Erdoğan: Mısır'daki saldırıları tel'in ediyor, lanetliyorum (3)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'daki saldırıları tel'in ettiğini belirterek, "Bursa'dan dünyaya sesleniyorum; saldırıları tel'in ediyorum, lanetliyorum. İbadethaneleri, camilere, kiliselere yapılan saldırılara şiddetle kınıyorum. Tüm tarafları h
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-17 15:45:51
Başbakan Erdoğan, Batılı ve Körfez ülkelerine de seslendi. Erdoğan, "İslam dünyasına sesleniyorum; şu anda oradaki şehitleri terörist ilan edenler var. Ellerinden silah olmadığı halde, meydanlarda 'ben oyumun namusunu istiyorum' diyenler var. Ama onlara terörist diyenler var. Mısır'da devlet terörü icra edilmektedir. Bu devlet terörünü alkışlayanlar, onlarla aynı izi sürecektir. Şuanda Mısır'da iki ayrı tablo var. Bir tablo; Firvan'un izinde gidenler bir tablo da Musa'nın izinden gidenler. Tarih bunu böyle anacak. Tarih bunu böyle değerlendirecek. Herkes sussa, biz susmayacağız." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan Bursa'daki kentsel dönüşüm başlangıç töreninde konuştu. Konuşmasında Mısır'daki 70 yıllık diktatörlük döneminin yıkılmasından rahatsız olanların olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir süredir kardeş ülke Mısır'da hepimizi üzen, yaralayan, acılara sevk eden gelişmeler yaşanıyor. Mısır demokrasiye ilk adımını attı, bu bir uyanıştı. Aslında bu otokratik, dayatmacı, dikta rejimlerinin yıkılışıydı, bu barışa selamdı, aslında bu Adeviye'den, Tahrir'den dünya demokrasisine bir selamdı. Ama ne yazık ki bu selemı almayan, gözü olduğu halde görmeyenler de vardı. 70 yıl süren diktatörlük sona erdi. Mısır halkı yöneticilerini sandıkta belirlemeye başladı. Maalesef Ramazan ayı öncesi Mısır'da bir darbe yapıldı. 70 yıl süren demokratikleşme mücadelesi çok ağır şekilde yaralandı. 70 yıl otokratik rejime sabredenler, totoliter rejimi destekleyenler yüzde 52 ile oyla işbaşına gelen Sayın Mursi'ye tahammül edemediler. Bu, dünyada 'biz demokratız' diyenlerin bir yerde iki yüzlülüğünü gösteriyordu. Bunlar asılnda demokrat değildi. Çünkü bunlar kendilerine kukla olacak rejimleri istiyorlardı. Biliyorlardı ki; Mursi yönetimi yolsuzluklara son verecekti. Biliyorlardı ki yoksulluk içinde kıvranan Mısır yeniden ayağa kalkacaktı. Ama buna bir yıl daha tahammül edemediler. Ne yaptılar, darbe yaptılar, 'ama' dediler. Neymiş 'ama'; Mursi herkesi kucaklayamadı. Yüzde 52 işbaşına getiriyor. 'Herkesi kucaklamadı' diyenler Sisi'yi Genelkurmay Başkanlığı'na getiren kim, Mursi. Cumhurbaşkanlığına gelen zatı Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na getiren kim; Mursi. Kabinesinin üçte ikisi Mübarek'ten kalma isimlerdi. Dünyaya sesleniyorum; bunun neyini inkar edeceksiniz. Bunların arkasında olanlar var. Halkın tercihini yok saydılar. Ardından kendi halklarını, kendi vatandaşlarını hunharca katletmeye başladılar. Şu anda binlerce Mısırlı ne yazık ki; askeri darbecilerin tankları karşısında şehadete doğru yola çıkıyorlar. Televizyonlardan izlemişinizdir; bir Mısırlı tankın karşısına çıkıyor, elinde molotof kokteyl yok, taş yok, silah yok ve kendisine ateş ediliyor, orada şehadet şerbeti içiyor. Elinde belki de yaşını doldurmuş bir yavru o da şehadet şerbetini iiyor. Çocuklar, kadınlar şehadet şerbetini içiyor."
"MURSİ YÖNETİMİNE TÜRKİYE VE KATAR'DAN BAŞKA DESTEK VEREN ÜLKE OLMADI"
Mursi'nin bir yıllık dönemine Türkiye ve Katar'dan başka destek veren ülke olmadığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Ne batılı ne İslam ülkeleri ne de Körfez ülkeleri içerisinde destek veren olmadı. IMF, Dünya Bankası destek vermedi. 'Seçimden sonra' dediler. Bu iki yüzlülük niye? Nereye kadar? Darbe yönetimine, darbeyi yaptıktan sonra 16 milyar dolar hemen destek geldi. Şimdi soruyorum; darbe yönetimine 16 milyar dolar teşviği verenler bana sorarsanız, darbe yönetiminin ortaklarıdır. Çünkü kişi arkadaşlarıyla beraberdir. 'Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu'. Vakaa bu, gerçek bu. Önceki gün ve bugün yapılan katliamların sayısı; 600. Bugün, birçok şeyi yaşıyoruz. Dün katliamlar devam etti. Haftalar boyunca namaz kılanlara, oruç tutanlara kurşun yağdırdılar. Sabah namazında 53 Mısırlı kardeşimizi şehit ettiler. Soruyorum şimdi, bu nasıl Müslümanlık? 'Ben Müslümanım' diyor. Kimi şehit ediyorsun, Müslümanları şehit ediyorsun. Çocuklara, hasta taşıyan insanlara kurşun yağdırdılar. Hastaneleri yaktılar. Hiçbir suçu olmayan şiddete başvurmayan, adaletin tecelli etmesini, seçilmiş cumhurbaşkanının serbest bırakılmasını isteyen insanlara ağır şiddet uyguladılar. Saldırıları Bursa'dan tel'in ediyorum, lanetliyorum. İbadethaneleri, camilere, kiliselere yapılan saldırılara şiddetle kınıyorum. Tüm tarafları hassasiyete davet ediyorum. Oyuna bakın; Müslüman Kardeşler kiliseleri koruma altına alıyor, malum uluslararası medya, hani Gezi Medyası vardı ya, aynı orada ne varsa burada da onlar var. 'Müslüman Kardeşler 30 tane kilise yaktı' diyorlar. Halbuki kiliseyi koruma gayretinde olanlar var. El Fetih Camii bugün kuşatma altında. Mısır'a da dünyaya da sesleniyorum, insanların ibadethanesi masumdur, Ama bunlar Suriye'de de Mısır'da da camilerimizi yaktılar, yıktılar. Ha Beşar ha Sisi. Bunların birbirinden farkı yok. Bunlara destek verenlerin de birbirinden farkı yok. Aynı. Bunlar şunu bilmeliler zulmü ile abad olunmaz, alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Çıkacak mazlumun ahı. Er veya geç." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara