AB Bosna'ya adaletsiz davranıyor
Aliya İzzetbegoviç'in vefatının 10'uncu yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek anma etkinliklerine katılmak üzere Saraybosna'ya gelen Henry-Levy, AA'ya açıklamalarda bulundu.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-19 14:13:23
''Bosna dostu'' olarak bilinen ve savaş döneminde sık sık Bosna Hersek'i ziyaret ederek merhum Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç'le görüşen Henry-Levy, Aliya'nın hiçbir zaman savaş taraftarı olmadığını vurguladı.
Henry-Levy, ''Aliya, eğitimli, dindar, sakin biriydi. Bu nedenle de en sonunda başına savaş geldi'' dedi.
''Batı ülkeleri Aliya İzzetbegoviç'in ordusunun tüm Bosna'yı fethetmesini engelledi'' diyen Henry-Levy, Batı'nın, 1992-1995 yılları arasında cereyan eden Bosna savaşını Aliya'nın kazanmasını engellediğini söyledi.
Henry-Levy, ''Batı, güçlü ve durdurulamaz bir şekilde Donyi Vakuf ve Banya Luka yönünde ilerlemeye başlayan Bosna Hersek Ordusunu durdurdu ve Bosna savaşının gerçek kazananı olmalarını engelledi'' ifadelerini kullandı.
Henry-Levy, ''Dünya, Aliya'nın farklı din, etnik köken ve kültürlerden oluşan bir Bosna istediğine inanıyordu'' dedi.
AB, Bosna'ya karşı adaletsiz
Başta Saraybosna olmak üzere tüm Bosna Hersek'in, barındırdığı farklı kültür, din ve etnik gruplar nedeniyle "Avrupa'nın Kudüs"ü olduğunu söyleyen Henry-Levy, buna rağmen, Avrupa Birliği'nin (AB) Bosna Hersek'e karşı adaletsiz davrandığını ifade etti.
AB'nin Bosna Hersek'e karşı dürüst davranmadığı belirten Henry-Levy, şöyle devam etti:
''AB, daha savaş döneminde Bosna Hersek'e ihanet etti, ona ve vatandaşlarına sırtını döndü. Bunun yanı sıra, Bosna tam işi bitirecek ve savaşı kazanacakken, AB onu durdurdu. Bu nedenle, AB ve Avrupa, Bosna Hersek'e borçludur. Avrupalılar, bu borcu hala ödemediler. Bu borç, Avrupa'nın Bosna Hersek'e kucak açması ve AB üyeliğine kabul etmesiyle kapanabilir. Bu AB'nin yükümlülüğüdür.''
Medeniyet ve demokrasi değerleri anlamındaki tüm engel ve meydan okumalara rağmen, Avrupa'nın çok kültürlü bir toplum olarak kalmaya devam edeceğini vurgulayan Henry-Levy, ''Avrupa'nın büyük çoğunluğu farklı kültür, din ve millerlere kucak açmaya hazır. Ancak Avrupa'da halen, farklı görüşte olanlar da var. Mesele, sadece büyük çoğunluğunu Müslümanlar oluşturuyor diye, Türkiye'nin AB üyeliğini istemeyenler var. Bu kimseler, Avrupa'nın çok kültürlülüğü fikrine karşı olanlardır. Ancak Avrupa, çok kültürlü ruhunu koruyacaktır'' diye konuştu.
Arap ülkeleri demokratik geleceğe adım atıyor
Henry-Levy, son dönemde tüm dünyanın demokratik değerlere doğru ilerlediğine de dikkat çekerek, başta Arap ülkeleri olmak üzere bazı ülkelerin diktatör rejimlerden demokratik rejimlere geçiş yaşadıklarını belirtti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara