'Hristiyan Demokratlardan ikinci sınıf muameleyi hak etmediğimiz için ayrıldık'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti'nin AP'de kendisine verilen sözleri tutmayan Hıristiyan Demokratlardan ayrılarak, yeni kurulan Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı'na (AECR) üye olmasına yapılan eleştirilere sert
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-14 09:39:31
AK Parti, Türkiye'nin müstakbel Avrupa Birliği üyeliğine itiraz eden Hıristiyan Demokratlardan (EPP) ayrılıp, AB'nin genişlemesi ve derinleşmesine şüpheyle yaklaşan Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı'na (AECR) katıldı. AK Parti'nin Avrupa'nın en büyük siyasi ailesi Hıristiyan Demokratlar'dan ayrılıp, AB'nin federalizme yönelmesine şiddetle itiraz eden ve göç karşıtı görüşleri ile tanınan gruba katılması, Brüksel'de bazı çevrelerde şaşkınlıkla karşılanmıştı. AK Parti Dış İlişkiler Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, grup değiştirmelerine gelen tepkilerin altında bilgi eksikliği ve kıskançlığın olduğunu kaydederken kamuoyunun süreçten yeterince bilgilendirilmediği iddialarını ise yersiz buluyor.
AK Parti'nin iktidara geldikten sonra Avrupa'da tüm siyasi gruplarla iyi diyalog içine girdiğini ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) AK Parti'nin AP'de grup değiştirmesini değerlendirdi. Dönemin Yunanistan Başbakanı Karamannis'in Türkiye'ye geldiğinde Hıristiyan Demokrartlar (EPP) grubuna sözlü olarak davet edildiklerini aktaran Çavuşoğlu, 'Daha sonra da Belçika eski Başbakanı EPP Başkanı Wilfierd Martens bizi EPP'ye ortak üye olarak davet etti. EPP tüzüğüne göre AB üyesi olmayan aday ya da müzakere eden ülkelerden gelen partiler ortak üye olabiliyor, tam üye olamıyor. Biz buna da 'tamam' dedik. 2004 yılında bize yazılı bir davet mektubu gönderdiler. Biz de kendilerine olumlu cevap verdik. Ancak 2005 Ocak ayında Genel Kurul'da Merkel ve Sarkozy'nin partisinin itirazı üzerine bizi gözlemci üye olarak başlattılar. Oysa hem sözlü hem de yazılı bir şekilde ortak üye olarak davet edilmiştik. Dediler ki, 'biz sizi kısa bir kısa süre sonra statünüzü yükselteceğiz ve gözlemci üyeden ortak üye yapacağız.' Hatta tarih de verdiler ve müzakerelerin başladığı gün bunu yaparız dediler. 3 Ekim 2005'te müzakereler başladı. Fakat daha sonraki süreçte aynı bahanelerle biraz daha sabır diyerek EPP bizi hep oyaladı.' şeklinde konuştu.
'TERCİHİMİZE HERKESİN SAYGI DUYMASI GEREKİR'
AK Parti olarak yaşanan süreçte EPP'nin toplantılarına katılmama kararı aldıklarını ifade eden Çavuşoğlu, İngiliz Muhafazakâr Partisi'nin öncülüğünde kurulan Avrupa Muhafazakar ve Reformcular İttifakı (AECR) ile birçok ortak değerler paylaştıkları vurgusu yaptı. 'Siyasi parti çalışması olduğu için bunun her aşamasında bu böyle oldu diye kamuoyu ile paylaşmak doğru olmaz. Devlet ya da hükümetin işi olsa bunu paylaşmakta fayda var ama bu parti çalışmaları olduğu için bu şekilde sürdürdük.' diyen Çavuşoğlu, 'Bir yandan EPP'nin bize karşı olan tutumu diğer yandan yeni partinin bize bakış açısı ve üyelik statüsündeki farklılık etkili oldu. Biz adeta kurucu üyesi oluyoruz. Ana prensipleri belli ama birçok alandaki duruşlarına dair deklarasyon çalışmalarına biz de katkı sağlayacak. Tam üye olarak, yönetimde olacağız.' şeklinde konuştu. Kendi tercihleri olduğunu ve herkesin saygı duyması gerektiğini kaydeden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Liberallerden de Sosyal Demokratlardan da davet geldiğini ifade etti.
'VERİLEN SÖZLER TUTULMADI'
EPP'den Ria Oomen Ruijten ve Liberallerden Andrew Duff'un 'hayal kırıklığı' içeren tepkiler göstermesini anlayabildiklerini ifade eden Çavuşoğlu, ' Onlar önce hayal kırıklarını kendi partilerine iletsinler. Türkiye'de oyların yüzde 50'sini almış koskoca iktidar partisini hala gözlemci statüsünde niye tuttuklarını kendi kendilerine sorsunlar. Biz Türkiye olarak ve AK Parti olarak ikinci sınıf muameleyi hak edecek bir parti de değiliz ülke de değiliz. Bizi böyle bir muameleye niye tabi tuttular? Tüzük açık. İki parti itiraz ediyor. Onlara söz geçiremiyorlar Ondan sonra AK Parti niye ayrıldı diye soruyorlar.' dedi. AK Parti'nin EPP'deyken Türkiye'ye üyelik müzakerelerinde en çok desteği liberallerin yanı sıra İngiliz muhafazakarların, Sosyal Demokratların ve yer yer Yeşillerin verdiğini kadyeden Çavuşoğlu, en çok karşı çıkanların ise Hıristiyan Demokratlar olduğu vurgusunu yaptı.
'MESNETSİZ BİR YAKIŞTIRMA'
AP'de gözlemcilerden bazılarının "Tam bir 'gavura kızıp oruç bozma' hadisesi yorumuna ise sert tepki gösteren AK Parti Dış İlişkiler Başkanı, 'Kesinlikle öyle bir şey yok. Bu tamamen mesnetsiz bir yakıştırma. Son derece de saygısız bir yakıştırma. Ne demek 'gavura kızıp da oruç bozmak'? Biz bu kadar bilinçsiz bir siyasi parti miyiz ki biz öyle yapacağız. En büyük partide neydiniz? Gözlemci üye. AB üye olmadığımız sürece bizi yükseltseler yükseltseler ortak üye olacaktık. Orada da oy verme hakkınız yok.' şeklinde konuştu.
'ELEŞTİRLERDE ÖNYARGI VE KISKANÇLIK VAR'
Eleştirilerin altında bilgi eksikliğin yanı sıra önyargı ve kıskançlığın rol oynadığını savunan Çavuşoğlu, 'Partinin büyüklüğü küçüklüğü çok önemli değil. İlke ve prensip önemli. Biz de kurulduğumuzda küçük bir partiydik. On sene içinde oylarımızı artırarak iktidarımızı devam ettiriyoruz çok şükür. Gözlemci üye olarak orada atıl kalsak mı iyiydi, bir partiye kurucu üye olup da orada başkan yardımcısı statüsü ile kendimizin karar mekanizmasının yine Avrupa'da değerlerini paylaştığımız bir partiye mi olmamız iyi?' sözlerine yer verdi.
ÇAVUŞOĞLU, YILBAŞINDAN SONRA AECR GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
AECR'ye üyelik sürecinin tamamlandığını kaydeden Çavuşoğlu, yılbaşından sonra Genel Kurul'un toplanacağını ve kendisinin dört Başkan Yardımcılığı'ndan birisine getirileceğini ifade etti. Ayrıca AECR'nin Yönetim Kurulu'nda da AK Partili bir temsilcinin görev yapacağı öğrenildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara