Dershaneciler zararlı kurumlarmış gibi gösterilmelerinden rahatsız

Hükümetin dershanelerle ilgili kararına bir tepki de Trabzon'daki dershane sahiplerinden geldi. İlde faaliyet gösteren 42 dershane temsilcisinin katılımıyla yapılan açıklamada, dershanelerin zararlı kurumlarmış gibi gösterilmesinin kabul edilebilir olmadığına vurgu yapıldı. Öne sürülen kapatma gerekçelerinin hiç kimseyi tatmin etmediğini ifade eden eğitimciler, dershaneleri kapatıp halk eğitim merkezlerinde kurs açmanın ise bir çelişki olduğunun altını çizdi.

Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen basın toplantısında Trabzon Dershaneler Birliği adına açıklama yapan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu üyesi ve İlke Birey Dershanesi sahibi Emanullah Tüfekçioğlu, dershanelerin, okullara rakip veya alternatif olmadığını kaydetti. Dershanelerin ihtiyaçtan doğduğuna işaret eden Tüfekçioğlu, kanunla düzenlenmiş, Milli Eğitim müfredatını uygulayan kurumlar olduğunun altını çizdi.

Dershaneleri gerekli kılan sebebin; her yıl artan öğrenci sayısı ve üniversite kapısında adil bir sınava girme arzusu olduğunu ifade eden Tüfekçioğlu, "Hiçbir birey, dershaneye gitmesi yönünde zorlanmamaktadır. Dershane tercihi kişinin kendisine aittir. Dershanelerin kapanması yönünde karar alırken bu işin asıl muhatabı olan öğrencilerin fikrini almak kimsenin aklına gelmemiştir." dedi.

Gerekçe olarak ortaya atılan söylemlerin hiç kimseyi tatmin etmediğini dile getiren Tüfekçioğlu, "Ailelerin ekonomik olarak zorlandığını iddia edenler, dershanelerin kapanmasıyla bu zorluktan kurtulacaklarını sanmaktadır. Halbuki dershaneler, koşullarına göre, yıllık bin 500 TL'den başlayan rakamlarla hizmet vermektedir. Ancak verilen hizmet ekonomik olarak ölçülemeyecek kadar büyüktür. Kurumlarımız öğrencileri sınava hazırlamanın yanında hayata da hazırlamaktadır. Ayrıca dershaneler fakir öğrencilere gerekli kontenjanı sağlayarak gereğini yapmaktadır. Bir okuldaki eğitim öğretimden daha fazlası dershaneler tarafından verilmekte, gençliğin ufku açılmaktadır. Ergenlik çağındaki gençlerin enerjisi kontrol altında tutulmaktadır. Bireyler sokaktan, kahvehaneden, iddia bayi salonlarından kurtarılmaktadır. Sadece bu yönüyle bile dershaneler son derece önemli bir amme hizmeti vermektedir." ifadelerini kullandı.

"BİZLER KUMARHANE GİBİ ZARARLI KURUMLAR MIYIZ?"

Dershanelerin sürekli olarak toplum önüne zararlı kurumlarmış gibi atılmalarının kabul edilebilir olmadığına dikkat çeken Tüfekçioğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bizler kumarhane ve benzeri yerler gibi zararlı kurumlar mıyız? Topluma bu kadar zarar veriyorsak çocuklarımızdan dershanelerde çalıştığımızı gizlemeli miyiz? Biz hiç kimseyi bizleri tercih etmesi için zorlamıyoruz. Bizler emek veriyoruz ve emeğimize saygı istiyoruz."

