Dolar

34,9473

Euro

36,7212

Altın

2.977,61

Bist

10.125,46

İşkenceden ölüm davasında eski polisin 8 yıl hapis istendi

Sendikacı Süleyman Yeter'in 1999 yılında işkence ile öldürülmesi olayıyla ilgili 13 yıldır aranırken bir süre önce yakalanan eski komiser yardımcısı Ahmet Okuducu'nın yargılandığı davada savcı mütaalasını açıkladı. Savcı, sanığın 'bir kişiye suçunu s

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-17 11:11:42

İşkenceden ölüm davasında eski polisin 8 yıl hapis istendi
Sendikacı Süleyman Yeter'in 1999 yılında işkence ile öldürülmesi olayıyla ilgili 13 yıldır aranırken bir süre önce yakalanan eski komiser yardımcısı Ahmet Okuducu'nın yargılandığı davada savcı mütaalasını açıkladı. Savcı, sanığın 'bir kişiye suçunu söyletmek için yapılan işkence neticesi ölümüne neden olmak' suçundan 8 yıldan az olmamak üzere cezalandırılmasını talep etti.

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ahmet Okuducu ve taraf avukatları katıldı. Ölen Süleyman Yeter'in ailesinin avukatları sanığın ifadesinin kendilerinin olmadığı celsede alındığını belirterek sanığa sorular sormak istediklerini söyledi. Soruları cevaplayan sanık Okuducu, Süleyman Yeter'in gözaltına alındığı operasyona katılmadığını söyledi. Bunun üzerine avukatlar, Yeter'in gözaltına alındığı 5 Mart 1999 tarihli yakalama tutanağını mahkemeye sundu. Sanık Okuducu tutanaktaki komiser yardımcısı sıfatı altında bulunan imzanın kendisine ait olduğunu belirtti.

Yeter ailesinin avukatlarından İbrahim Ergün, Ahmet Okuducu'nun polis tarafından korunduğunu ve kollandığını iddia etti. Görevlerini kötüye kullanan polislerle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını belirten Ergün, "Sanık tecrübeli bir terörle mücadele polisi olduğunu söylemiş ise de aslında kendisi işkence konusunda uzman bir polistir." diye konuştu.
Ahmet Okuducu'nun avukatı Ali Çelik ise bu beyanları kabul etmediklerini, bir kişinin hüküm kesinleşinceye kadar suçlu olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını kaydetti.

Duruşma savcısı İsmail Güler esas hakkındaki mütaalasında, olay tarihinde faaliyetini sürdüren 'sömürüsüz bir dünya' adlı gazetede yapılan arama sırasında aralarında Süleyman Yeter'in de bulunduğu 5 kişinin gözaltına alındığını, gözaltı öncesi doktor raporuna göre vücudunda hiçbir darp izi bulunmayan maktulün nezarette bulunduğu süre içerisinde 4 kez sorgulama için çıkartıldığını belirtti. 3 sorguda hiçbir belge düzenlenmediği, 4. kez çıkarıldığında ise özgeçmişine ait bilgiler yazılırken fenalaşarak öldüğünü ifade eden savcı, Adli Tıp raporuna göre öldüğünde vücudunda bir çok darp izi bulunan Süleyman Yeter'in işkence yapılarak öldürüldüğünün anlaşıldığını, sanıklar Erol Erşan ve Mehmet Yutar'ın bu suçtan 1 Nisan 2003 tarihinde mahkum olduğunu, Ahmet Okuducu'nun ise kaçak olması nedeniyle gıyabi tutuklama ile dosyanın ayrıldığını hatırlattı.

Savcı İsmail Güler, olay tarihinde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli komiser yardımcısı olan sanığın, Yeter'in sorgulamasında görevli olduğu, maktulü konuşturmak için diğer sanıklarla birlikte birkaç kez darp ettiklerinin belgelerden anlaşıldığını ifade etti. Dosya kapsamına göre sanık Ahmet Okuducu'nun olay tarihinde yürürlükte bulunan ve sanığın lehine olan 765 sayılı yasanın 452/1 maddesine göre 'bir kişiye suçunu söyletmek için yapılan işkence neticesi ölümüne neden olmak' suçundan 8 yıldan aşağı olmamak şartıyla ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti. Savcı Güler, ayrıca sanığın kaçması nedeniyle indirim maddelerinin uygulanmamasını istedi. Sanığın uzun süre kaçmış olması ve suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğu gerekçesiyle tahliye talebini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.

Sanık Ahmet Okuducu bir önceki celsede verdiği ifadesinde, Yeter'in diğer timin işleri yoğun olduğu için sorgulanmak üzere kendisine teslim edildiğini, yaklaşık 3 saat sorguladığını, bu sırada Mehmet Yutar isimli polisin de aldığı ifadeleri bilgisayara yazdığını söylemişti. Sorgu sırasında sanığın aniden fenalaşarak oturduğu sandalyeden düştüğünü, tahminince önündeki sehpaya kafasını çarptığını ifade eden Okuducu, nefes almadığını fark edince kalp masajı yaptığını, tekrar nefes almaya başlaması üzerine de derhal hastaneye götürdüğünü anlatmıştı. İşkence yapmadığını savunan Okuducu, işkence raporunu tanzim eden Adli Tıp İhtisas Dairesi'nin o dönemdeki başkanı Şebnem Fincancı'nın İ.Ü. Tıp Fakültesi'nde öğrenci olduğu dönemde maktulün de üyesi olduğu MLKP örgütü üyeliğinden polis kayıtları bulunduğunu da ifade etmişti.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara