Kılıçdaroğlu: Kerbela'dan söz edenler içlerindeki Yezid'i çıkarmaları gerekir
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Müslüman dünyasının Muharrem ayında barış içinde yaşamasını diledi. Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinin unutulmaz bir gönül acısı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bundan söz edenlerin içlerindeki Yezid'i çıkarmaları
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-05 13:34:52
Partisinin Meclis Grubu'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerine eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'i anarak başladı. Kerbela olayını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Hz. Hüseyin'in şehit edilmesinin unutulmaz bir gönül acısı olduğunu belirterek, bundan söz edenlerin içlerindeki Yezid'i çıkarmaları gerektiğini vurguladı. Bunun çok derin bir acı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Muharrem ayında insanların kendi manevi dünyalarını zenginleştirdiğini kaydetti. Kin duymadan, insan sevgisini odak alarak oruç tuttuklarını anlatan Kılıçdaroğlu, Müslüman dünyasının Muharrem ayında barış içinde yaşamasını diledi. "Kerbela zalime karşı direnmektir. Asla iktidara biat etmedi Hz. Hüseyin, doğruluktan ayrılmadı. Dedesi Hz. Muhammed'in çizgisinden ayrılmadı ama onu katlettiler." diyen Kılıçdaroğlu, özünde olan acıyı kine dönüştürmemek gerektiğini vurguladı. Kimliği ne olursa olsun insana saygı duyulması gerektiğini ifade etti.
Demokrasi ve özgürlüklerin Cumhuriyet'in mayaları olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, bu konularda kimsenin kendilerini eleştiremeyeceğini kaydetti. Demokrasi konusunda kimsenin CHP'nin eline su dökemeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, dini siyasete alet etmediklerini, çünkü dinin yüce bir kavram, manevi dünyanın zenginliği olduğuna dikkat çekti. Bu zenginliği başka bir alanda harcayamayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Bu bizim görevimiz. İnanca, kimliğe saygılı olmayı savunduk. Hiçbir parti programında yoktur, biz 'kişinin etnik kimliği kişinin şerefidir' deriz. Uludere'de öldürülen 34 yurttaşımızın ailelerinin yanındayız. Biz kendi insanımızın yanındayız. Mazlumun yanındayız. Hrant Dink cinayetinin bütün ayrıntıları ile aydınlanmasını isteriz. Biz poşu taktı diye Cihan Kırmızıgül'ün 11 yıl hapse girmesini içimize sindiremeyiz. Kadın erkek eşitliğinden yanayız. Kadına seçme hakkını veren partiyiz. Kadın kadındır, erkek erkektir diyorlar birileri. Zekaya bak. Bütün kadınlara sesleniyorum. Eğer erkeklerin sahip olduğu haklara sahip olmak istiyorsanız, çocuğuma süt veremedim diye kendinizi asmak istemiyorsanız adresiniz, yeriniz belli: CHP."
"KADINA ŞİDDET 10 YILDA YÜZDE 1400 ARTTI"
Son 10 yılda kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Diktatöre sorarsanız bunun sorumlusu CHP." dedi. "Kadının giysisi üzerinden siyasete son. Sana ne, nasıl giyinirse giyinsin." diyen Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki yasaları değiştireceğiz. Doğum yaparsa şu kadar olur, şu olursa bu kadar olur. Karşılığında da işveren para verecek işe gitmeden. Amaç ne, sağ gösterip sol vurmak. Bak size bu hakkı verdim diyecek. Ama işveren çalıştırmayacak onları. Biz ne diyoruz CHP olarak. Kim kadın isdihdam ediyorsa onun sigorta primlerini devlet ödeyecek. Bu kadar basit." diye konuştu.
KADINLARDAN AK PARTİ'YE OY VERMEMELERİNİ İSTEDİ
Kadınlardan AK Parti'ye oy vermemelerini isteyen Kılıçdaroğlu, "Demokrasi açığımız büyüyor. Özgürlük açığımız büyüyor. Diyor ki kız ve erkek öğrenciler aynı yurtlarda kalmayacak. Zaten kalmıyor ki. Senin derdin yurt sorunu değil. Karma eğitimi nasıl yok ederim senin derdin. Eğer yurt yoksa sorumlusu kim, CHP mi? TOKİ kalkıyor Sovyet tipi evler yapıyor, neden yurt yapmıyor? Yurt yokmuş yeteri kadar. Sen sorumlu değil misin? Ülkenin sorunlarını bilmeyen insanlar bunlar. Türkiye'yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirmek istiyorlar. Özellikle kadınların bunu bilmesi lazım." ifadelerini kullandı.
"DİKİZCİ DEDİM, VALLAHİ HAKLIYIM"
Güzel İstanbul'un ranta kurban edilmek istendiğini belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın Dolmabahçe'ye oturduğunu ve Kadıköy'den gelen vapurları dikizlediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Böyle bir adam var bir de. Kadıköy'den gelen vapurlarda hayat var, coşku var. İstanbulluları görürsünüz o vapurlarda. Vapurlar İstanbul'un güzelliğidir. Martıları da izlersiniz. Onları da seyredebilirsiniz. Bir de kötü niyetle seyretmek var. Bakın ne diyor: Dolmabahçe'de ofisimin önünde Kadıköy'den gelenleri görüyorum, bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil. Böyle bir adamın olduğu ülkede demokrasiden söz edilemez. Buna dikizci dedim diye dava açmış. Sevsinler senin davanı. Açmazsan namertsin. Dikizci ne demek diye Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne baktım. Gözetlemek diyor. Ama senin niyetin farklı. Sen kadına birey olarak, insan olarak bakmıyorsun; senin niyetin farklı. Dikizci dedim, vallahi haklıyım. Bundan en ufak bir endişe de duymuyorum. Bu dikizci zihniyet özgürlük ve demokrasi getiremez. Laiklik getiremez. Dikizcilik yapıyorsun diyorum, sen söylüyorsun bakıyorum diye. Hicap duyuyorum diyorsun. Dikizcilik yaptığını itiraf eden normal, eleştiren mi anormal?"
"Sadece Dolmabahçe'den dikizlese neyse, evimizin içini de dikizliyor. Telefonlarımızı dinliyor. Dikizciden Başbakan olmaz." diyen Kılıçdaroğlu, "Sizin teminatınız benim demek, sizin sahibiniz benim demektir. Sen kimsin de bizim sahibimiz oluyorsun. İnanca saygı göster, insana saygı göster. Bilimi dışlayarak ülkeyi yönetemezsiniz. Akıl tutulması ile ülke yönetilmez. En büyük darbe güçler ayrılığını yok etmektir. Temel sorunumuz bu, ilkenin sadece Anayasa'da yazılı olması, ama gerçek hayatta olmaması. Yargı siyasallaştı. Yasama ortamı AKP'nin arka bahçesi oldu. Önümüzde ciddi bir sorun var." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara