Cihangir İşbilir'in yazısı;
Mısır’da 3 Temmuz’da bölgesel ve küresel odakların ittifakıyla gerçekleşen kanlı ve kirli darbenin üzerinden 90 gün geçti; 11 Ekim’de 100 gün dolacak. 14 Ağustos günü Rabiatu’l-Adeviye Meydanı’na darbecilerin emriyle yapılan saldırının üzerinden ise 50 gün geçti. Meşru ve seçilmiş hükümetin temsilcileri ve binlerce masum insan şimdi hapishanelerde, binlerce Mısırlı hunharca şehit edildi, darbeciler ise iktidarda, konumlarını korumaya çalışıyorlar.
Suriye’de 21 Ağustos’ta Esed rejiminin kimyasal silahlarla vahşice gerçekleştirdiği Doğu Guta katliamı ve ardından Suriye’ye müdahale tartışmalarıyla unutturulmak istense ve gündemden düşürülse de Mısır’da sokaklar hala canlılığını koruyor. Darbe yönetimi günden güne içte ve dışta kan kaybederken Darbe Karşıtı Koalisyon eylemlerine durmaksızın devam ediyor. İhvan’ın da içinde bulunduğu koalisyon 6 Ekim’de bir daha geri dönmemek üzere meydanlara inme çağrısı yaptı. Geçtiğimiz Cuma eylemler yeniden Rabia Meydanı’na kadar ulaştı. Bu satırları yazdığım sırada Mısırlı gençlerin Tahrir Meydanı’na doğru yürüyüşünü ajanslar geçiyordu. Tutuklamalarla, tehditlerle, işkencelerle, asılsız suçlamalarla ve çok aşina olduğumuz medyatik algı operasyonlarıyla meşruiyet elde etmeye ve seçilmiş hükümeti karalamaya çalışsa da darbe yönetimi kitlesel gösterilerin önünü alamıyor.
Başta Türkiye olmak üzere tüm dünyada hızla yayılan Rabia İşareti bu gösterilerin ortak sembolü oldu. Tarihte ilk defa bir işaret iki gün gibi kısa bir süre zarfında 300 milyondan fazla insan tarafından benimsendi ve halen de gösterilerin ortak işareti olarak kullanılıyor. Adalet, barış, insan onuru, meşruiyet, hukuk gibi değerler bu işaretle sembolize edildiği gibi darbecilere, zalimlere, diktatörlere, zorba rejimlere itirazın da bir sembolü olarak benimseniyor Rabia İşareti. İlk defa İslam Dünyası tepkisini ve sesini kendisine ait bir sembolle ifade ediyor.
Buradan yola çıkarak, içlerinde benim de bulunduğum bir kısım gönüllünün, sivil toplum ve medya kuruluşlarının teşebbüsüyle Türkiye’de kurulan ve 16 Eylül’de kuruluşu kamuoyuna duyurulan Uluslararası Rabia Platformu, Rabia İşareti’ni küresel bir markaya ve evrensel bir vicdan hareketine dönüştürerek başta Mısır olmak üzere tüm İslam Dünyası’nın etkileşim ve iletişimini kuvvetlileştirmeyi hedefliyor.
Kurulduğu günden bu yana tüm dünyadan binlerce kişi ve kurumun üye olduğu Rabia Platformu Mısır’daki darbenin 100. Günü olan 11 Ekim’de, Rabia Katliamı’nın 100. Günü olan 22 Kasım’da ve Guta Katliamı’nın 100. Günü olan 29 Kasım’da küresel eylemler yapılacağını duyurdu.
Gençlik teşkilatları, sivil toplum kuruluşları, Uluslararası Alimler Birliği, akademiler, darbe karşıtı organizasyonlar, insan hakları örgütleri önümüzdeki hafta Endonezya’dan Amerika’ya küresel eylemlerle Mısır’ı yeniden dünya gündemine taşımayı hedefliyorlar. Yapılan etkinlikleri Rabia Platformu sitesinden üç dilde dünyaya servis edecek.
Mısır’ı, Suriye’yi ve diğer mazlum coğrafyaları unutturmamak ve gündemden düşürmemek için organize edilen eylemlere konuya duyarlı bütün sivil toplum kuruluşlarının katılması bekleniyor.
100. gün vesilesiyle yapılacak eylemler ve ardından Kurban Bayramı’ndaki etkinlikler Mısır ve Suriye’deki dengeleri değiştirebilir, hiç olmazsa unutturulmak istenen durumu yeniden gündeme getirebilir.
Daha önce birçok defa olduğu gibi yine unutur ve unutturursak, karşı tavır geliştirmezsek yeni darbeler, yeni katliamlar gerçekleşecektir. Duyarlılığı olabildiğince üst seviyede tutup yeni katliamların gerçekleşmesine mani olmak gerekiyor. Bu konuda her kişi ve kuruma büyük görevler düşüyor. İslam dünyasının çocuklarına karşı sorumluluklarımız var. 100. gün etkinlikleri unutkanlığımıza karşı alarm işlevi görecek. Bu günleri uyanmaya, kenetlenmeye, güçlenmeye vesile kılmak zorundayız.
100. gün etkinlikleri için davet beklemeyelim; katılalım. Her şehirde her beldede dualarla ve kitlesel eylemlerle şehitlere ve mazlumlara vefa borcumuzu ödeyelim.
Cihangir İşbilir |@cihangirisbilir