Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan'dan Alevi vatandaşlara: Biz aracılarla değil yüz yüze konuşacağız

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alevi vatandaşlara, "Bizim aramıza başkaları girmezse, bizim aramıza yabancı fitne odakları girmezse eğer özümüzle bizi biz yapan değerlerle konuşulabilirse, inanın aramızda hiçbir mesele kalmayacak." diye seslendi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-12 11:48:51

Erdoğan'dan Alevi vatandaşlara: Biz aracılarla değil yüz yüze konuşacağız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alevi vatandaşlara, "Bizim aramıza başkaları girmezse, bizim aramıza yabancı fitne odakları girmezse eğer özümüzle bizi biz yapan değerlerle konuşulabilirse, inanın aramızda hiçbir mesele kalmayacak." diye seslendi.

AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, "Alevi ve Sünni kardeşim arasında ortak değerlerin yanında farklılıklar çok cüz'i seviyededir. Biz aynı toprakların insanıyız, aynı medeniyetin ortak mimarlarıyız. İktidar hırsı içindeki Yezid'in izindeki birtakım nifak odakları bizim aramızı açamaz. Bazı ülkelerin, bazı partilerin, bazı milletvekillerinin özellikle de birtakım kanlı terör örgütlerinin kışkırtmaları bizim kadim kardeşliğimizi sarsamaz. Biz aracılarla konuşmayacağız. Biz ru be ru yani yüzyüze, gönül diliyle konuşacağız. Aramıza birileri girdiği ve gönül dili zedelendiği müddetçe biz sorunlarımızı aşamayız." ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, TBMM'deki haftalık AK Parti Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, tayfun felaketi yaşayan Filipinler'e geçmiş olsun dileklerini ileterek başladı. Ayrıca, Türkiye'nin Filipinler'e yardım malzemesi gönderdiğini söyleyen Erdoğan, "Önceki gün, Filipinler Devlet Başkanı'na taziye telgrafı göndererek, üzüntülerimizi ifade ettik ve dayanışma mesajımızı ilettik. Tabii Filipinler'deki büyük afet karşısında sadece mesaj ve temennilerimizi iletmekle kalmadık. Dün, Başbakan Yardımcımız Sayın Beşir Atalay'ın refakatiyle içinde battaniyeler, barınma çadırları, mutfak setleri bulunan 65 tonluk kargo uçağı dolusu yardım malzemesini Filipinlere ulaştırdık. Başbakan Yardımcımızla birlikte AFAD Başkanı ve ekibi de Filipinlere ulaştılar ve orada yardım çalışmalarını başlattılar. Türkiye'nin her aşamada Filipinlilerin yanında olacağını belirtmek istiyorum." dedi. Erdoğan, yine konuşmasının başında hayatını kaybeden gazeteci Savaş Ay'ı andı. Kendisi için Allah'tan rahmet diledi.

Yarın Türkiye ve tüm İslam coğrafyası olarak, Muharrem ayının 10. gününün idrak edileceğini belirten Erdoğan, Muharrem ayının önemine değindi: "Aşure adını verdiğimiz bu gün insanlık tarihindeki birçok önemli hadisenin yıl dönümü olarak biliniyor. Birçok hadisenin 10 Muharrem'de gerçekleştiği rivayet ediliyor. 10 Muharrem, sadece İslam'da değil, Hristiyanlık ve Musevilik'te de önemli gün olarak kabul ediliyor. Bizim için 10 Muharrem'in acı bir hatırası var. Hz. Peygamber'in (sas) mübarek torunu Hz. Hüseyin Efendimiz (r.a) 10 Muharrem gününde Kerbela'da ailesiyle birlikte şehit edilmişlerdir. Bu vesileyle Hz. Hüseyin Efendimiz (r.a) ve Ehli Beyt'i bir kez daha hürmetle yad ediyor, Allah'ın selamı ve rahmeti üzerlerine olsun diyorum. Hz. Peygamber (sas) Muharrem ayında tutulan orucun Ramazan'dan sonra tutulan en faziletli oruç olduğunu buyurmuştur. Peygamber Efendimiz'in (sas) bu sünneti hem Türkiye'de hem İslam dünyasında hem Sünniler hem Şiiler arasında çok güçlü şekilde yaşatılıyor."

Başbakan Erdoğan, kendisinin de dün akşam, Türkiye Uzlaşı ve Toplumsal Kalkınma Vakfı'nın davetine icabet ederek, Muharrem iftarına katıldığını anlattı. Erdoğan, "Alevi kardeşlerimizin bulunduğu bir sofrada orucumuzu açtık. Kerbela'nın özellikle de Hz. Hüseyin Efendimiz'in (r.a) şehadetinin, bir tefrikanın bir ayrışmanın aracı olamayacağını, biz her fırsatta ifade ettik, ediyoruz. Bu, sadece Türkiye içinde değil, bu noktada büyük ıstıraplar çeken bölge ülkelerine de defaatle vurguladık. 13 asırdan fazla bir süredir üzerinde konuşulan bu meselenin bir anda çözüleceği umudunda değiliz. Bu meselenin mezhepler arasında bir yorum farkı olarak kalmasını, sadece fikir düzeyinde bir farklılaşmayla sınırlı olmasını her zaman arzuladık ve bunun için de tavsiyelerimizi her fırsatta dile getirdik." şeklinde konuştu.

"BİZ HİÇBİR ZAMAN YEZİD'İN TARAFINDA DURMADIK"

Erdoğan, dün akşam iftar davetinde dile getirdiği ifadeleri, grup toplantısında da benzer şekilde kullandı: "Kerbela'dan, 1374 yıl önce yaşanmış acı hadiseden yola çıkılarak kardeşin kardeşini katletmesini, kardeşlerin birbirlerine hasım olmasını, Kerbela üzerinden bir kutuplaşmanın yaşanmasını, biz en başta Hz. Hüseyin Efendimiz'in (r.a) mübarek hatıralarına haksızlık olarak görüyoruz. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde kendisini Müslüman olarak tanımlayan bir şahıs ya da bir grup, çıkıyor üzerine bombaları sarıyor, giriyor bir camide, ibadethanede, kutsal mekanda bu bombaları patlatıyor. Böyle bir vahşetin, böyle bir gaddarlığın, bırakınız Sünniliği, bırakınız Şiiliği, insanlıkla da alakası yoktur. İslam'la da uzaktan yakından alakası yoktur, olamaz. Çocuklar ölüyor, kadınlar ölüyor, ibadet eden masum insanlar ölüyor. Kerbela'dan ders çıkarılması gerekirken hemen her gün yeni Kerbelalar yaşanıyor. Hemen her gün çağın Yezid'leri çağın Hüseyin'lerini katlediyor. Biz millet olarak hiçbir zaman Yezid'in ve Yezid'lerin tarafında durmadık. Her zaman Hüseyin'lerin tarafında durduk. Kerbela faciası, Yezid'in iktidar hırsının bir hedefiydi. Şu anda coğrafyamızda Kerbela üzerinden ayrışanların birbiriyle kanlı mücadelesi de tamamen birilerinin iktidar hırsının hedefidir." dedi.

"MAZLUMU KATLEDENİN SIFATI YEZİD, MAZLUMUN SIFATI HÜSEYİN'DİR"

Hz. Hüseyin'in (r.a) Şii ya da Sünni olmadığını, Hz. Peygamber'in (sas) torunu olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bütün varlığıyla sadece Müslümandı, o zaman ne Şii ne de Sünni vardı. Bugün de Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de mazlumu katledenin sıfatı Yezid'dir, mazlumun sıfatı da Hüseyin'dir. Biz, bu geniş coğrafyada öldürerek ayakta kalmaya çalışan iktidarlara aynı nazarla bakıyoruz. Hem İslam coğrafyasında, hem Türkiye'de bizim ortak medeniyetimizin mensuplarının artık bu güç savaşlarının daha samimi şekilde reddedilmesini, sorgulamasını, vicdanlarıyla bu konuda karar vermelerini bütün Müslümanlardan özellikle istiyoruz. Bizim aramıza başkaları girmezse, bizim aramıza yabancı fitne odakları girmezse eğer özümüzle bizi biz yapan değerlerle konuşabilirse, inanın aramızda hiçbir mesele kalmayacak. Alevi ve Sünni kardeşim arasında ortak değerlerin yanında farklılıklar çok cüz'i seviyededir. Biz aynı toprakların insanıyız, aynı medeniyetin ortak mimarlarıyız. Nasıl ki Mevlana ismi silindiğinde bu topraklardan hiçbir şey kalmazsa, Hacı Bektaşi ismi silindiğinde de bu topraklarda hiçbir şey kalmaz. Çok daha öncesinde bu topraklar üzerindeki medeniyeti hep birlikte inşa ettik. Hüzünleri, kederleri birlikte yaşadık. Sevinçleri birlikte paylaştık. Yakın tarihte yaşanmış Dersim, Çorum, Kahramanmaraş gibi acı hadiseler bizim bin yıllık kardeşliğimizi bozamaz. İktidar hırsı içindeki Yezid'in izindeki birtakım nifak odakları bizim aramızı açamaz. Bazı ülkelerin, bazı partilerin, bazı milletvekillerinin, özellikle de birtakım kanlı terör örgütlerinin kışkırtmaları bizim kadim kardeşliğimizi sarsamaz. Biz aracılarla konuşmayacağız. Biz ru be ru yani yüzyüze, gönül diliyle konuşacağız. Aramıza birileri girdiği ve gönül dili zedelendiği müddetçe biz sorunlarımızı aşamayız."

Başbakan Erdoğan, 11 yıllık iktidar dönemlerinde Alevilerin sorunlarını çok samimi şekilde ele aldıklarını, bugüne kadar hiçbir hükümetin sergilemediği samimiyeti sergilediklerini söyledi. Erdoğan, "Yaptığımız çalıştaylarla çözüm yollarını belirledik. En son Nevşehir'deki üniversitemizin adını Hacı Bektaş Veli Üniversitesi yaparak bu noktada adım attık. İnşallah çok daha fazlasını yaparız, yapacağız. Güç devşirme peşindeki odakları aramıza almayalım. Militan devşirme peşindeki terör örgütlerini, Alevilere sadece birer oy deposu olarak bakan istismar siyasetini aramıza almayalım." diye konuştu.

"EMLAK KONUTA 3,3 MİLYAR LİRA NAKİT GİRDİSİ GERÇEKLEŞECEK"

Erdoğan, konuşmasında, Emlak Konut'un halka arzına da değindi: "Dünyada nereden nereye geldiğimiz, nereye gitmekte olduğumuzu, güven ve istikrarın ne denli önemli olduğunu hep vurguluyoruz. Emlak Konut kuruluşumuzun toplam büyüklüğü 3,5 milyar lira yani 1,6 milyar dolarlık bir halka arz gerçekleşti. Bu arzın 2,6 milyar liralık kısmı uluslararası yatırımcılara, 650 milyon liralık kısmı da yerli yatırımcılara tahsis edilmiştir. Emlak Konut'un uluslararası yatırımcılara tahsis edilen kısmına 80 değişik yatırımcıdan toplam 5 milyar liralık talep geldi. Dolar olarak ifade edersek biz 1,3 milyar dolar arz ettik 2,5 milyar dolar talep geldi. Yerli kısmındaysa 650 milyon liralık arza 3.5 katı fazlasıyla 2,4 milyar lira talep geldi. Böylece, toplamda 3,25 milyar liralık arza 7,5 milyar lira talep geldi. Emlak Konut'un arz işlemi 2013 yılında yapılan en büyük arz işlemi olurken, Türkiye'de bugüne kadar yapılmış Halkbank ve Türk Telekom'dan sonraki en büyük üçüncü arz işlemi oldu, dünyadaki ekonomik krize rağmen. Ayrıca, Emlak Konut'un arzı 2013 yılında Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki en büyük halka arz işlemi, Avrupa'da ise en büyük 3. halka arz işlemi oldu. Yarın itibarıyla Emlak Konut'a yaklaşık 3,3 milyar lira nakit girdisi gerçekleşecek. Bu işlem, Türkiye ekonomisinin ulaştığı güven ve istikrar seviyesini göstermesi bakımından son derece önemli."




SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara