Bozdağ: Diyanet personeli de başka kurumlara geçebilir
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının nasıl Türkiye'nin kurumları arasında kamu olarak nakil imkanına sahipse Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin de aynı şekilde nakil yapma imkanına sahip olduğunu söyledi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-28 11:54:04
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-28 11:54:04
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, partisinin genişletilmiş il divan meclisi toplantısına katılmak üzere geldiği memleketi Yozgat'ta, Sorgun Belediye Başkanlığı'nı ziyaret etti. Bozdağ, burada gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, taraftar gruplarına yönelik operasyonla, sporun siyasete karıştırıldığı yönündeki sorusuna cevap veren Bozdağ, "Bu bir iftiradır, yani bu uzun zamandır devam eden bir takiple alakalı, gündemdeki olaylarla alakalı olmadığını biliyoruz. Bu soruşturma, gizliliği içerisinde devam ediyor, o çıktıktan sonra daha net bir şekilde göreceğiz kimler olduğunu. Ama bu devam eden operasyonların siyasi bir gerekçesi yoktur, olması da mümkün değildir. Operasyonlar, ancak suç gerekçesiyle suç isnadı gerekçesiyle yapılabilir, bu da değişik isnatlar nedeniyle devam eden bir soruşturma çerçevesinde yapılan bir gözaltıdır. Bir süreçtir, böyle bakmak lazım." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin, diğer kamu kurumlarında çalışan personeller gibi başka kurumlara nakil olabildiğini ifade eden Bozdağ, bu işlerin normal işler olduğunu, anormal olan, hukuksuz olan, yanlış olan, vatandaşların bir kısmına öcü muamelesi yapan CHP zihniyeti olduğunu söyledi. Bozdağ, şunları söyledi: "CHP neredeyse belli birkaç milletvekili aracılığıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'nda görev yapan personelin hangi kamu kurumuna geçtiğine dair soru önergeleri veriyor Meclis Başkanlığı'na. Ve biz de her defasında bu soru önergelerini cevaplandırıyoruz. Hangi kurumlara geçtiğine ilişkin cevapları kendilerine veriyoruz. Onlar soruyor, cumhuriyet gazetesi ve bu konuda fikirdaş olanlar da bunu manşetlerine, köşelerine, haberlerine taşıyorlar ve bunu kamuoyuna anlatıyorlar. Burada şunu ifade etmek isterim; Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışanların tamamı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları çerçevesinde çalışmaktadır, onların tamamı kamu görevlisidir. Tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, nasıl Türkiye'nin kurumları arasında kamu olarak nakil imkanına sahipse Diyanet İşleri Başkanlığı personeli de aynı şekilde nakil yapma imkanına sahiptir. CHP'liler, nedense bunu hep farklı yorumluyor, yani Tarım Bakanlığı'ndan birisi başka bir bakanlığa geçtiğinde sorun olmuyor veya Enerji Bakanlığı'ndan birisi başka bir bakanlığa geçtiğinde sorun olmuyor, Milli Eğitim Bakanlığı'ndan birisi başka bir bakanlığa geçtiğinde problem olmuyor ama Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışan birisi başka bir bakanlığa veya kuruma geçtiğinde, bunun altında suç arayan, bunu suçluymuş gibi göstermek isteyen, bunu ayıpmış gibi göstermek isteyen, bunu yanlışmış gibi göstermek isteyen, bu uygulamaları hükümeti suçüstü yakaladık mantığıyla Türkiye kamuoyuna servis etmek isteyen, esasında hastalıklı bir zihniyettir. CHP'nin hala Diyanet İşleri Başkanlığı personelini sakıncalı gördüğünü, potansiyel tehlike ve tehdit algıladığını, imam hatip lisesi mezunları ve ilahiyat fakültesi mezunlarını normal bir Türk vatandaşı gibi algılamadığının somut bir göstergesidir. Ben buradan soruyorum; İHL mezunu bir imam hatip veya ilahiyat fakültesi mezunu bir Diyanet İşleri personeli suçlu mudur? Tehlikeli midir? Devlet için tehdit midir? Tehlike midir? Bunu CHP'lilerin açıklaması lazım. Nedir bu İHL mezunlarına, ilahiyat fakültesi mezunlarına Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışanlara karşı bu olumsuz tavrın, tutumun nedenini açıklamaları lazım, ben buradan onları açıklamaya davet ediyorum. Diyanet İşleri personeli de yüksek işleri tamamlayan insanlardır. İlahiyat fakültesini bitirip ondan sonra pedagojik formasyon aldı, sınavlara girdi, öğretmen olma hakkı elde etti, biz buna izin vermeyecek miyiz? Sen Diyanet'te çalışıyorsun, öğretmen olma hakkın yok mu diyeceğiz. Mühendis diyelim, dışarıdan mühendislik fakültesini bitiriyor, mühendis olmak istiyor, başka yere gitmek istiyor veyahutta üniversitede araştırma görevlisi sınavlarına giriyor, oraya gitmek istiyor veya başka bir meslek seçmek istiyor, şimdi bizim anayasamız kimsenin önünü kesme güç ve kuvvetini kimseye vermemiştir. Vermesi de söz konusu değildir, bunlar normal işlerdir, anormal olan, hukuksuz olan, yanlış olan vatandaşların bir kısmına öcü muamelesi yapan CHP zihniyetidir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara