Independent: Esed'i kansız devirmenin yolları var
Guta'da katliamın iç burkan görüntülerinin sıcaklığı azaldıkça Avrupa basınından farklı sesler yükselmeye başladı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-29 13:38:02
İşte o yazı
CENEVRE'Yİ TOPLAMAK LAZIM
ABD ile müttefikleri, Suriye 'de iddia edilen kimyasal saldırının suç olduğu kadar fırsat sunduğunu da idrak etmeli. Kimyasal silah mezalimi ve bunun yarattığı kriz, Suriye iç savaşının daha fazla irin toplamaya terk edilemeyeceğini gösteriyor.
Önceliği şiddetin süregiden tırmanmasını ve Suriye toplumunun daha da parçalanmasını önlemeye verip Cenevre Barış Konferansı'nı toplamak lazım.
KADDAFİ HATIRASI AKILLARA GELİYOR
Suriye ordusunun Şam'da isyancıların kontrolündeki bölgede halka karşı kimyasal silah kullandığı iddiasına misilleme olarak, ABD, Britanya ve Fransa 'nın hava saldırısı düzenlemesi kuvvetle muhtemel gözüküyor.
Yapılacak doğru şeyin bu olup olmadığı münakaşası alevlenirken 2003'te Irak'ın kitle imha silahlarına dair resmi yalancılık ve 2011'de sınırlı insani operasyon adı altında NATO'nun Kaddafi rejiminin yıkılmasına dair hatıralar tartışmaya ayrı bir renk katıyor.
Yabancı güçlerin Suriye'ye askeri müdahalesinin yapamayacağı bir şey varsa o da 2.5 yıllık iç savaşta gelinen kanlı kördüğümü çözmek. Washington, Londra ve Paris'teki hükümetlerin, 21 Ağustos'ta Şam'da yüzlerce insanın kimyasal silahla katledilmesinin suç olduğu kadar fırsat da sunduğunu fark etmesi lazım. Zira kimyasal silah mezalimi ve bunun yarattığı kriz, Suriye iç savaşının daha fazla irin toplamaya terk edilemeyeceğini gösteriyor.
1975-90 arasındaki Lübnan iç savaşı gibi, Suriye savaşının da temelde kontrol edilebilir olduğunu sananlar vardı. Geçen yıl Suriye'deki mezhepsel ve etnik şiddetin Irak ve Lübnan'a yayılması, bu yüzeysel görüşü boşa çıkardı. Zehirli gaz kullanımı da Suriye içindeki şiddet düzeyinin kontrolden çıktığının en büyük işareti ama tek işareti değil.
MUHALİFLER KÜRTLERE SALDIRIYOR
Dünya geçen hafta boyunca Şam'daki dehşete odaklanırken isyancılar ülkenin kuzeydoğusunda Kürtlere yönelik etnik temizlik kampanyası yürütüp bir haftadan kısa sürede 40 bin Kürt'ü Dicle üzerinden Irak'ın kuzeyine kaçmak zorunda bıraktı. O kadar çok insan kaçmaya çalışıyor ki bunu savaşta bir seferdeki en büyük göçmen akını olarak niteleyen BM, Dicle'den geçmek için kullanılan dubalı köprünün çökmek üzere olduğundan kapatılması gerektiğini duyurdu ve dehşete düşmüş on binlerce Kürt, Suriye içinde kapana kısıldı.
Kimyasal krizin yabancı güçlerde yarattığı aciliyet hissi, ertelenip duran Cenevre barış görüşmelerinin başlatılması için kullanılmalı. Asıl amacı birbirini öldürmek olan taraflar arasındaki müzakerelerin, Suriye'de uzun vadeli siyasi çözüm sağlayacağını hayal etmek elbette gerçekçi değil.
ATEŞKESE İHTİYAÇ VAR
Ama önceliği şiddetin süregiden tırmanmasını ve Suriye toplumunun daha da parçalanmasını önlemeye vermek lazım. En çok ihtiyaç duyulan şey ateşkes, böylece iktidar paylaşımı coğrafi hale gelir ve her bir taraf kontrol ettiği toprakları elinde tutar. Böyle bir ateşkes yürürlüğe sokulmalı ve BM tarafından denetlenmeli. Tüm ülkeyi kapsamayabilir ve şüphesiz ki sık sık ihlal edilecektir, yine de halihazırdaki kanlı anarşiden daha iyi olacaktır. Lübnan iç savaşı boyunca yüzlerce kez ateşkes ilan edildi, Lübnanlılar bunları burun kıvırarak karşılamıştı, ama yapılmasalardı, binlerce insan daha ölürdü.
Niye bugüne dek 'Suriye Barış Konferansı' yapılamadı? Suriye içindeki ana sebep, hem hükümetin hem de muhalefetin hâlâ kazanabileceğine inanıp kimseyle iktidar paylaşımına yanaşmaması. Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın güçleri, haziranda stratejik önemdeki Kuseyr'i ele geçirdiklerinden beri sınırlı ilerleme kaydetti. Ama en önemlisi, yabancı müttefikleri –Rusya, İran ve Lübnan'daki Hizbullah- sağlam durup Esad'ın yenilmesine izin vermeyeceklerini gösterdi.
ÖSO'NUN VARLIĞI YOK
İsyancıların hükümetle müzakere istememesinin sebepleri arasında, çok parçalılıktan ötürü muhalefette ayrı telden çalanları temsil edecek bir müzakere ekibi kurmakta zorlanmaları da var. Bir tahmine göre, Suriye'de 1200 isyancı askeri birim var, boyutları onlarca savaşçıdan oluşan aile gruplarından tank ve top kullanan, ağır silahlı milislerin oluşturduğu, iyi organize olmuş küçük ordulara dek değişiyor.
Bunların en güçlüsü, Kaide bağlantılı Nusra Cephesi ile Irak ve Levant İslam Devleti. Özgür Suriye Ordusu içinse Şam'daki bir diplomat, "Batı, ÖSO'yu nasıl destekleyebilir, Suriye'de komuta ve kontrole sahip bir kurum olarak ÖSO'nun gerçek bir varlığı yok" diyor.
Barış konferansına, ilk ortaya atıldığından beri, Batı'nın yaklaşımında güçlü bir ikiyüzlülük hâkimdi. İlkin, içlerinden Britanya çıktı ve Esad'ın Suriye'deki herhangi bir geçiş sürecinin parçası olamayacağını söyledi ve yabancı medyayı Esad ailesinin nereye sığınacağına dair propaganda amaçlı tartışmalar kapladı.
O sırada Suriye'deki 14 eyalet başkentinin hepsi Esad'ın kontrolündeydi. (O zamandan beri sadece birini, Rakka'yı cihatçı gruplara kaptırdı.) İran'ın konferansa katılması konusunda Rusya ısrar ederken ABD genelde olumsuz davrandı, oysa Suriye krizinden hangi büyük oyuncunun dışlanacağı tartışması hiçbir yere varmaz.
RUSYA VE İRAN İSTERİ ESED İZİN VERDİ
ABD ile Rusya kendi müttefiklerini barış konferansına katılmaya, ciddi biçimde müzakere etmeye ve en azından ateşkeste uzlaşmaya zorlayabilir mi? Göründüğünden daha büyük ihtimalle evet, zira hem hükümet hem de muhalefet tümüyle dışarıdan aldığı askeri ve mali yardıma bağımlı. Bakın, Rusya ve İran ısrar edince, Esad, BM kimyasal denetim ekibinin Şam'daki isyancı bölgelerine girmesine nasıl hemen izin verdi?
Asıl karamsarlığa sebebiyet veren, muhalefetin herhangi bir şeyi müzakere ve kabul edecek uyuma sahip olmaması. Onlar, eninde sonunda ABD ile müttefiklerinin askeri müdahalede bulunmak zorunda kalacağını ve 2002'de Afganistan'da Kuzey İttifakı'nın, 2011'de Libyalı milislerin yaptığı gibi kendilerinin de Amerika'nın hava şemsiyesi altında ilerleyeceğini umuyor. ABD'nin hazırlık yaptığı hava saldırılarının tehlikelerinden biri, barış konferansına yönelik yeni bir basınç eşliğinde yapılmadıkları takdirde, muhalefetin Batılı güçlerin kendi adına savaşı kazanmasında yolun yarısını aldığını düşünecek olması.
MUHALİFLERE SİLAH ÇATIŞMALARI ŞİDDETLENDİRİR
Barış konferanslarının başarıya ulaşma şansı, bir tarafın kazandığını bildiği ve zaferini formüle etmeyi arzuladığı, yenilenin ise olası en iyi şartları istediği durumlarda en yükseğe çıkar. Bunun alternatifi olarak, her iki taraf yıldığında ve tam bir zafer kazanamayacağını anladığında da barış müzakereleri verimli olabilir. Muhalefete daha fazla silah tedarik etmenin tehlikesi ise kazanmalarını sağlamaya yetmeyecek ama çatışmaların düzeyini daha tırmandıracak olması.
Suriye'nin başarısızlığa uğramış bir hükümeti ve başarısızlığa uğramış bir muhalefeti var. Ülke, parçalanırken, barışta hiçbir çıkarı bulunmayan savaş ağaları tarafından istila edilip yağmalanıyor. Bu hafta Irak'a kaçan Suriyeli Kürt göçmenlerden biri "Her şeyimizi çaldılar, evimizi, eşyalarımızı; çocukları bile hayattan nefret eder hale getirdiler" diye ağıt yakıyordu. Bir diğeri, kendilerini köyden sürenler için şunları söylüyordu: "Onları tanımıyoruz. Öyle geldiler, iktidarı ele geçirdiler ve kendilerine bir ad verdiler."
SON VİDEO HABER
Haber Ara