Özata: Dershaneleri kapatmanın vicdani tarafı yoktur

Türk Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı Mürsel Özata, eğitim dışı amaç ve sebeplerle dershaneleri kapatmanın, ahlâki ve vicdani bir tarafı olmadığını söyledi. Türkiye Kamu-Sen il binasında, Muğla'da faaliyet gösteren dershane temsilcilerini kabul eden Özata, Milli Eğitim Bakanlığı'nın dershaneleri kapatmak için yaptığı çalışmanın, kamuoyunun gözünden kaçırılarak, şeffaf olmayan bir şekilde ve kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü ileri sürdü.

Dershanelerin kapatılması tartışmasının hem öğrencilerin hem de bu kurumlarda görev yapan öğretmenlerin heba edilmesiyle sonuçlanacağını iddia eden Şube Başkanı Özata, "Şayet ortada hükümetin bir hesaplaşması varsa, bunu dershaneler üzerinden gerçekleştirme girişimleri bu ülkenin geleceği olan çocuklarımıza büyük zarar verecektir. Bu çok zavallı bir davranıştır. Dershaneleri kapatacaksanız kapatırsınız ancak bu kapatmanın mantığını önce kendinize izah etmeniz gerekmektedir." dedi. Eğitimde sınav ve eleme olduğu sürece yarış olacağının altını çizerek, bu aşamada dershanelerin kapatılmasının, merdivenaltı dershanecilik faaliyetlerine de zemin hazırlayacağını savundu.

Söz konusu kanun tasarısında, "Aday öğretmenler, yazılı ve mülakat sonuçlarına göre alınır." şeklinde yeni bir hüküm getirileceğinin iddia edildiğini aktaran Mürsel Özata, "Anlaşılan o ki hükümet, mülakat sistemini önce kapatılan dershanelerin öğretmenleri üzerinde denemeyi planlamaktadır. Dönüştürülen okullarda iş bulamayan öğretmenlerin devlette çalışabileceğinin ifade edilmesi de bunun en açık kanıtıdır. Bu öğretmenleri mülakatla bakanlık kadrolarına almak, hiçbir şekilde akılla açıklanacak bir uygulama değildir, tam bir izansızlıktır. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı'nın çok bilgili yetkililerine soruyoruz, KPSS'ye yıllardır hazırlanan, büyük emek veren, geceli gündüzlü çalışan öğretmenlere ve onların ailelerine nasıl hesap vereceksiniz? Dershane öğretmenlerinin mülakatla devlet okullarına atanması demek, önümüzdeki dönemde tüm öğretmenlerin mülakatla öğretmen olarak atanması anlamına da gelmektedir. Böyle bir mülakat olması halinde, dershane öğretmenleri arasından da yandaşların seçileceği aşikârdır. Böylece Milli Eğitim'de yönetici atamalarıyla birlikte başlayan, şube müdürlüğüyle devam edecek olan torpil halkası, öğretmenlere de mülakat getirilmesiyle tamamlanmış olacaktır." şeklinde konuştu.

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Özata, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin'e seslenerek, şunları kaydetti: "Burası muz cumhuriyeti değildir, bu ülkede orman kanunları geçmez. Amaç bakanlıkta Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin değil, AKP'nin öğretmenlerini hâkim kılmaksa, AKP'nin ideolojilerini çocuklarımızın beynine nakşeden öğretmenlerse bu asla gerçekleşmeyecektir. Başta hükümet olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin'e çağrımız, bu tür bir maceradan uzak durmalarıdır. Milletimizin bu ahlâksızlığa göz yumacağını, sessiz kalacağını hiç kimse düşünmemelidir. Öğretmenlerimizin mülakatla kirletilmesine asla göz yummayacağız. Siyasi ihtirasla değil, ilmi ve pedagojik gerekçelerle dershane konusu tartışılmalıdır. Kapattık demekle dershaneler kapatılamaz, sadece adını ve yapısını değiştirebilirsiniz ama asla yok edemezsiniz. Seçme sınavı yaptığınız sürece dershane ihtiyaç olacaktır. Unutulmamalıdır ki insanın fıtratı baskıya aykırıdır, bu tutum da demokrasiyle bağdaşmaz."