'Kulüpler psikolog, hukukçu çalıştırarak şiddetin önlenmesine katkı sunabilir'

Eskişehir'de görev yapan Spor Savcısı Hasan Karagöz, Türkiye'de spor haberlerinin büyük ilgi gördüğünü, bu bağlamda sporda şiddetin önlenmesi konusunda medyanın büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Karagöz, bu nedenle sporda şiddet yasasıyla ilgili basın yayın kuruluşlarına kısa da olsa sıkça haber yapmaları tavsiyesinde bulundu.

Kulüplerin de sporda şiddetin önlenmesi konusunda bazı katkılar sunabileceğine dikkat çeken Savcı Karagöz, "Kulüplerin imkanları çok iyi. Yeşil sahalarda şiddeti önleme, taraftarları terapi yapma adına bünyelerinde psikolog, pedagog, hukukçu çalıştırabilirler. Böylece, taraftara terapi yapılıp, şiddet yasasının anlatılmasını sağlayabilirler." dedi.

Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül, Spor Savcısı Hasan Karagöz, Cumhuriyet Savcısı Celalettin Karanfil, Emniyet Müdürlüğü Spor Güvenliği Bürosu, İl Gençlik Spor Müdürlüğü yetkilileri ve kentte görev yapan spor muhabirleriyle kahvaltı da bir araya geldi.

Başsavcı Çetingül, HSYK'nun sporda şiddetin önlenmesi konusuna büyük önem verdiğini, geçtiğimiz aylarda yapılan bu konudaki kurultaya başsavcılık düzeyinde Türkiye genelinde geniş katılımların olduğunu vurguladı. Şiddetin önlenmesi konusundan artık statlarda kameraları takip dönemi başlayacağını kaydeden Başsavcı Çetingül, stadın içerisine kurulacak olan kameraların maç öncesi, sırası ve sonrasında kayıtta olacağını belirtti.

Başsavcı Çetingül, eğer biri şiddet uyguluyorsa, küfür ediyorsa kameralarla bunun anında tespit edileceğini vurguladı. Başsavcı Çetingül, "O şahsın oturduğu koltuk, bilet numarası TC'si belirlenecek ve hakkında anında işlem başlatılacak. Akabinde bunlar biletlere işlenecek. Elektronik bilet sistemiyle birlikte bu şiddeti uygulayanlar maçlara alınmayacak." dedi.

"Taraftardan kanunu öğrenmesini beklememiz mümkün değil. Bunu bekleyemeyiz de." diyen Başsavcı Çetingül, şöyle konuştu:

"Bakın taraftar, insanlar hayatlarında gazete okumasalar da ama spor haberlerini okuyorlar. Alıp spor haberlerine bakıyorlar, açıp tv'lerden spor haberlerini izliyorlar. İşte burada medyanın gücü ortaya çıkıyor. Burada sporda şiddetle uygulanan kanunları medyada verilirse, haberleştirilirse insanlar bundan ders çıkaracaktır. İşte haberlerde 'ya küfür ederseniz şu ceza, bıçakla giderseniz bu ceza, darp olursa bu ceza uygulanır' diye yazılırsa inan bunlardan insanlar ders çıkaracaktır. Şiddette azalma olacaktır."

Spor Savcısı Karagöz ise son günlerde sporda şiddetin medyada birinci sırada olduğunu, bunun da hoş bir durum olmadığını dile getirdi. "Spor şiddetle anılmamalı. Spor hoşgörüdür, birlikteliktir, sevgidir." diyen Savcı Karagöz, basın yayın organlarının şiddet olaylarını içeren 6222 sayılı yasaya sayfalarında, ekranlarında anlatması, tanıtması gerektiğini, bunun da şiddetin önlenmesinde büyük katkı sunacağını ifade etti. Savcı Karagöz, şöyle dedi:

"İnsanlar spor gazetelerini daha fazla okuyor. Hiç gazete okumayan insan bile spor sayfasına bakıyor, spor haberini izliyor. Bu bağlamda sporda şiddet yasasını medya kısa da olsa aksatmadan haberlerinde yer vermeli. Bakın insanlar bu kanunu bilmiyor. Bu haberler kısa da olsa gazete ve tv'lerde verilirse bu yasa taraftara, insanlara daha hızlı ulaşır. İnsanlar bu kuralları, kanunları bilirse inanın bu şiddeti yapmayacaktır. Bu haberler insanları olumlu etkileyecektir. Taraftar, gazete ve tv'ler bu haberleri okursa, izlerse durumdan haberdar olacak ve şiddetten uzaklaşacaktır. Bu da spora olumlu yansıyacaktır. Bu nedenle sporda şiddet kanunu haberlerde kısa da olsa yer verilirse bu taraftar üzerinde olumlu yansıyacaktır."

ŞİDDET VE KÜFÜR OLUNCA, BİR SAVCI VE TARAFTAR OLARAK İÇİM YANIYOR

"15 bin kişinin üzerine tek tek polis, güvenlikçi koyamayız. İnsanlar kendi kendisine de düşünmeli." İfadesini kullanan Savcı Karagöz, sözlerine şöyle devam etti:

"Bakın son günlerde yine şiddet, küfür olayları oluyor. İnanın ben bunları görünce, duyunca, bir savcı, bir taraftar ve bir insan olarak bu durumdan rahatsız oluyorum. Yüreğim yanıyor, inciniyorum. Taraftara önemli görevler düşüyor. Bakın bunlar devam ederse başta takımı zarar görecek, spor kendisi için yasaklanacak, ceza alacak. Taraftar bunu da düşünmeli."

KULÜPLERDE ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE KATKI SUNABİLİR

Savcı Karagöz, konuşmasında, şiddetin önlenmesi konusunda kulüplerin de katkı sunabileceğine dikkat çekti. Geçtiğimiz aylarda Ankara'da yapılan 'Sporda şiddetin önlenmesi' kurultayına 5 kulübün dışında diğer kulüplerin katılmadığını da belirterek şunları söyledi:

"Kulüpler ilgisiz kaldı. Bizler oraya bir şeyleri düzeltmeye, düzenlemeye geldik. Ama kulüpler buna katılmadı ve fikir belirtmedi. Eğer kulüpler gelseydi ve bu konuda fikirlerini bildirseydi, bizler raporlarımıza korduk. Kulüplerin hala yasası yok. Kulüplerden hala ilgililere ulaşmış bir kulüp yasası taslağı çalışması yapılmamış ve ulaştırılmamıştır. Kulüplerin imkanları, şuanki gelirleri iyi. Şiddeti önleme, taraftarları terapi yapma adına bünyelerinde psikolog, pedagog, hukukçu gibi insanları barındırabilirler. Bunlar taraftara, seyirciye terapi yapıp, şiddetin önlenmesi konusunda bilgiler verebilir."

2 KASIM'DA TMOK BÜNYESİNDE BİR ÇALIŞMA DAHA OLACAK

Cumhuriyet Savcısı Celalettin Karanfil'de Ankara çalıştayına Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeterli desteği vermesine rağmen, kulüplerin yeterli desteği vermediğini, 2 Kasım 2013 tarihinde Milli Olimpiyat Komitesi'nin düzenlemesinde, İstanbul Olimpiyat evinde bir çalışmanın daha olacağını, bu çalışmaya kulüplerin de katılımını beklediklerini belirtti.

Savcı Karanfil, dört spor gazetesine yönelik olarak yapılan bir yıllık çalışma sonucunda, militarist ve şiddet unsuru içeren 10 anahtar kelimeden, "savaş" kelimesinin 146 kez, "kavga" kelimesinin 106 kez, şiddet içerikli 10 kelimenin toplam 576 kez kullanıldığını, spor medyasının özellikle genç kuşaklar tarafından yoğun bir şekilde izlendiğini, "şiddetle" mücadelede spor medyasına önemli sorumluluk düştüğünü ifade etti.