Dolar

34,8687

Euro

36,6412

Altın

3.024,54

Bist

10.033,78

Cumhurbaşkanı Gül: İşsizlik gençler arasında giderek artmaktadır

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dünyada gençler arasında işsizliğin giderek arttığını söyledi. Gül, "İnsanların harcanabilir gelirlerinde de ciddi azalma olmuş, borçluluk oranları artmıştır. Sonuç olarak sıradan insanlar için hayat çok daha zor hale gelm

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-09-11 09:22:29

Cumhurbaşkanı Gül: İşsizlik gençler arasında giderek artmaktadır
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dünyada gençler arasında işsizliğin giderek arttığını söyledi. Gül, "İnsanların harcanabilir gelirlerinde de ciddi azalma olmuş, borçluluk oranları artmıştır. Sonuç olarak sıradan insanlar için hayat çok daha zor hale gelmiştir." dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Uluslararası Finansal Sistemler Forumu'nun açılışında konuştu. Gül, burada yaptığı konuşmada küresel krizin etkilerine dikkat çekti. Gençler arasında işsizliğin yayıldığını belirten Gül, "İnsanların harcanabilir gelirlerinde de ciddi azalma olmuş, borçluluk oranları artmıştır. Sonuç olarak sıradan insanlar için hayat çok daha zor hale gelmiştir. Bu şartlar altında toplumsal huzursuzluk riski de üst seviyeye tırmanmıştır. Uluslararası sistemdeki bu tür yapısal sorunlar çözülemezse, krizin etkileri toplumların kumaşını da yırtan bir mahiyete bürünmektedir." dedi.

İlgili kişilerin özeleştiri yapmasını isteyen Gül, şöyle devam etti: "Şimdi herkesin artık şapkasını önüne koyup durum muhasebesi yapma vakti gelmiştir. Nerede ve nasıl hata yapıldı? Gelinen bu noktanın aşılması için neler yapılmalı? gibi soruları herkes sormalıdır. Sorup, cevap arama gayreti içindedir bugünlerde. Sorunların aşılması noktasında, öncelikle finansal piyasalarda erken uyarı, gözetim ve denetim mimarisindeki eksiklikler muhakkak giderilmelidir. İkinci olarak, arkasında reel varlık bulunmayan türev ürünlerden kaynaklanan risklerin minimize edilmesi ve hatta tamamen yok edilmesi gerekir. Son olarak, kriz ortamında likidite, kredi ve finansal araçlara erişim sorunun giderilmesi, üzerinde ciddiyetle durulması gereken diğer bir husustur. Tüm bu hususlar, finansal mimariyi düzenleyecek yeni küresel mekanizmaları ve araçları elzem kılmaktadır. Bretton Woods kurumları ve geleneksel finansal araçlar bu konuda yetersiz kalmıştır. Kapsayıcı, temsil kabiliyeti yüksek, eşitlikçi ve sistemdeki tüm aktörlerin çıkarlarını gözeten yeni düzenleyici yapılara ve enstrümanlara muhakkak ihtiyaç vardır. Yeni finansal mimarinin, gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomideki ağırlıklarını daha iyi yansıtması gerektiği ise aşikardır. Bu bağlamda, G-20, önemli bir platform olarak ön plana çıkmaktadır. G-20'nin amacı karşılıklı anlayış, işbirliği ve sağduyuya dayanan sağlıklı, güçlü ve iyi işleyen bir küresel finansal mimari olmalıdır. Türkiye, aktif üyesi olduğu G-20 bünyesindeki bu çabalara katkı sağlamayı sürdürmektedir."

'FAİZSİZ FİNANS MEVCUT SİSTEMİ TAMAMLAYICI'

Konuşmasında faizsiz finans sistemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Gül, şunları söyledi: "Uluslararası finansal mimari yeniden yapılandırılırken, risk paylaşımını destekleyen alternatif yaklaşımların desteklenmesi de çok önemlidir. Bu bağlamda, faizsiz finans mevcut sistemi tamamlayıcı bir seçenek olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu sistemde tüm sözleşmelerin reel varlıklara dayalı olması, krizlere zemin hazırlayan istismara açık uygulamaların önüne geçilmesi bakımından çok önemli bir avantajdır. Keza, tasarruf sahipleriyle yatırımcılar arasında sadece kazanca değil, riske de ortak olunmasını gerektiren paylaşımcı yapısı, bu sistemi çekici hale getiren diğer bir özelliktir. Riske ve kazanca ortak olunmasını öngören bu sistemin yaygınlaştırılması için kamuoylarındaki algı yönetimine ve uygulanabilir ürünlerin çeşitlendirilmesine azami özen gösterilmelidir. Neticede, adil gelir dağılımı, istikrarlı büyüme ve serbest rekabet esas alınarak şekillendirilecek yeni küresel finans mimarisinde, insanlar kabul ve talep ettiği ölçüde faizsiz sisteme yer olacaktır. Her hâlükârda bu konudaki çaba ve gayretlerin desteklenmesi gerektiği açıktır. Türkiye son dönemde gerçekleştirdiği istikrarlı ekonomik büyümeye ve atılımlara paralel olarak finans alanında da önemli adımlar atmıştır. Kuşkusuz bu adımlardan en önemlisi 2009 yılında yürürlüğe giren 'İstanbul Finans Merkezi (IFM) Stratejisi ve Eylem Planı'dır. Hazırlıkları büyük bir hızla yürütülen İstanbul Finans Merkezi (IFM), sadece ülkemiz için değil bölgemiz için de büyük kazanç olacaktır. IFM ile birlikte, başta İslami finans alanında olmak üzere, yeni mali enstrümanların küresel mali sisteme kazandırılmasına yardımcı olmayı öngörüyoruz. Esasen Türkiye İslami finans alanında en hızlı gelişme gösteren ülkelerdendir. Faizsiz finansın sistemimize dahil edildiği 1980'lerden bu yana büyük mesafe katedilmiştir. Ekonomik aktörlere, geleneksel bankacılık sistemine ilave seçenekler sunan bu uygulama, Türk ekonomisine de dinamizm kazandırmıştır. Katılım bankaları olarak adlandırılan ülkemizdeki faizsiz finans kuruluşları, bankacılığı düzenleyen yasalarla aynı kapsamdadır. Bu, son derece isabetli bir yaklaşımdır. Zira, faizsiz iş modeli bu tür bankaları faiz riskinden muaf tutuyor görünse de, likidite riski tüm finans kuruluşları için geçerlidir. Katılım bankaları, yeterli mevduat toplayabildikleri ve gerektiğinde varlıklarını satabildikleri ölçüde bu riski aşabilir. Bu açıdan katılım bankaları ile diğer bankalar arasında fark yoktur. Hatta katılım bankacılığı, ilave bazı kısıtlamalarla karşı karşıyadır. Faizli işlemlerden uzak durulması, bu bankaların likidite ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmakta ve maliyetleri arttırmaktadır. Örneğin, bankalararası para piyasası, mali enstrümanların işlem gördüğü ikincil piyasalar ve en önemlisi Merkez Bankalarının sağladığı son kredi mercii kolaylığı gibi likidite yönetim enstrümanları, faiz bazlı işlemler olduğu için katılım bankalarınca kullanılamamaktadır. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde katılım bankaları için en önemli meydan okuma, bu sorunların çözüme kavuşturulması meselesidir. Bu nedenle, bugün aramızda bulunan akademisyen, politika yapıcıları ve bankacıların mesailerini bu gibi konular üzerinde de yoğunlaştırmalarında fayda vardır. Yoğunlaştırmalarında çok büyük fayda olduğuna inanıyorum. Aslında bu toplantıya onun için teşvik ettim, bunu da burada ifade etmek isterim. Çünkü biraz önce konuşmamın başında da söylediğim gibi konvansiyonel sistem başından beri uygulandığı için her soruna çözüm bulmuş ve alanını çok geliştirmiş ve derinleştirmiştir. Ama faizsiz sistemde uzun bir dönem donukluk olduğu için uygulama olmadığı için her şey en küçük meseleler bile şimdi çözülmeye başlamıştır. Bunun için de bir taraftan teorik bilgisi çok derin olanlar diğer yandan da uygulamada bütün çağdaş finans sistemlerini, konvansiyonel sistemleri her şeyi bilen insanların bir arada olmasına çok önem veriyorum. Ve burada bu topluluğu başta da söylediğim gibi gördüğüm için büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerden gerçekten bu anlamda beklentimizin de çok büyük olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyorum."


SON VİDEO HABER

Suriyeli çalıştıran esnaf şaşkın: 'Aha yabancılar da gitti!'

Haber Ara