Bu okulda uzun boylu ve kilolu olmak yasak
Türkiye'de at yarışlarında 'jokey' olmanın tek yolu, Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nden geçiyor. Gece gündüz çalışmak ve atları çok sevmenin başarının ilk anahtarı olarak görülen merkeze her yıl ortalama 70 çocuk, apran
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-05 06:42:14
Cihan Haber Ajansı (Cihan), Türkiye'nin eğitimli biniciler yetiştiren tek okulu olan TJK Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nde öğrencilerin çalışma şartlarını, başından geçenleri ve yaşadıkları zorlukları yerinde görüntüledi. İstanbul Veliefendi Hipodromu'nda bulunan ve 2 yıl süreli eğitim veren okulda ilköğretim mezunu, kilosu 35-45 kilogram, boyu da 130-155 santim aralığında olan ve 17 yaşından gün almamış olan gençler apranti olabiliyor.
Fransızca'da 'çırak' anlamına gelen apranti, yarış dilinde ise jokey yamağı demek. Okula yapılan başvurular sonucunda 30'a yakın aday kabul edilip eğitime alınırken, 18'den 60 yaşa kadar yapılabilen jokeylik için aprantilerin 150 yarış kazanmaları gerekiyor. Kilolarını koruyamayanlar ise jokey antrenörü olarak mesleğe devam ediyor. Aprantilerin tüm masraflarının TJK tarafından karşılandığı okulda gün sabah erken saatlerde başlıyor. Apranti adayları, sabah saatleri ile öğle saatleri arasında uygulamalı olarak ahır ve binicilik eğitimi, öğle yemeğinden sonra ise teorik olarak meslek ve kültür dersleri görüyor. Yatılı olarak eğitim gören öğrenciler erken saatlerde güne başlıyor.
ÖĞRENCİLERİN MESAİSİ 04.00'DA BAŞLIYOR
Birinci sınıf öğrencileri sabah 08.00'de okulda oluyor. Ahırların temizliğini yapıp at bakımıyla uğraşıyorlar. İkinci sınıf öğrencileri ise at sahiplerinin yanında staja başlıyor. Adaylar sabah 04.00'te kalkıp jokeylerle birlikte staj bölgelerindeki atları çalıştırıyorlar. At bakımı, yemleme, sulama, at temizliği, tımar, at malzemeleri bakımı, tavla temizliği, atların cinsleri, padok duruşları ve çalışmaları gibi pratik bilgiler edinip saat 10.00 gibi ise okula dönüyorlar. Burada ise tekrar sorumlu oldukları atları bakıma hazırlıyorlar.
MEKANİK AT DERSHANESİ
Okulda bir de mekanik at dershanesi bulunuyor. Simülatörlü mekanik at ise daha ileri seviyedeki öğrenciler için kullanılıyor. Burada öğrencinin atta yaptığı her hata elektronik olarak gözüküyor. Atın ağzındaki kantarmadan tüm yönlendirmeyi yapan çocuklar, bilgisayar yardımıyla kantarma hataları, eğer oturmaları, ağırlığın iki ayakta eşit olması gibi özellikleri bilgisayardan takip ediyor.
Küçüklüğünden bu yana ailesine ait çiftlikteki atlarla iç içe olduğunu ve bu sevgiyi meslek haline getirmek için jokey olmak istediğini söyleyen Müslüm Baydan, bir gününü şöyle anlatıyor: "Sabah 4.00 gibi ekürimiz olan jokeyin yanına giderek orada staj yapıyoruz. Saat 10.00'a doğru okula gelerek önce atımı kontrol ediyorum, ardından havlusunu ve fırçasını çekiyorum. Daha sonra ata eyerini ve kantarmasını vuruyoruz. Hocamızın talimatıyla da antrenman için çıkış yapıyoruz."
Gönlünde Selim Kaya gibi isim yapmış bir jokey olmanın yatığını anlatan apranti adayı Baydan, at sevgisinin dedesinin çiftliğinde başladığını söylüyor. Baydan, apranti olmak isteyişini şöyle anlatıyor: "Şanlıurfa'da dedemin bir çiftliği var. Burada atlar da var. Ben zaten orda büyüdüm. At sevgisi bende bu çiftlikte başladı. Çocukluğumdan beri atların içinde büyüdüm. Boyum ve kilom da müsait olduğu için apranti eğitimine katıldım."
APRANTİ ÖĞRETMENLERİ ESKİ JOKEY
Apranti adaylarının hazırlıklarını tamamlamalarının ardından kendisi de eski bir jokey olan binicilik öğretmeni Tekin Kolcuoğlu devreye giriyor. Apranti adaylarını ve hazırlıklarını tek tek kontrol eden Kolcuoğlu, öğrencilerini antrenman alanına götürüyor. Her atı ve aprantiyi bizzat kontrol eden Kolcuoğlu eğitimde yaptıklarını şöyle anlatıyor: "Hep beraber padokta toplanacağız. Ben talimatlar vereceğim, bunları uygulayacağız. Sahada atları nasıl kontrol edecekleri, biniş şekilleri gibi konuları uygulamalı olarak işleyeceğiz."
WATSON: KIZ ÖĞRENCİLERİMİZİ DE BURADA GÖRMEK İSTERİZ
Uzun yıllar yurtdışında ve kendi ülkesi olan Avustralya'da apranti eğitimi konusunda görev alan Chris Watson, yönetim danışmanı olarak yaklaşık 2 ay önce bu merkezde çalışmaya başlamış. Tecrübelerini ve birikimlerini aprantilerle paylaşan Watson, okulla ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Bu okulun amacı sektöre önce apranti ardından jokey yetiştirmektir. Öğrencilerimiz 8. Sınıftan mezun olduktan sonra buraya geliyorlar ve 2 senelik bir eğitim alıyorlar. Öncelikli olarak boy ve kilolarına bakılıyor. Apranti olduktan sonra 150 yarışta birincilik kazandıkları takdir de ise jokey unvanı kazanıyorlar. Burada dersler sadece binicilik eğitimi ile kalmıyor. Çocukları hayata hazırlamak adına matematik, İngilizce, Türkçe gibi farklı dersler de var."
Watson okulda şu an eğitim gören apranti adayları arasında kız öğrenci olmamasını ise şöyle değerlendiriyor: "Görünen o ki Türkiye'de erkek ağırlıklı bir sistem işliyor. O yüzden öğrencilerimizin hepsi erkek. Buraya kız öğrenciler de başvuruda bulunabilir. Fransa'da ve Avustralya'da olduğu gibi kız aprantilerimizi de burada görmek isteriz."
Ekrem Kurt Apranti eğitim Merkezi'nden mezun olan ve yardımcı binicilik öğretmeni olarak görev yapan Ramazan Demirkıran ise, jokeylikte her şeyden önce çok çalışmanın önemine vurgu yapıyor. Demirkıran, "Adaylara bir ata nasıl binebileceğini, nasıl idare edeceğini, yarışta nelerle karşılaşılabileceği konularında eğitim veriyoruz." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara