Erdoğan: Birileri hazmetmiyor diye muhafazakar kimliğimizden vazgeçmeyiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son zamanlarda hükümetin yaşam tarzlarına müdahale ettiği iddialarına TBMM'deki AK Parti Grup Toplantısı'ndan cevap verdi. Vatandaşlara, 'Kim iseniz o olun' diyerek yaşam tarzlarına müdahale etmediklerini söyleyen Erdoğ
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-12 12:51:40
Erdoğan, "Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz. En başta ifade ettik bunu. Bugüne kadar da böyleydik. Bu toplumun kadim değerlerini, inançlarını, medeniyetini muhafaza etmek bizim partimizin çizgisidir. Aynı zamanda farklılıkların var olma haklarını, yaşam tarzlarını teminat altına almak da bizim demokrat kimliğimizin gereğidir. Biz 200 yıldır yapıldığı gibi değer dayatılmasına da karşı çıkarız. Aynı zamanda biz birileri hazzetmiyor diye muhafazakar kimliğimizden, demokrat kimliğimizden vazgeçmeyiz. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Bizim ilkemiz budur." dedi.
"PARTİ OLARAK KÖTÜ GÖRÜYORSAK HÜKÜMET YETKİSİ İLE MÜCADELE EDERİZ"
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında "Milletin kötü gördüğünü biz de kötü görürüz." diyerek müdahale tartışmalarına değindi. Erdoğan, "Hükümet olarak anayasa ve yasa çerçevesinde milletin verdiği yetkiyi kullanır, onun dahilinde ne gerekiyorsa onu yaparız. Eğer parti olarak bir şeyi kötü olarak görüyorsak, hükümet olarak da yetkimiz varsa onunla mücadele ederiz. Bu da bizim en tabii hakkımızdır. Bu partiyi kurduğumuz andan itibaren biz bir şey söyledik; bize sadece ve sadece millet istikamet çizer. Bizim rotamızı sadece millet belirler. Biz bunu sadece slogan olarak dile getirmiyoruz, bu sözümüzün arkasında durmak için 11 yıldır mücadele veriyoruz. Bir adım atarken biz sermaye ne der diye bakmayız, medya ne der diye bakmayız. Bir reform yaparken, medya ne yazacak, sermaye ne diyecek diye çekinemeyiz. Bir değişimi gerçekleştirirken, aydınlar ve yazarlar içerde ve dışarıda nasıl tavır alacak diye istikametimizi değiştirmeyiz. Çünkü, bu milletin tarihi bunun bedelini çok ağır ödedi. Artık biz bu bedeli bu millete ödetmeyeceğiz diye yola çıktık. Biz sadece ve sadece milletin ne dediğine bakar, milletin çizdiği istikamette yolumuzda ilerleriz. Biz her ay 3 tane 4 tane kamuoyu araştırması yapıyoruz. Niye? Millet ne diyor görmek için." diye konuştu.
"YAŞAM TARZI DAYATMALARINI KALDIRIYOR, MİLLETİN ÖNÜNE TERCİH KOYUYORUZ"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiç kimse parmağını kaldırarak, kibir içinde bizi aşağılayacak, bize hiza ve istikamet çizecek yetkiye sahip değildir. O günler geride kalmıştır. Hem aziz milletim hem de işte bu salonda bulunan her bir kardeşim göğsünü gere gere bu gurur ve kibir abidelerine 'siz kim oluyorsunuz' deme cesaretini göstermelidir. Biz birilerinin keyfi için o bitmez tükenmez kibri için inançlarımızdan, değerlerimizden, hedef ve ideallerimizden vazgeçecek bir kadro hiçbir zaman olmadık ve hiçbir zaman olmayız. Siyasi parti olarak neye inanıyorsak, ne düşünüyorsak, Türkiye için nasıl bir gelecek tasavvur ediyorsak, hiç çekinmeden ve korkmadan çıkar onu söyleriz. Aman şu bizi eleştirecek. Varsın eleştirin. Aman şu bizim aleyhimize yazacak. Varsın yazsın. Ama şunlar tavır alacak, varsın alsın. Bizi millet bağlar, millet değerli kardeşlerim. Arkamızda millet olduğu müddetçe korkmayacağız, çekinmeyeceğiz. Eğer korkarsak, eğer çekinirsek o milletin emanetine ihanet etmiş oluruz. Bu kadro içindeki herkesin özgüveni olacak, bu kadro içindeki herkes arkasında milletin gücü olduğunu hissedecek, böyle bir özgüvenle hareket edecek. Miletin değil, şunların bunların ne diyeceğine bakan, daha en baştan davayı kaybetmiştir. Bu sözleri de kimse farklı yerlere çekmesin. 200 yıldır bu millete istikamet dayatılıyor, miletin önüne seçenek koyulmuyor. Milletin görüşü sorulmuyor. Milletin değerleri dikkate alınmıyor. 200 yıldır doğru olan budur deniliyor ve bu doğru millete baskıyla şiddetle ceberrut bir devlet anlayışıyla dayatılıyor. Devlet, özellikle de tek parti döneminde millete yaşam tarzı dayatıyor, kılık kıyafetinden, sakal bıyığına, yeme içmesinden okumasına yazmasına kadar sınır çiziyor, çerçeve çiziyor. Biz hiçbir zaman bize yapılanları başkasına reva görmek gibi bir yanlışın içinde olmadık. Bu millete tek tip yaşam tarzları dayatılırken, biz 11 yıldır aziz milletimizin önüne seçenekler koyan bir iktidar olduk. Her alanda milletin önüne tercihler koyduk, birden fazla tercih koyduk. Okulda çocuğun Kur'an-ı Kerim mi öğrensin istiyorsun? Orada seçmeli, istersen Kur'an-ı Kerim okumasını seçebilirsin. Seçenek bu. Öğrenmesini istemiyorsan da seçmezsin. Okulda çocuğun Hz. Peygamber'in (sas) hayatını öğrensin istiyorsan tercih senin, siyer dersini seçersin, istemiyorsan seçmezsin. 4+4+4 seçeneği ile okullar arasında tercih hakkını getirdik, istediğin okulu seçersin. İşte bu hafta Finlandiya, İsveç ve Polonya buraları gezerken, onlar 5+3'ün intihar olduğunu, 4+4+4 nereden buldunuz diye bunu sordular. Bizde bazı ben bir eğitimciyim diye geçinenler, işte 5+3'ün çok çok verimli olduğunu, 4+4+4'ün verimsiz olduğu gibi bir yaklaşımı ortaya koyuyorlar. Niye cesaret edip de 12 yılı zorunlu eğitimi getiremediniz. Biz getirdik. Farklı dil ve lehçeleri öğrenmek mi istiyorsun? Tercihini ona göre yaparsın. İstemiyorsan tercih etmezsin. Kamuda ister başörtülü ister başı açık çalışırsın. Meclis'e ister başörtülü gelirsin ister başı açık gelirsin. Burası milletin meclisi değil mi. Yıllardır burada zulmetmediler mi? Zulmettiler. Şimdi bu adım da atıldı. Her alanda, her konuda dayatmaları kaldırıyor, tek tip uygulamaları kaldırıyor, yaşam tarzı dayatmasını ortadan kaldırıyor, milletimizin önüne tercihler koyuyoruz."
"YAŞAM TARZINA MÜDAHALE KOROSU"
Çoğunluğun azınlığa hükmetmesine karşı olduklarını ama asıl azınlığın çoğunluğa hükmetmesine karşı olduklarını belirten Erdoğan, "Attığımız her adıma, ağzımızdan çıkan her cümle ile birlikte bir koronun 'yaşam tarzıma müdahale ediliyor' diyerek bir karalama kampanyası başlattığını görüyoruz. Bu, senin 200 yıldır sahip olduğun haklara milletin tamamı kavuşuyorsa, bu senin yaşam tarına müdahale değildir, bu eşitliktir, demokratikleşmedir, özgürlüktür, bu normalleşmedir. Zincirleri, prangaları parçalayarak kölelikten kurtulamazsınız, en başta zihninize, kalbinize, dilinize takılmış zincirlerden, o prangalardan kurtulacaksınız. İnandığınız neyse onu cesaretle savunacaksınız. Ben milletimden şunu özellikle şunu rica ediyorum; kim iseniz o olacaksınız. Başkasının ne dediğine değil, en başta vicdanınızın, kalbinizin sonra da mensubu olduğunuz milletin ne dediğine bakacaksınız. Bırakın eleştirsinler. Yunus Emre'nin dediği gibi 'bırakın gülsünler, yeter ki hak bizim olsun." şeklinde konuştu.
"BİRİLERİ HAZZETMİYOR DİYE MUHAFAZAKAR KİMLİĞİMİZDEN VAZGEÇMEYİZ"
Muhafazakar demokrat bir parti olduklarını ve başından beri bunu ifade ettiklerini kaydeden Erdoğan, "Bugüne kadar da böyleydik. Bu toplumun kadim değerlerini, inançlarını, medeniyetini muhafaza etmek bizim partimizin çizgisidir. Aynı zamanda farklılıkların var olma haklarını, yaşam tarzlarını teminat altına almak da bizim demokrat kimliğimizin gereğidir. Biz 200 yıldır yapıldığı gibi değer dayatılmasına da karşı çıkarız. Aynı zamanda biz, birileri hazzetmiyor diye muhafazakar kimliğimizden, demokrat kimliğimizden vazgeçmeyiz. Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Bizim ilkemiz budur. AK Parti olarak muhafazakar demokrat bir parti olarak her meselede görüşümüz, kesinlikle vardır. Söyleyecek sözümüz vardır. Hedefimiz ve tasavvurumuz vardır. Ama hükümet olarak Anayasa ne derse, yasalar ne derse yani sonunda millet ne derse biz sadece onu yaparız." diye kaydetti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara