Somalililerin 'ya Türkler giderse' endişesi
İki yıldır Mogadişu’da görev yapan Büyükelçi Cemalettin Kani Torun, 2 hafta önce fanatik El-Şebab mensuplarının büyükelçiliğe yaptığı saldırının arkaplanını anlattı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-08-10 09:20:24
Saldırıdan sonra Somalili yetkililerin Türklerin ülkelerinden gidecek olma ihtimalinden endişe ettiğini söyleyen Torun, “faaliyetlere devam edeceğiz” mesajı verdi. Ülke vatandaşlarını da çok rahatsız eden olayın El-Şebab’ın daha fazla sorgulanmaya başlanmasına sebep olduğunu aktardı. Türk büyükelçi, binayı korumakla görevli Somali polisinin ciddi ihmali olduğunu, bu polislerin değiştirilmesi için uzun zamandır uğraştıklarını ancak değişiklik yapılmadığını söyledi. Türk Özel Harekât polislerinin ise çok başarılı savunma yaptığını anlatan sefir, olaydan bir ay önce El-Şebab’ın Birleşmiş Milletler (BM) binasına saldırıp iki saat içinde 16 kişiyi öldürdüğünü hatırlattı.
Saldırı nasıl oldu, saldırı esnasında neler yaşandı?
Elçilik binamıza 400 metre uzaklıkta bulunan ve personelin gece yatması için kullandığımız ek binamıza ayın 27’sinde saat 16.30 sularında saldırdılar. Saldırganlar öncelikle bir aracı bahçe kapısı önünde patlatıyor. Bunun etkisi ile kapı tamamen yıkılıyor ve arkada bekleyen 3 saldırgan koşarak kapıdan içeriye giriyorlar. Üçünün de üzerinde telefonla çalışacak şekilde ayarlanmış bomba düzeneği ve ellerinde silahlar ile içinde el bombası dolu torbalar var. Arkadaşlarımız hiç vakit kaybetmeden bunlara karşı koyuyor ve silahla yaralayıp binaya girmeden ikisini düşürüyorlar. Yalnız bir tanesi binanın girişine kadar geliyor ve elindeki el bombasını fırlatıyor. Bundan çıkan şarapnel parçaları ile bir polis arkadaşımız maalesef şehit oldu. Biri nispeten ağır sayılmakla beraber dört yaralımız vardı. Başından yaralanan arkadaşımızı hastaneye varamadan kaybetmiştik.
Çelik yelek konusunda sıkıntı var mı?
Gündelik hallerimizde arkadaşlar çelik yelek kullanmıyor. Ancak yurtdışı operasyonlara giderlerken kullanıyorlar. Çünkü hareket kabiliyetlerini kısıtlıyor. Ayrıca çelik yelek olsa bile bu arkadaşımızı kaybedecektik, çünkü şarapnel parçası başından isabet etti. Yaralı arkadaşlarımıza da isabet eden parçaların hemen hepsi bacak kısımlarındaydı. Dolayısı ile çelik yeleklik bir durum söz konusu değildi.
Saldırı olacağına dair önceden istihbarat var mıydı?
Türk kuruluşlarına yönelik bu türden istihbaratlar sürekli geliyordu. O yüzden tedbirlerimizi artırmıştık. Hem ek bina hem de elçilik önündeki duvarları iki sıra şeklinde kum torbaları ile desteklemiştik. O yüzden zaten duvarı yıkamadılar. Bomba bizim binanın duvarına bir etki edemedi, karşısında bulunan hastanenin duvarı yıkılmıştı. Ancak maalesef Somali polisi görevini yapmadı. Dışarıdaki Somali polisi orda onları durdurmuş olsaydı en azından bir şekilde silahlı bir çatışma olurdu. Saldırganlar rahat bir şekilde kapımıza yanaşınca içeride yapılabileceğin en iyisini yaptı arkadaşlar. Bu saldırının aynısı bir ay önce BM’de oldu. Aynı şekilde kapıda bomba patladı. İçeri adam soktular ve 16 kişi öldürüldü. Saldırganlara 2 saat içeride engel olamadılar. Oysa bizim arkadaşlarımız anında karşılık verdiler, anında düşürdüler. Bu anlamda çok iyi bir savunma yaptık. Somali polisinin ciddi bir ihmalkârlığı var, bunu Somali polis teşkilatı yetkilileri ile de paylaştık. Uzun zamandır uyarıyorduk, bu polisleri değiştirin çok lakayt davranıyorlar, diye ama değiştirmediler.
Saldırının nedeni nedir, bir mesaj mı vermek istediler?
Biz bu Müslüman ülkeye sıkıntılı bir zamanda geldik. Bizden başka şu ana kadar elçilik açan da olmadı. İngilizler havaalanında açtı, diğerleri geldiler gittiler. 6 ayda bir Somali konferansı düzenlenmeye başlayınca ilgi arttı. Başbakan’ımızın 2011’de buraya bizzat gelmesi ile buraya olan ilgi arttı. Gelinemez bölge olan Somali’ye yardımlar gelmeye başladı. Burada Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın en büyük endişeleri bizim bu hadiseden sonra gitmek isteyecek olmamızdı. Çalışmalarımıza devam edeceğiz. Saldırı sonrasında bu olayı kınayan bir gösteri yapıldı. Somali halkının büyük çoğunluğunun hissiyatına tercüman oldu bu. “Türkiye’den buraya yardım için gelen insanlara neden saldırıldı?” diye soruyorlar. El-Şebab yanlış bir adım attı, kendi halkı tarafından da sorgulanmaya başlandı. Batı ülkelerine saldırdıkları zaman kimse o kadar rahatsız olmuyordu ama bu saldırı halk nezdinde ciddi bir rahatsızlığa neden oldu.
Örgüte göre kendilerinden başka kimse Müslüman değil, Somali halkının büyük bir çoğunluğunu dahi Müslüman olmamakla suçluyorlar. Bize karşı saldırmalarının en önemli nedeni, Türkiye burada bir normalliği temsil ediyor. Biz buraya geldik; okul, hastane, yol gibi hayatı normalleştiren unsurları biz burada Somali halkına sağlamaya başladık. Bunlar devlete karşı savaşan örgütü rahatsız etti. Burada seçilmiş bir otorite, bir devlet var. Biz de ister istemez devletle çalışıyoruz, yaptığımız birçok işi paylaşıyoruz ve bu yaptığımız işler devlete yardım anlamına geliyor. Onlara göre devlete yardım eden de kâfir oluyor, dolayısı ile biz de onlara göre kâfiriz. Bu yüzden bizim kanımız da onlara göre helal. Bu tarz örgütlerin temel yapısıdır. Geçmişte ülkemizde de Güneydoğu’da PKK devletin oralara yatırım yapmasına engel oldu.
Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara