Dershaneciler: İtibarsızlaştırma çalışmalarıyla kapatılmaya zemin hazırlanıyor
Dershanecilik sektöründe faaliyet gösteren altı ilden yaklaşık 90 kurumun temsilcisinin oluşturduğu Ege Dershaneciler Platformu, bir basın toplantısı düzenledi. Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yapılan açıklamaların kendilerini hiçbir şekilde t
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-20 13:10:44
İzmir, Aydın, Antalya, Denizli, Isparta ve Kütahya illerinde faaliyet gösteren dershanecilerin oluşturduğu Ege Dershaneciler Platformu, İzmir Hilton Oteli'nde ortak basın açıklaması yaptı. Dershane idarecileri ve sahipleri olarak çalışmaları büyük üzüntü ve hayretle izlediklerini ifade eden Ege Dershaneciler Platformu Sözcüsü İsmail Nalbantoğlu, "Bize yakışan şekilde hakkımızı aramaya, tepkimizi vermeye devam etmekteyiz. Bizler eğitimciyiz, yaptığımız hareketler, konuşmalarımız ve bütün davranışlarımızla öğrencilerimize, topluma örnek olmakla yükümlüyüz. Tepkimiz hiçbir zaman çığırtkanlık, bağırıp çağırma şeklini almayacak, basın toplantıları, birliktelikler ve sosyal medya üzerinden olacaktır. Daha da ileri gidildiğinde demokratik hakların, hukuk devleti olmanın verdiği hakların sonuna kadar kullanılacağını buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum." dedi.
2 MİLYON TWEET ATILDI
Sosyal medyada dün "EğitimeÖzgürlük" başlığıyla devam eden kampanyada 500 bin kullanıcının 2 milyon civarında tweet attığını ifade eden Nalbantoğlu, rakamların halkın dershanelerin kapatılmasını istediği düşüncesiyle çelişkiyi ortaya koyduğunu vurguladı. Bir internet sitesinde yapılan ankette oy kullananların yüzde 80'inin kapatılmaya "hayır" dediğini belirterek, "Anketlere, halkın sesine, sektörün temsilcilerine, müteşebbislere kulaklarını tıkayanlar, o zaman kimi dinleyeceksiniz?" diye sordu. En çok üniversite mezununun dershanelerde istihdam edildiğini de belirten Nalbantoğlu, kararın yaklaşık 100 bin insanı doğrudan ilgilendirdiğini, KPSS şartı aranmaksızın dershane öğretmenlerinin atanacağı şeklindeki açıklamaları ise inandırıcı bulmadıklarını dile getirdi.
'DERSHANELER KAPATILIRSA İLLEGAL ÖRGÜTLERE GÜN DOĞACAKTIR'
Demokratik bir ortamda, var olan ihtiyaçlar ve buna bağlı doğmuş kurumların yasakçı bir düşünceyle kapatılamayacağını savunan Nalbantoğlu, en son darbe hükümeti döneminde böyle bir yasaklama yaşandığını hatırlattı. Nalbantoğlu, dershanelerin kapatılması halinde insanların kayıtdışı istihdam edileceği, illegal örgütlere gün doğacağı uyarısında bulundu. Kapatma tartışmalarının ardından dershaneleri kötülemek için, "vatandaşların ineğini, bileziğini satmak zorunda kaldığı" şeklinde ifadelerin kullanıldığını ancak basında çok az yer bulan bir vatandaşın da, "İneğimi sattım, çocuğumu dershaneye gönderdim, şimdi oğlum emniyet müdürü." dediğini hatırlatan Nalbantoğlu, "Çocuğunuzun geleceği için feragat etmeyecekseniz. ne için feragat edeceksiniz?" diye konuştu. Özel okulların sayını arttırmak için teşvikler verilebileceğini ifade eden Nalbantoğlu, "İstediğiniz teşviki verebilirsiniz. İçimizden bazı müteşebbisler çıkıp dershaneden vazgeçmek isteyebilirler ama bu. dershaneleri kapatıp yasaklayarak olmamalıdır." dedi.
'ÇOCUKLARIMIZI SADECE SINAVA HAZIRLAMIYORUZ, HAYAT KOÇLUĞU YAPIYORUZ'
Dershaneciler olarak çocukları sadece sınava hazırlamadıklarının da altını çizen Nalbanoğlu şunları söyledi: "Gitmek istedikleri hedefleri birlikte belirleyip bu hedefler doğrultusunda planlar hazırlayıp ve bu plan için gayret sarfederek bir hayat koçluğu yapmaktayız. Bunlar çocuklara sadece bir sınav kazandırma değil, hayat boyunca planlı ve hırslı çalışma, hedef koyma ve hayat boyunca karşılaşacağı bütün sınavlarda özgüven kazandırıyor. Bizler eğitimciyiz, amacımız ticaret yapmak olsaydı bunu başka şekillerde de yapabilirdik. Biz ülkemizin teminatı gençlerimize, gerçekten alkışlanması gereken bir hizmet veriyoruz. Devlet büyüklerimizden, yanlıştan ivedi bir şekilde dönülmesini ve dershanelerin itibarının iade edilmesini istiyoruz. Zira toplum adına gerçekten alkışlanması gereken bir iş yaparken toplumun içine çıkılamayacak kadar halkı sömüren insanlar olarak adlandırılmak bizim hakettiğimiz bir şey değil."
Dershanelerin, fırsat eşitliğin en büyük dayanağı olan kurumlar ve gelir seviyesi belli bir düzeyin altındaki insanlar için umut kapısı olduğunu da dile getiren Ege Dershaneciler Platformu, fabrikatörün çocuğuyla asgari ücretle çalışanın çocuğunun dershanelerde aynı sırada oturup aynı sosyal ortamı paylaştığını, sosyal kaynaşmanın mekanı olduğunu da dile getirdi. Nalbantoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar ve ilgililerin mevzuyu seslerine kulak vererek değerlendireceklerine, konunun Türkiye'ye faydalı bir biçimde sonuçlanacağına yürekten inandıklarını, inançlarını hiç yitirmediklerini ve yitirmeyeceklerini sözlerine ekledi.
'HAKLI TALEPLERİMİZ HUKUKİ OLARAK DEVAM EDECEKTİR'
Sürecin sonunda kapatma yönünde karar çıkması halinde ne yapacaklarının sorulması üzerine Nalbantoğlu, "Hükümetimizin muhatabı olarak Paydaş Eğitimciler Platformu adı altında, hep birlikte düşüncelerimizi ifade edecek zeminde tüm ülkedeki dershaneciler olarak birleşiyoruz. Bu karar alınırsa demokratik ülkede, hukuk devleti olmanın avantajlarını sonuna kadar kullanacağız. Biz bu kurumları ciddi fedakârlıklarla açtık. Hiçbirimiz fabrikatör çocuğu değiliz. Toplumun geleceği açısından ve yatırımlarımızın bir kalemde silinmesini asla kabul etmeyeceğimiz düşüncesiyle haklı taleplerimiz hukuki olarak devam edecektir." dedi.
'BABA OLARAK DERSHANECİLERE MİNNETTARIM'
Çocuğu dershane öğrencisi olan ve toplantıya katılan Ziya Baran da 2 bin 400 lira karşılığında dershaneye kaydettirdiklerini ve karşılığını fazlasıyla aldıklarını söyledi. Çocuklarıyla başetmekte zorluk çekerken dershane öğretmenlerinin her şeyiyle yakından ilgilendiğini anlatan Baran, "Annesi de ben de çok mutluyuz. Babamız bizi okula, 'Eti senin, kemiği benim' diyerek teslim ederdi. O zamanlar eğitimde kalite, derinlik, disiplin vardı ama bugünün çocuğuyla başetmek çok zor. Bir baba olarak feryat içerisindeyim. Bir öğretmenin sınıfta 40 kişiyi susturması inanılmaz zor. Dershaneye kaydedince mutluluk yaşadım; takip edecek, geleceğe hazırlayacak birileri var." dedi. Maddi durumunun iyi olması halinde çocuğunu özel okula gönderebileceğini ancak bunun mümkün olmadığını belirten Baran, kendisi gibi üç dört çocuğu olanların tek seçeneğinin dershane olduğunu savundu: "Bir vatandaş ve baba olarak, dershane arkadaşlarına minnettarım. Diyorlar ki dershaneciler para kazanmak için çalışıyor. Ben de para kazanmak için çalışıyorum." Baran, meselenin ailelerin üzerine binen yükten kaynaklanması halinde özel okula verilecek bin 500–2 bin lira teşviğin, dershaneye gidenlere verilmesi teklifinde bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara