım. Fakir parayı veriyor, sistemin destekçisi oluyor ama üniversiteye girişte yüzde 7 gibi bir oranda kalıyor." diye konuştu.
Akyol, dershanelerin ortaya çıkış nedeninin üniversitelerin ve okulların yetersizliği olduğunu bu durumun ortadan kaldırılması için çalışılması gerektiğini vurguladı. Akyol, yeni bir organizasyon ve disiplin anlayışıyla hareket edilirse bu durumun düzeleceğine inandığını, ancak yürütülen çalışmaların yeterli olmadığını belirterek, "Dershane gerçeğinden kurtulmanın yolu okulu etkinleştirmek." dedi.
"POLİTİKA İFLAS ETTİ"
Ankara Üniversitesi, ODTÜ ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2013 yılında ortaklaşa yaptığı ve sonuçları Bakan Nabi Avcı ile paylaşılan bir araştırmaya göre, çalışan öğretmenlerin yüzde 52'sinin alan dışında olduğunu aktaran Akyol şunları söyledi: "Sınıf öğretmenliğine 800 ayrı alandan atama yapılıyor. Bu araştırmanın sonucu. Buradan şunu söylemek istiyorum. Bizde demek ki kademeler arası geçiş eğitim öğretim sürecinde olmuyor. Mesleğe atanırken oluyor. Hangi okulu, ne zaman, nasıl bitirdiğiniz önemli değil. Siz işe atanırken bir kademeler arası geçiş yaşıyorsunuz. Bu 2013 yılına ait yılına bir araştırma. 2013 yılında hala 100 öğretmeninizden 52'si branş dışı atamayla görev yapıyorsa cumhuriyet döneminin öğretmen yetiştirme politikasının iflas ettiğini gösterir."
"EĞİTİM YAŞI HAZIRLIK YAPILMADAN DÜŞÜRÜLMEMELİYDİ"
İlkokulu başlama yaşının ise yeterli hazırlıklar yapılmasının ise doğru olmadığını ifade eden Akyol, "6 yaşında, hatta veli uygun görürse çocuk 5,5 yaşında okula geliyor. 4 yıl devam ediyor 9,5 yaşındaki çocuğu branş öğretmenine teslim ediyorsunuz. Yaşın aşağı çekilmesine karşı değilim ama ortam olarak şiddetle karşıyım.Ortamınız hazır olmadan, bu çocukların düzeyine uygun ortamları sağlamadan bunun böyle yapılmasının uygun olmadığını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara