Siverek'ten Gaziantep'e birlikte gittiği bombacıyı teşhis edemedi!
Gaziantep'in merkez Şehitkamil ilçesinde 20 Ağustos 2012'de polis merkezi civarında meydana gelen bombalı saldırının sanıkları yargılanmaya başlandı. Bomba yüklü aracın patlatılması sonucu 4'ü çocuk 11 kişinin hayatını kaybettiği ve 70 vatandaşın yar
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-11 07:10:06
Organik yapılı, patlama enerjisi yüksek kuvvetli patlayıcı RDX'in (Hekzogen) yüklü olduğu 34 JNU 86 sahte plakalı aracı taşıyan çekicinin şoförü sanık Mustafa Ç. olay tarihinde Siverek'te Murat Y.'ye ait işyerinde şoför olarak çalıştığını hatırlattı. Bayramın ikinci günü bir iş için köye gittiğinde patronunun kendisini arayarak bir arızalı araca yönlendirdiğini belirten Mustafa Ç., "Aracın yanına gittiğimde başında şapkası olan siyah giyimli bir şahısla karşılaştım. Bir süre sonra yanımıza patronum olan Murat Y. de geldi. Aracı birlikte çekiciye yükledik. 200 TL karşılığında aracı Şanlıurfa merkezine götürecektim. Hilvan ilçesine yaklaştığımızda yanımdaki ismini bilmediğim şahıs ailesinin Osmaniye'de olduğunu, Gaziantep'te akrabaları bulunduğunu söyleyerek aracı bu şehre götürmek istedi. Ben bu durumu işverenim olan Murat'a aktardım. Onayını aldıktan sonra bu kez Gaziantep'e doğru yola çıktık. Yolu bilmediğim için yanımdaki ismini bilmediğim şahıs bana tarif etti. Çekici şoförü olarak nereye aracı götürmem istenirse oraya götürürüm. Aracı götürdüğüm yerde park yasağı olabileceğini hatırlattım. Kendisi de bana yasak değil 'buraya park ediyoruz' dedi. Aracı yaklaşık 2-2,5 dakika içerisinde çekiciden indirdim. Bu esnada yanımdaki şahıs aşağıda beni bekledi. Aracı indirdikten sonra şahsın yanına giderek yolu bilmediğimi söyleyerek, tarif etmesini istedim; tarif etti. Aracımla uzaklaştım, bir süre sonra bir patlama sesi duydum. Doğalgaz veya tüp patlayabileceğini düşündüm. Daha sonra işimin bittiğini haber vermek için patronum Murat'ı aradım. Ben ismini bilmediğim şahısla yaklaşık 2 saat kadar yolculuk yaptım, şüphelinin rahatsız edici bir davranışına şahit olmadım. Suçsuzum, beraatımı isterim." dedi. Mustafa Ç. soruşturma aşamasında robot resim çizdirilmek suretiyle yanındaki kişiye ilişkin teşhis işlemi yapıldığını; fakat bu şahsı net olarak teşhis edemediğini ileri sürdü.
İNSANİ AMAÇLA DURDUM
Siverek'te bir ilköğretim okulunda müdür yardımcılığı yapan Mahmut H. ise olay günü eşi ve 4 çocuğu ile bayram ziyareti amacıyla 14.00 sıralarında evinden çıktığını kaydetti. Aracının lastiğindeki sorun nedeniyle Siverek çıkışındaki Emoş Bucak Tesislerine uğradıklarını anlatan Mahmut H., "Burada yaklaşık 30-40 dakika oyalandım. Lastiğim tamir edildi, aracıma yakıt aldım. Bir süre sonra yola çıkıp tesisin yaklaşık 150 metre uzağında yolda park halinde siyah bir araç ve yanında tanımadığım bir şahıs el kaldırırdı. İnsani amaçlı olarak durarak ne istediğini sordum. Aracının arızalandığını söyledi. Ben de araca binerek kontrol ettiğimde aracın çalıştığını, ancak hareket etmediğini gördüm. Yaklaşık 3-4 dakika kadar aracın yanında kaldım. Siverek'ten tanıdığım tamirci Kenan S.'yi aradım. Arızalı aracın sahibi olan kişi ile araç tamiri dışında hiçbir şey konuşmadım. Zaten Kenan'ı aradıktan sonra da ben ailemle beraber Mersin'e doğru yola çıktım. Yolda kesinlikle Gaziantep'e uğramadım. Gerek Siverek Emoş Bucak Tesisleri'nde gerekse Mersin'de beyaz araç ve içindekilerden haberdar değilim." diye konuştu.
MERSİN'E GİDİŞİMİZ PLANLI DEĞİL, ANİDİR
Tutuklu sanık, öğretmen Hurşit F. ise hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Patlama günü kardeşi Rüstem ve tanıdıkları Yusuf A., Barış T. ve Yusuf O. ile Mersin'e gezmeye gittiklerini ifade eden Hurşit F. şunları söyledi: "Yusuf 'a ait araçla Diyarbakır'dan öğle saatlerinde ayrıldık. Yolda da bir takım yerlerde mola verdik. Ancak ben isimlerini tam olarak hatırlamıyorum. Yolculuğumuz esnasında Gaziantep'e yaklaştığımızda ani olarak arkadaşlarla Gaziantep'e 'gidelim bir çay içelim' dedik. Kısa süreliğine Gaziantep'e girdik. Ancak Gaziantep'te bulunduğumuz kısa süre içerisinde kesinlikle ilçe Emniyet Müdürlüğü'nün yakınlarından dahi geçmedik. Sonrasında uygun yer bulamadığımızdan çay içmeden Gaziantep'ten çıktık. Bu süre zarfında arabadan hiç inmedik. Mersin'e doğru yola devam ettik. Biz patlamayı olayın olduğu günün gecesinde saat 23.00 sıralarında arkadaşım Yusuf O.'nun cep telefonu ile facebook'a girmesi üzerine öğrendik."
Tutuklu sanıklardan Yusuf A.'da Kürt olmadığını ve aynı zamanda terör mağduru olduğunu savundu. Patlayan bombayla alakasının olmadığını ileri süren Yusuf A., "Arkadaşlarla eğlenmek amacıyla Mersin'e gittik. Bu olayı da sonradan öğrendim. Mersin'e gidişimiz tamamen ani olarak gelişmiştir. Öncesinde herhangi bir planlama yoktur. Cep telefonu baz istasyonu bilgilerini esas alarak Mersin'e gidiş ve dönüşümüze ilişkin güzergah bilgilerine dair şema hazırladım. Ben Gaziantep'e sadece tatlı yemek amacıyla girdim. Bunun dışında bir amacım yoktur." şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Barış T., olay tarihinde Yusuf A.'nın kullandığı beyaz araçla tamamen tesadüfi ve anlık kararla Yusuf O., arkadaşları Rüstem ve Hurşit ile beraber Mersin'e gittiklerini iddia etti. Gaziantep'e kadar ve sonrasında bahsedilen araçlarla hiçbir şekilde karşılaşmadıklarını açıklayan Barış T. şöyle devam etti: "Gaziantep'e yaklaştığımızda arkadaşlarımla arabada 'Gaziantep'te çay içelim mi' şeklinde konuşma gerçekleşti. Tamamen tesadüf eseri çok kısa bir süreliğine Gaziantep'e girip aynı yoldan U dönüşü yaparak otoyola tekrar girdik. Gaziantep'ten çıkıp akşam saatlerinde Mersin'e geldik. Yemeğimizi yedik, denize girdik. Olayı ismini Ozan olarak bildiğim Yusuf O.'nun facebook hesabından haberlere girmesi ve sahildeki kafeteryaların televizyonundan öğrendim."
Üniversite öğrencisi tutuklu sanık Yusuf O. tesadüfen Mersin'deki geziye katıldığını tekrarladı. Diyarbakır Siverek Şanlıurfa otobanından Mersin'e gittiklerini belirten Yusuf O., Gaziantep'teki patlamadan saat 23.00 sıralarında cep telefonumla internete girerek haberdar olduğunu kaydetti. Tutuklu sanık Dr. Rüstem F. istinat edilen suçlamaları kabul etmeyerek, kardeşi Hurşit ve arkadaşlarla tamamen tesadüfen Mersin'e gitmeye karar verdiklerini öne sürdü.
ŞEHİT BABASININ TEPKİSİ
Patlamada kızı 11 yaşındaki Sevgi Gülperi, yeğenleri Fikret Onur, Duygu ve Almina Aker'i şehit veren Turgay İnanç (47) olayı gerçekleştirenlerin en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. Hayatını kaybeden kızının ve yakınlarının fotoğraflarını gösteren İnanç, sanıkların bombayı patlatan teröristi teşhis etmediklerini belirtmelerine tepki gösterdi. Mahkemede gözyaşlarını tutamayan Anne Nuray İnanç, olayın faillerinin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti. Davada firari PKK'lı terörist Murat Filiz hakkında 6 ayrı suçtan 82 kez ağırlaştırılmış müebbet, 923 yıl; 7 tutuklu, 2 tutuksuz sanık hakkında 82 kez ağırlaştırılmış müebbet, 912 yıl; 2 kişi için ise 5 yıldan 21 yıla kadar hapis cezası istendi.
Gaziantep'teki patlamada Onur Fikret Aker, kızı Almina Melisa Aker, eşi Duygu Aker, Davut Azak, Sena Büyükkonuk, Sevgi Gülperi İnanç, Süleyman Alkan, Safi Canbaş, İsmail Daler, Yaşar Bayram ile Fatma Erdem hayatını kaybetmişti. Oğlu İstanbul'da polis olan Fatma Erdem, minibüste giderken patlamayı duyup, '10 şehit var' sözü üzerine heyecanlanıp geçirdiği beyin kanaması sonucu vefat etmişti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara