Hüseyin Çelik: İİT Genel Sekreteri İhsanoğlu darbeye darbe diyemeyenlerden

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Mısır'daki katliam karşısında sergilediği tutumu eleştirdi. Çelik, "Mısır'daki darbenin ilk günlerinden itibaren Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu darbeye darbe diyemeyenlerdendir maalesef. Üzen taraf budur. Ayrıca, Mursi'nin hatalarını sıralamak sanki kendi vazifesiymiş gibi Mursi'yi ve diğer, özellikle Hürriyet ve Adalet Partisi'nin taraftarlarını suçlamaya başladı. Bizim itirazımıza sebep olan budur. Netice itibariyle bizim içimizden çıkan, bizim bir parçamız olan ve bugünkü siyasi iradenin büyük gayretleri sonucu İslam ülkelerinin en önemli teşkilatının başına seçilmiş bir insanın performansının ve duruşunun bu olmaması gerekiyordu." dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Gaziantep Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. İİT Genel Sekreter'nin Mısır tutumunu değerlendiren Çelik, eleştirilerde bulundu. İİT genel sekreterliğinin uzun yıllar sonra Türkiye'den seçildiğine dikkat çeken Çelik, "Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçilmesi için dönemin dışişleri bakanı olan Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün ve Sayın Başbakanımızın çok olağanüstü gayretleri oldu. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu kendi bilgisi, birikimi ve ünüyle seçilmiş birisi değil. Eğer Türkiye desteklememiş olsaydı, eğer bugünkü siyasi irade ve ekip kendisini desteklememiş olsaydı İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği'ne seçilemezdi." diye konuştu.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ikinci dönem seçilmesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın büyük gayretleri olduğunu söyleyen Çelik, 57 ülkeden oluşan İİT'de İhsanoğlu'nun, şahsi insiyatifini genel sekreterlik insiyatifinde kullanarak orada çok şey yapabileceğini dile getirdi. Çelik, "Toplanır toplanmaz diğer İslam ülkeleri bu konuda Türkiye'nin tavrını takınır veya takınmaz bunu bir tarafa bırakalım. Sayın İhsanoğlu, özellikle kendisi bir profesör olarak, bir ilim adamı olarak, bir akademisyen olarak orada kendi şahsi pozisyonunu ortaya koyabilir." ifadelerine yer verdi.

Mısır'daki darbenin ilk günlerinden itibaren İhsanoğlu'nun darbeye darbe diyemeyenlerden olduğuna dikkat çeken Çelik, şunları kaydetti: "Ayrıca, Mursi'nin hatalarını sıralamak sanki kendi vazifesiymiş gibi Mursi'yi ve diğer özellikle Hürriyet ve Adalet Partisi'nin taraftarlarını suçlamaya başladı. Bizim itirazımıza sebep olan budur. Netice itibariyle bizim içimizden çıkan, bizim bir parçamız olan ve bugünkü siyasi iradenin büyük gayretleri sonucu İslam ülkelerinin en önemli teşkilatının başına seçilmiş bir insanın performansının ve duruşunun bu olmaması gerekiyordu. Biz kamuoyunun, vatandaşların hissiyatına tercüman olarak sosyal medyada böyle bir bilgiyi paylaştık. Temenni ederiz ki mesaj yerini bulur ve Sayın İhsanoğlu da üzerine düşeni birey olarak yapar ve genel sekreter olarak yapar. Bizim esas itirazımızın sebebi bu.

A, B, C ülkesini suçlayacak falan değilim, kimin ne politikası olursa olsun sizin iradenizin kendi elinizde olması lazım. Önce hür birey olmak lazım. Önce bir aydın duruşu sergilemek lazım. Aydın duruşu ve aydın namusu her zaman mazlumdan yana olmayı, zalimin karşısında olmayı gerektirir. Bırakın onun politikası, bunun politikası öncelikle bizim politikamız nedir? Türkiye'nin politikası nedir? Türkiye'deki cumhurbaşkanı, başbakan bir şey söylüyor. Türkiye'nin dışişleri bakanı bir şey söylüyor. İktidar partisi aynı paralelde konuşuyor. Sevindirici olan şudur; TBMM'de grubu bulunan bütün siyasi partiler darbeye 'darbe' dediler. Mısır'daki katliam karşısında anlamlı bir duruş sergilediler. Orada insanlığın haysiyeti ayaklar altında. Asla silaha tevessül etmeyen, asla kaba kuvvete, şiddete başvurmayan Hürriyet ve Adalet Partisi'nin taraftarlarına günlerden beri yapılan muamele ortadadır. Resmi rakamlara bakılırsa 700'ün üzerinde ama eğer söylenenlere bakılırsa binlerce orada vefat eden insandan söz ediyoruz. Camiler basılarak insanların katlediliyor. Peki İİT, İslam Konferansı Örgütü bugün konuşmayacak da ne zaman konuşacak. Bakıyorsunuz bazı batılı ülkelerin insanlık vicdanı adına söylediklerini İİT söyleyemiyor. Onun için Türkiye, yakışan tavrı ortaya koymuştur. İktidarıyla muhalefetiyle ortaya koymuştur. Bizim içimizden çıkan bir akademisyen, bir ilim adamına sitemimizin esas sebebi budur."