Dershaneleri kapatmanın sınavları ortadan kaldırmayacağına değinen Tüfekçioğlu, "Böyle olunca insanları yine sıralayacaksınız. Bunun için birileri daha önde olabilmek adına, iyi üniversitelerin iyi bölümlerini kazanabilmek için özel olarak hazırlanma ihtiyacı hissedecektir. O zaman özel olarak farklı yöntemlere başvuracaktır. Bu durum ifade edildiğinde okullarda ve halk eğitim merkezlerinde kurs açılacağını iddia ediyorsunuz. O zaman dershane anlayışına karşı değilsiniz demektir. Bu bir çelişki değil midir? Dershanelerde çalışan öğretmenleri mülakatla istihdam edeceğinizi iddia ediyorsunuz. Kriteriniz ne olacak? Yıllardır KPSS ile boğuşan aday öğretmenlerin hakları ne olacak, bu gençlere de haksızlık yapmış olmayacak mısınız? Sayın Bakan, dershanelerin hafta sonları öğrencilerin kendilerine zaman ayırması noktasında engel teşkil ettiğini iddia etmektedir. Tekrar ifade ediyorum: Bizler kimseyi dershaneye gitmeye zorlamıyoruz. Halbuki okullarda öğretmeni olmayan bir sürü zorunlu seçmeli dersleri, başka derslerle takviye ederek çocukları zorla okulda tutma ile zamanlarını ellerinden almıyor musunuz? Astronomi dersinde fizik, bilgisayar dersinde kimya gibi dersleri verdirerek öğrencileri sahtekarlığa itmiyor musunuz? Dershanelerin kapanarak okullaşmasını veya dönüşümünü iddia etmektesiniz. Bu durumun öğrenciye yıllık maliyetinin dershane maliyetinin kaç katı olacağının farkında mısınız? Dershaneye bir iki yıl giden öğrenci ekonomik olarak zorlanıyorsa en az 4 yıl özel okula gidecek öğrencinin velisi bu ekonomik tablonun altından nasıl kalkacaktır? Kaldı ki özel okula gitmek sınavı ortadan kaldırmayacağı için mutlaka ek bir hazırlığa ihtiyaç duyulacaktır. Özel okulların kontenjanı yüzde 40 boşken yeni özel okullar, var olanların durumunu olumsuz yönde etkileyecektir. Robert, TED gibi güzide özel okullardaki öğrencilerinin tümü dershanelere gitmektedir. O halde yapılan, sapla samanı karıştırmak değil midir? Dershane öğretmenlerinin bir kısmını istihdam etseniz bile geriye kalanı ve diğer çalışanları ne yapacaksınız? Bu kurumlarda binlerce hizmetli, binlerce sekreter, binlerce güvenlik elemanı, kaloriferci, binlerce kantin işçisi çalışmaktadır. Bir anda 4 bine yakın kantin işletmecisi de işsiz kalacaktır. Öte yandan, çalışanların kıdem tazminatlarını bir anda hangi kurum ödeyebilecektir? Atıl duruma gelecek olan dershanelerdeki sıra, sandalye, mefruşatın ekonomik kaybını hesapladınız mı? Dershane sahipleri sözleşmelerinin feshi durumunda uğrayacakları kira, yayın ve benzeri zararları nasıl karşılayacaklar, bir kısmının vergi ve SSK borçlarının ne olacağını hesap ettiniz mi?" diye sordu.

Tüfekçioğlu, okullardaki eğitimin farklılık arz etmesi ve ölçme değerlendirmedeki yanlışlıkların sınavsız bir üst okula girişi de mümkün kılmadığını belirtti. İstanbul'daki bazı okullarda şişirilen notlar nedeniyle açılan soruşturmanın bunun en basit örneği olduğunu söyleyen Tüfekçioğlu, "Notların hormonlanarak üniversite yerleştirme puanına katkısının arttırılması, eğitimin geldiği noktayı çok net ortaya koymaktadır. O halde sınavdan vazgeçemezsiniz, insanların anayasal haklarını devlet olarak korumalısınız. 5 yıldızlı otelleri ihtiyaç olmadığı halde açık tutuyorsanız, dershaneleri ihtiyaç olduğu için kapatamazsınız. Bu tartışmanın hiçbir teknik tarafı olmadığı halde sadece dershaneleri kapatmak istiyorsanız, hiçbir mazeret uydurmadan, yapamayacağınız taahhütlerin altına girmeden, mertçe, dürüst bir şekilde açıklamanızı yapın; işi sulandırmadan Allah rızası için kapatın." ifadelerini kullandı.