Çiçek: 1920'de açılan TBMM İslam dünyası için iyi bir örnek
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, 1920'de açılan TBMM'nin İslam dünyası için, milleti ile devleti bir çatı altında buluşturması açısından iyi bir örnek olduğunu söyledi. Çiçek, "Milleti ile devleti TBMM çatısı altında buluşmuşt
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-05 18:36:15
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı'nın Muharrem ayı iftarı Ankara Rixos Otel'de yapıldı. İftara TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Başkanı Haşim Kılıç, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, DSP Genel Başkanı Masum Türker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, AK Parti milletvekilleri Abdulkadir Aksu ve Necati Çetinkaya ile çok sayıda siyasi ve bürokrat katıldı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Muharrem ayının öneminin Müslümanlar arasında iyi anlaşılamadığının altını çizerek, "Nerede İslam toplumu varsa orada kan var, gözyaşı var, fitne var, fesat var. Aklı hırsına yenilen insanların neler yapabileceğinin örneklerini günümüzde de görüyoruz. Kerbela'da akan kan bugün gözümüzden yaş olarak akmaktadır. Maalesef günümüzde de İslam coğrafyasının başka bölgelerinde yeni kanlar dökülmekte ve yeni Kerbelalar yaşanmaktadır. Kardeşin kardeşe sıktığı kurşunlar sebebiyle Müslümanların kalpleri birbirinden uzaklaşmaktadır." diye konuştu.
"TÜRK MİLLETİNDE 'YEZİD' İSMİ YOKTUR"
Türk milleti olarak kendi evlatlarına Ali, Hasan, Hüseyin ve benzeri isimleri vererek, Kerbela olayında hangi tarafta olunduğunun ortada olduğunu kaydeden Çiçek, Türk milletinin arasında 'Yezid' isminin olmadığına dikkat çekti. Ortada siyasetin tarihe bıraktığı bir sorunun miras bırakıldığını ifade eden Çiçek, bu hadiseden çıkartılacak çok dersler olduğunu vurguladı.
İslam toplumu olarak artık uyanık olunması gerektiğinin altını çizen Çiçek, haklar ve özgürlükler anlamında Türkiye'nin artık belli bir olgunluğa eriştiğini ifade etti. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha demokratik bir ülkede yaşamak takdirle karşılanacak, destek verilecek bir tutumdur. Tarih boyunca bizi içten içe kemiren 2 fitne olmuştur. Biri mezhepçilik diğeri de etnikçilik. Millet olarak son derece dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Başkalarının planlarının yerine kendi planlarımızı yapmak zorundayız. Türkiye bu konuda önemli bir ülkedir. 1920'de açtığımız TBMM, İslam dünyası için iyi bir örnektir. Milleti ile devleti TBMM çatısı altında buluşmuştur. Demokrasinin bütün kurum ve kurulları ile işletilmesi toplumsal barış ve dayanışma ile olacaktır. Hiçbir ayrım gözetilmeksizin, her görüşte insanı temsil eden TBMM'yi yaşatmak ve daha da geliştirmek ortak sorumluluğumuzdur. Başkalarının gösterdiği hedeflerin peşinde koşmak yerine, kendi hedeflerimizin peşinde koştuğumuz takdirde başarılı olacağımıza inanıyorum."
VAKIF BAŞKANI ALTUN: ALEVİ-SÜNNİ SORUNU YOK, SİSTEM SORUNU VAR
Vakıf Başkanı Fermani Altun, Kerbela'da yaşanan acılara değinerek, acılara ortak olduğunu söyledi. Yine bugün İslam coğrafyasında yanlış olayların olduğuna değinen Altun, ehli kamillerin sayısının artırılmasının önemine dikkat çekti. Türkiye'de yaşanan sorunlara da değinen Altun, Türkiye'de Alevi-Sünni sorunu olmadığının altını çizerek, sorunun sistem sorunu olduğunu vurguladı. Yaşanan Alevi-Sünni, cami-cemevi tartışmalarını hatırlatan Altun, bunların sorun olmadığını, asıl sorunun sistemden kaynaklanan bazı kavramların yasaklanması ve medreselerin kapanması olduğunu ifade etti.
Son dönemde önemli revizyonların yaşandığına işaret eden Altun, inanç özgürlüğü noktasında adım atılmadığı sürece sorun üretildiğine dikkat çekti. Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde olmasının önemini yineleyen Altun, ülke olarak iyi noktalara gelindiğini dile getirdi.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI: KERBELA ÜZERİNDEN BİR AYRILIK OLUŞTURMAK MÜMİNLERE YAKIŞMAZ
Diyanet İşleri Başkanı Görmez de Muharrem ayının manevi önemine işaret ederek, Müslümanlara uyarılarda bulundu. Görmez, "Kerbela üzerinden bir ayrılık oluşturmak Müminlere yakışmaz. Demek ki Kerbela'yı doğru anlamak lazım. Kerbela sadece bir efsane, bir mitoloji, sadece duyulacak bir hüzün ve keder duyulacak bir durum değildir. Üzülerek hepimiz şahit oluyoruz ki son 10 yıllarda İslam toplumu Şii'si ile Sünni'si ile Alevi'si ile Caferi'si ile Hanefi'si ile Maliki'si ile mezhebi ne olursa olsun hala Kerbela'yı doğru anlamadığımızı, doğru okumadığımızı ortaya koyuyor. Onun içindir ki etrafımızda yeni Kerbelalar yaşanıyor." şeklinde konuştu.
Görmez, bugün İslam toplumuna düşen görevin Hz. Hüseyin'in muhabbetinden Müslümanların birliğini devşirmek olduğunu belirtti. Müslümanlar arasında sevgiyi, barışı yeniden ayağa kaldırmak gerektiğini anlatan Görmez, İslam toplumu arasında ortak bir dile ihtiyaç olduğunu bildirdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara