Karaburun'da 'Karaburun'a İyi Bak' çevre buluşması

İzmir'in Karaburun ilçesinde balık çiftlikleri, zeytin alanları, taş ocakları ve rüzgâr enerjisi santrallerinin (RES) tehdidi altında yaşayan köylüler, 'Karaburun'a İyi Bak' çevre buluşmasında bir araya geldi. Buluşmaya, Türkiye'nin birçok ilinden gelen çevreciler de katıldı. Çevreci eylemciler önce Karaburun Cumhuriyet Alanı'nda bilgilendirme etkinliği yaptı, daha sonra yapılan yatırımların yol açtığı tahribatlara dikkat çekmek için köyleri tek tek dolaştı.

        Çevreci eylemcilerin ilk durağı Yeniköy oldu. Yeniköy, Karaburun'daki diğer birçok köy gibi geçimini ağırlıklı olarak keçi besiciliğiyle sağlıyor. Köylüler ise bölgelerine inşa edilen rüzgar enerji santrallerinin; orman alanı olarak belirlenerek etrafı tel örgülerle çevrilen alanların ve zeytin alanı olarak etrafı tel örgülerle kapatılan alanların hayvancılığa ağır darbe vurduğunu savundu. Yeniköy Meydanı'nda toplanan çevreci eylemcilere seslenen Yeniköy Muhtarı Yusuf Arıcı, "Hiçbir yatırıma karşı değiliz fakat projeler köylere uygun bir yerde yapılsın istiyoruz. Masa başında projelere izin verilmesini istemiyoruz. Köyümüz, hayvancılıkla geçiniyor. RES'lerin, zeytinlik ve ormanlık alanların etrafı tel örgülerle çevrildiği için keçilerimiz doğal alanlarından uzaklaşıyor, otlayacak yer bulamıyor. Bizim tek işimiz hayvancılık. Bu yatırımlar nedeniyle bölgede hayvancılık tamamen yok olacak. Biz nasıl geçineceğiz. Üstelik devletimiz 'Karaburun kıl keçisi'ne destek veriyor. Şu anda 6 bin hayvanla bu proje sürüyor ama biz bu hayvanlara mera bulamıyoruz, hayvanlarımızı nerede otlatacağız?" diye sordu.

        Köy sakinlerinden Necla Seyhan ise devletten tek isteklerinin eski mutlu günlerine dönmek olduğunu belirterek, bölgelerinde yeni RES direkleri dikilmesini istemediklerini dile getirdi. Çevreci eylemcilerle birlikte hareket eden Karaburun Belediye Başkanı Hamza Serdar Yasa, nükleer enerji veya hidroelektrik santralleriyle karşılaştırıldığında RES'lerden faydalanmanın doğru olduğunu belirterek, "Ancak köylünün insanca yaşamına destek olunacağı yerde onu rahatsız eder biçimde yatırımlar yapılıyor. Köylümüz bu tehlikeyi görünce toprağına, keçisine sahip çıkıyor." dedi.

        RES'ler, taş ocakları, geniş zeytin ve orman arazilerinin en çok hayvancılığı olumsuz etkilediğini dile getiren Yasa, "Yayla, Salman, Parlak, Ambarseki köyleri ile Manastır bölgesi geçimini hayvancılıkla temin ediyor. Geçmişte bu dağlarda 50 bine yakın kara keçi vardı. Keçi sütünün ne kadar önemli olduğu da ortada. Bugün bu dağlardaki keçi sayısı 6 bine kadar düştü. Bizim yeniden bu rakamı 'Nasıl 50 binlere çıkarabiliriz?' diye düşünmemiz gerekiyor. Bölgede zeytinlik alan olarak belirlenen bin dönümlük, bin 500 dönümlük yerler oluştu. Buraların etrafları tel örgülerle çevrildi. Keçiler, doğal beslenme alanlarına ulaşamıyor. Meraların yok olmaması için çok güzel bir Mera Kanunumuz var ama bu maalesef uygulanmıyor." ifadelerini kullandı.

        KARABURUN YARIMADASI DÜNYA MİRASI

        Kent Konseyi Başkanı İpar Buğradilli de amaçlarının Karaburun Yarımadası'nı korumak olduğunu söyledi. Buğradilli, "Karaburun Yarımadası sahip olduğu doğal, kültürel değerleriyle dünya mirası. Bugün RES'ler, balık çiftlikleri, maden taş ocaklarıyla hem kültürümüz, hem köylülerimiz hem de doğa ve yaban hayatımız talan ediliyor. Yarımadanın köy hayatı ve doğasıyla koruma altına alınmasını istiyoruz. Bundan sonraki adresimiz karar vericilere durumu anlatmak için Ankara olacak." diye konuştu.

        Yeniköy'de basın açıklaması ve bilgilendirme yapan çevreci eylemciler, daha sonra araçlarına binerek bölgedeki köyleri tek tek ziyaret etti.