Almanya'da tren seferlerindeki gecikme siyaseti ısındırdı

Trenlerin dakikliği ile ünlü Almanya'da, seferlerin Mainz şehrinde aksaması siyaseti ısındırdı. Yaşanan kaosu muhalefetteki Yeşiller'in önde gelen siyasilerinden Renate Künast, "dünyanın dördüncü büyük ekonomisi için felaket" diye nitelendirirken, iktidarın küçük prtağı Hür Demokrat Partili (FDP) Rainer Brüderle "uluslararası rezalet" olarak değerlendirdi.

Mainz Ana Tren Garı'nı özellikle iş için kullananlar ağustos sonuna kadar trenlerde gecikme hatta iptal durumlarını göz önüne almak zorunda. Yeterli personel olmamasının yanı sıra Alman Demiryolları'nın (DB) çalışanlarını iyi koordine edememesi başta Mainz olmak üzere birçok istasyonda kaosa sebep oldu. Çalışanların bir kısmı raporlu bir kısmının da yıllık izninde olmasından kaynaklanan aksamalar, çalışanların geri çağırılması ile çözülmeye çalışılırken, bu karar da sendikaları ve siyasilere harekete geçirdi. Durumun ciddiyetini fark eden DB Başkanı Rüdiger Grube tatilini yarıda kesti. Yarın DB patronu Grube, Demiryolu Sendikası (EVG) ve siyasetten bazı temsilcilerin bir araya gelerek personelde yaşanan sıkıntıları ve buna bağlı olan tren trafiğindeki aksamaları masaya yatıracak.

KAOS SİYASETİN DE NABZINI YÜKSELTTİ

Yeşiller Meclis Grup Başkanı Renate Künast ise partisinin Berlin'de düzenlediği eylemde en büyük hatanın her yıl maliyenin düzelmesi için DB'den 525 milyon Euro kaynak aktarılması olduğunu söyledi. Bu durumda DB'nin yeni personele ve altyapıya yeterince para harcayamadığını savunan Künast, şirketin yerel yapılanmaya önem vermesi gerektiğini kaydetti. Künast, "DB her zaman dünya şirketi olamaya çalıştı. Bunun sonucunda bildiğiniz üzere tuvaletler çalışmıyor ve klimalar sürekli bozuluyor, trenler soğukta gidemiyor. Bu, dünyanın dördündü büyük ekonomisi için felaket bir durum." dedi.

DEMİRYOLLARININ ÖZELLEŞTİRİLMESİ İSTENDİ

Durumu 'uluslararası rezalet' şeklinde değerlendiren ve bütün bölge halkının eksik tren seferleri yüzünden rehin kaldığını ifade eden Federal FDP Grubu Başkanı Rainer Brüderle, "Serbest piyasada rekabette olan bir şirket böyle bir şeyi yapamazdı." diyerek DB'nin özelleştirilmesini istedi. Durumu kurtarmak için yapılan 'DB çalışanlarının tatillerini yarıda kesmesi' teklifine ise sendikalar, "Çalışanlar zaten yıllardır ağır yük altında eziliyorlar." diyerek tepki gösteriyor.

Çok sert tepki verenlerin başında ise Mainz Büyükşehir Belediye Başkanı Michael Ebling geliyor. Ebling "DB yönetimine hafta sonuna kadar süre veriyor ve 300 bin çalışanı olan ve 1,5 milyar Euro kâr yapan bir şirketin bu gibi sorunları daha çabuk çözmesini bekliyoruz." dedi.

SORUMLULUK ALAN YOK

Yeşillerin federal başbakan adayı Jürgen Trittin kaostan Federal Ulaştırma Bakanı Peter Ramsauer'i sorumlu tutarken, Ramsauer de topu DB Başkanı Grube'ye atarak, "Gelip durumu bizzat koordine etmesi için ancak ikna ettim." sözleriyle kendisini savundu.

Sosyal Demokrat Parti'nin başbakan adayı Peer Steinbrück DB'nin personel politikasını eleştirerek, "Açık bir şekilde görülüyor ki yanlış tasarruf edilmiş. Bu da intikamını alıyor." dedi. Personeli geri çağırarak cezalandırmanın yanlış olduğunu belirten Steinbrück, sorunun temelinde borsadaki gidişatın yattığını söyledi.

Çareyi istasyondaki tren trafiğini sınırlandırmakta bulan DB, özellikle uzak noktalara giden trenlerde kısıtlamaya giderek bir skandala neden oldu. Bazı personelin yıllık izin kullanması, bazılarının da hastalanmasından dolayı normal trafik akışını yönetemeyecek duruma düşen DB, çareyi tren sayısını düşürmekte buldu. DB'nin acil planlamasına göre uzak nokta seyahatleri başka illere yönlendirilirken, bölgesel şehirlere giden trenlerin devir zamanlamasını iki katına çıkardı.