Cumhurbaşkanı Gül: Kalkınmanın temel şartlarından biri bölgesel istikrardır
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 5. İzmir İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmada ekonomik kalkınma için bölge ve dünya barışına dikkat çekti: "Bölgede olup bitenler sizleri yakından ilgilendiriyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınmanın temel şartl
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-30 13:26:46
İlki 1923 yılında düzenlenen İzmir İktisat Kongresi'nin, o günün şartlarında büyük vizyon içeren muazzam bir hadise olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Ekonomik olarak bekasını güvence altına almış milletler, tarih sahnesine bağlılıklarını ve medeniyetlerini sürdürmüştür. Ekonomileri zayıflamış medeniyetler, tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir. Kurtuluş savaşını yeni kazanmış milletin, daha barış anlaşması imzalanmadan iktisadının rol haritasını çizmesi, ülke temelinin sağlam atıldığının göstergesidir. 1923 yılında 12 milyon nüfuslu ülkemiz, ekonomik geleceğini planlamak için önemli bir adım atmıştır. 90 yıl içinde ülke, bu hedeflere ulaşma noktasında büyük başarılar elde etti. Türkiye ekonomisi 1 trilyon dolara yaklaştı." dedi. Bununla dünyanın 16., Avrupa'nın 6. ülkesi olduğunu kaydeden Gül, küreselleşme sürecinin ülkelerin ve kıtaların tarihini derinden etkilendiğini vurguladı: "Bütün risklere rağmen küreselleşme, büyük fırsatları beraberinde getirdi. Küreselleşmenin hızlandığı son 20-30 yılda ekonominin ağırlığı Asya'ya kaymıştır." Türkiye'nin iddialı hedefler koyan ve hedeflerine ulaşan bir ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, "Türkiye, gerek dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin Asya'ya doğru kayması gerek demokratik değerlerin Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya yayılması bakımından kritik noktada bulunmaktadır. İki önemli dinamiğin kesişme noktasındaki Türkiye, tarihî fırsatla karşı karşıyadır. Çok şükür Türkiye bugün kendisine iddialı hedefler koyan ve bu hedefleri bir bir gerçekleştiren bir ülke haline gelmiştir. Yol haritasını bugünden çizmemiz zarurettir. Bu bağlamda 2014-2018 yıllarını kapsayan 10. Kalkınma Planı, 2023 için son derece önemli." şeklinde konuştu.
Cumhuriyetin 90. yıl kutlaması ve asrın projesi olarak adlandırdığı Marmaray'ın açılışına da değinen Abdullah Gül, bu neticelerin alınmasında ülkedeki siyasi istikrar ve 11 yılda hayata geçirilen hukuki, demokratik ve ekonomik reformların büyük payı olduğunu söyledi: "Tarihin hızla aktığı, milletlerarası yarışın küresel düzeyde devam ettiği ortamda millet olarak alacak çok mesafemiz var. Gerçekçi bir vizyonda geleceğimizin yol haritasını bugünden çizmemiz önemli."
EĞİTİMDE HEDEF YÜZDE 6 PAY
Türkiye'nin, son 10 yılda uygulanan politikalarla siyasi istikrarı yakalayan bir ülke olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, "Büyüme potansiyelini gerçekleştirirken artık Türkiye'yi dünyada üst lige taşıyacak ikinci nesil reformlara ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Mevcut eğitim kalitesini yükseltmeliyiz. Orta gelir tuzağını aşabilmiş ülkelerin eğitime ayırdıkları pay, yüzde 6 civarındadır. Aşamayanlar da eğitime yüzde 3 ve altında pay ayırmıştır. Ülkemizde yüzde 4,5 civarında olduğunu memnuniyetle görüyorum. Şüphesiz yüzde 6 hedefimiz vardır ve bunu da gerçekleştireceğiz." dedi.
BİLGİYE DAYALI EKONOMİ ÇAĞRISI
Demokratik standartların yükseltilmesinin birlik ve bütünlüğü güçlü kılacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuşmasına şöyle devam etti: "Demokrasi, hukuk demektir. Kanun ve kuralların herkese şeffaf şekilde eşit uygulanması demektir. Demokratik standartlarımızın yükseltilmesi, ülkemizin birlik ve beraberliğini güçlü hale getirir. Halkımızın mutluluğunu arttırır. Yerli ve yabancı sermaye sahiplerinin ülkemize güvenle gelip yatırıma yönelmesine yol açar. Türkiye'de ekonomik reformlar ve demokratik reformlar el ele gitmiştir. Günümüzde teknolojik değişimler giderek hızlanıyor. Bugün düşük katma değerli ihracattan, orta katma değerli ihracata geçtik. Bu oranın yükseltilmesi, cari açık sorununun çözümünde hayati önem taşımaktadır. Bunu yapabilmek için bilgiye dayalı ekonomiye geçmeliyiz."
'BARIŞ PRİMİNDEN YARARLANMAMIZI ENGELLEYENLER VAR'
Bölgedeki siyasi, ekonomik ve askerî istikrarsızlığın dünyayı etkilediğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Bulunduğumuz bölgenin ve dünyanın genel sorunlarından bağışık olamayız. Karşılıklı bağımlılığın bu kadar yükseldiği bir dönemde, bir ülkede veya bölgede meydana gelen ekonomik, siyasi, askerî ve insani başta olmak üzere tüm sorunlar dünyayı etkileyebilmektedir. Birdenbire komşumuzda olan olaylardan dolayı olan bir savaş nedeniyle insanlığın gereği önemli bir maliyetle karşı karşıya kalmak durumunda kaldık. Çok yakın ticaret yaptığımız ülkelerle birdenbire ticaret kesildi. Bunlar bizim elimizde değil, dolayısıyla bölgede olup bitenler sizleri yakından ilgilendiriyor. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınmanın temel şartlarından bir tanesi de bölgesel huzur ve istikrardır. Kısaca barış primi olarak adlandırılan bu durum, Batı Avrupa'dan sonra Doğu Avrupa'da tecrübe ettiğimiz bir durum. Türkiye olarak soğuk savaşın bitiminin ardından ortaya çıkan barış priminden yararlanmamızı engelleyen, uzun yıllardır olumsuz gelişmeler olmuştur ve maalesef bölgemizde de devam ediyor. Komşularımızda ne kadar barış, istikrar varsa bölgede o kadar çok ticari potansiyel de vardır. Bölgesindeki barış, huzur ve istikrar dan en fazla ekonomik istifade elde edebilecek ülke Türkiye'dir." diye konuştu.
Cumhuriyetin 10 yıl sonra 100. yıldönümünün kutlanacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, "Yarım asır sonra bu topraklarda kök salışımızın bininci yılını idrak edeceğiz. Her alanda yakalama ve öne geçme hamlesi için iyi kullanmalıyız bu yılları. Enerjimizi kısır kavga ve döngülerde tüketmeden siyasi istikrarı korumalı, demokrasiyi geliştirmeli, ekonomik kalkınmayı ara vermeden sürdürmeliyiz. Son 50 yıldaki siyasi tarihe baktığımızda, kayıp yılların acısını hep hissederiz. Türkiye artık çıkmaz sokaklara asla girmemeli. Tarihin akışı hızlanmıştır. Yolunu bulmak için sağa sola bakanlar değil, hedefleri yönünde kararlılıkla koşanlar öne çıkacaktır." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara