Dolar

34,9475

Euro

36,6904

Altın

2.986,42

Bist

10.125,46

Hüseyin Çelik: Başı açıklara müdahaleyi de namus meselesi yaparız

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Hüseyin Çelik, başı kapalı kadınlara olduğu gibi başı açık olanlara da bu tercihlerinden dolayı kimsenin müdahale edemeyeceğini söyledi. Çelik, "Başı açıklık tercihi de bizim için saygıdeğerdir. Ona müdahal

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-10-30 10:52:49

Hüseyin Çelik: Başı açıklara müdahaleyi de namus meselesi yaparız
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Hüseyin Çelik, başı kapalı kadınlara olduğu gibi başı açık olanlara da bu tercihlerinden dolayı kimsenin müdahale edemeyeceğini söyledi. Çelik, "Başı açıklık tercihi de bizim için saygıdeğerdir. Ona müdahale edildiği zaman bunu da namus meselesi yaparız." dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında bazı AK Partili bayan milletvekillerinin TBMM'ye başörtülü olarak geleceklerini açıklamaları konusuna değindi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kısa süre önce yaptığı açıklamada bir özeleştiri yaptığını anımsatan Çelik, "Bu doğru bir özeleştiriydi. Biz dedi '25 yılımızı başörtüsü tartışmalarıyla geçirdik. 20-25 yılımızı bir türban olayıyla götürdük bütün enerjimiz oraya gitti' diyor. Bu bir tespittir. Buraya varmış olmaları doğru bir özeleştiridir. Kendisi diyor ki 'Şapka Kanunu var hangimiz onu uyguluyoruz? Arkasından daha da güzel bir cümle söylüyor. 'Hayatın gerçeğinden koparıyoruz Türkiye'yi' diyor. CHP hayatın gerçeğinden Türkiye'yi koparmıştır." dedi.

NE TÜRKİYE 1999'UN TÜRKİYE'SİDİR NE DE TBMM 1999'DAKİ 21. DÖNEM TBMM'SİDİR

Bugün toplumun kadınlarının yarısından daha fazlasının başörtülü olduğunu söyleyen Çelik, "Onların tercihlerinin TBMM'ye yansıması başörtülü hanımların TBMM'de bulunması kimi niye rahatsız etsin? Kamuda çalışabilir, üniversiteye gidebilir. Başı açıklık tercihi de bizim için saygıdeğerdir. Ona müdahale edildiği zaman bunu da namus meselesi yaparız. Başı açık olan hanıma tercihinden dolayı hiç kimse müdahale edemez. Ama aynı şekilde baş kapalıya da birileri müdahalede bulunursa, tercihleri farklı olabilir başörtüsüne karşı olabilirler...CHP TBMM'de bayan milletvekillerinin başörtü takmadan gelmesi gerektiği tezini savunabilir, tercihini bu yönde kullanabilir ama 1999'daki tavırlar olursa kusura bakmasınlar ne Türkiye 1999'un Türkiyesi'dir ne de TBMM 1999'daki 21. dönem TBMM'sidir." şeklinde konuştu.

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada 'dışarı dışarı' diye bağıran DSP'lileri hatırlıyorsunuz. Merhum Ecevit'in tarihi hatasıdır. 12 Mart'a karşı durmuş halkçı Ecevit, orada çıkıp bu duruşu sergileyerek kendisi ve partisinin intiharını ilan etmiştir. Yüzde 22 ile koalisyonun büyük ortağı olurken 3 yıl sonra bu halk yüzde 1'e düşürmüştür DSP'yi ve DSP tarih sahnesinden silinmiştir. CHP bundan da ders çıkarması gerekiyor. Böyle bir şeyin olmamasını biz temenni ederiz."

Bununla birlikte TBMM'de bir iç tüzüğü komisyonu olduğunu ve dört siyasi partinin temsilcilerinin bu komisyonda başörtüsünün TBMM'de takılmasının hiç bir zaman problem olmadığının, olmaması gerektiğinde hemfikir olduklarını kaydeden Çelik, "CHP'nin buna bir itirazı olmamıştır. Tayyör tanımı yapılırken de iki parçalı bir elbiseden söz ediliyor. Bu etek olabilir, pantolon olabilir. Pantolon meselesini de böyle aşarız, bunun için düzenlemeye gerek yok. Başörtüsü için de bir düzenlemeye gerek yok. Özellikle bir madde ile gerek yok. Pantolon, hanım milletvekillerinin pantolon giymesi için de bir düzenlemeye gerek yok. Yetki birliğine, karar birliğine varmalarına rağmen, şimdi şu anda Türkiye'de birkaç bayan milletvekili arkadaşımızı 'biz hacca gittik geldik tercihimizi bu yönden yana kullanmak istiyoruz başörtülü olarak girmek istiyoruz' dedikten sonra, CHP'li sözcülerden peşpeşe gelen açıklamalar CHP'nin tarihten ders almadığını Türkiye'deki bu demokratik olgunluğu hazmedemediğini gösteriyor. Zamanın ruhu diye bir kavram var. Biz başkasını, Türkiye'nin düşmanlarını sevindirmeyecek şekilde birbirimizi ikna ederek bu meseleyi götürmek zorundayız demiştik. Bakanlığım esnasında türban meselesi bana sorulduğunda şunu söylemiştim: Türkiye'de başına türban takanlar var. Bir de kafaya türbanı takanlar var. Başına türban takanlar, kafayı türbana takanlarla uzlaşmak durumundadır. Oturup birbirimizi ikna etmemiz gerekiyor. Nitekim toplumsal olarak böyle bir uzlaşma sağlanmıştır. Üniversitelerde başörtüsü serbestisi olursa şöyle olur, böyle olur demişlerdir. Ama bir problem olmamıştır. Onların endişe ettikleri aşırılıkların hiçbirisi vaki olmamıştır. Ben TBMM'de de bu olgunluğun gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. CHP'lilerin de daha önce kendi beyanlarında da yaptıkları özeleştiriye burada da uymaları gerektiğini söylüyorum. Temenni ediyorum ki, Türkiye'yi germezler. Türkiye'nin ağzının tadını kaçırmazlar. Türkiye emin adımlarla yoluna devam eder. Gelişmekte olan dünyada her geçen gün saygınlığı artan bir ülke iken bu tür kısır tartışmalarla bugün de enerjisini tüketmezler." dedi.

Haber Ara