Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Amanoslar'da ormanla birlikte köylülerin yüreği de yandı

Hatay'da meydana gelen ve ancak 5 günde kontrol altına alınabilen yangına en çok köylüler üzülüyor. Yeşilin her tonunu barındıran Amanos Dağları artık simsiyah görülüyor. Köylüler bakmaya doyamadıkları yemyeşil dağa artık sırtlarını dönüyor.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-08-09 12:24:20

Amanoslar'da ormanla birlikte köylülerin yüreği de yandı
Hatay'da meydana gelen ve ancak 5 günde kontrol altına alınabilen yangına en çok köylüler üzülüyor. Yeşilin her tonunu barındıran Amanos Dağları artık simsiyah görülüyor. Köylüler bakmaya doyamadıkları yemyeşil dağa artık sırtlarını dönüyor.

Yangın söndürme ekiplerinin gayretlerine rağmen resmi açıklamalara göre 2 bin, köylülere göre bunun en az iki katı ormanlık alanın zarar gördüğü yangında, birçok canlı da alevlerin arasında kaldı. Yangının sebebiyle ilgili 'araştırılıyor' haricinde resmi bir açıklama yapılmazken, köylüler yangını Amanoslara Hint keneviri eken uyuşturucu tacirlerinin sebep olduğunu söylüyor. Alevlerin ilk yükseldiği Gülderen, köyü kırsalında uyuşturucu yetiştiren şahısların arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle birbirinin Hint keneviri tarlalarını yakmak isterken yangının ormana sıçradığı iddia ediliyor. Bunun yanında yangına müdahale sırasında helikopterlerdeki görevliler tarafından birkaç noktada görülen şahsın da arandığı öğrenildi.

Yangın sonrasında köylüler gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle tepki gösterdi. Karlısu beldesinden Ahmet Anlar, Orman Bölge Müdürlüğü'nün yangını önleme adına bölgede hiçbir çalışma yapmadığını iddia etti. Toroslar'da belli aralıklara su havuzları kuruldu. Amanoslar'da böyle bir çalışmanın yapılmamasını eleştiren Anlar, alevlere havadan müdahale eden helikopterlerin çok uzak mesafeden su almak zorunda kaldığını söyledi. Bunun yanında ormanda yangının önüne kesecek yolların açılmadığını aktaran Ahmet Anlar, "Yangını önleme adına ormanlık alanda herhangi bir çalışma yapıldığını görmedik. Yangın başladıktan sonra büyük gayret gösterildi, ama öncesinde önlem adına yapılması gereken çalışmalar olmadı. Esrarcılardan bir türlü temizlenememesi ise ayrı bir sıkıntı oldu. İçimizin açıldığı ormana bakamıyoruz artık. Muhteşem bir güzellik maalesef tedbirsizlik nedeniyle kül oldu. Burası 50-60 seneye eski haline gelmez. Yanan yerleri ormanlaştırmak için trilyonlar harcanacak. Çok daha düşük meblağlar harcanarak önlemler alınsaydı ormanı belki koruyabilirdik." şeklinde konuştu.

Esas ihmalkarlığın yangının ilk günü kontrol altına alınmasının ardından yaşandığını aktaran Anlar, "Yangın bitti diye gerekli ehemmiyeti göstermediler. Aynı şekilde alevleri söndürmeye devam etselerdi, bu kadar yayılmazdı. Ciğerlerimiz, oksijen depomuz yandı." açıklamasında bulundu.

Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Amanoslar'da 3 bin 300 civarında endemik bitki bulunduğunu belirterek, devletin buralardaki ormanlı gözü gibi koruması gerektiğini söyledi. Amanoslar'da olası yangınlara karşı en üst düzeyde önlem alınmasının gerekliliğine vurgu yapan Prof. Dr. Ortaş, "Buralarda erken uyarı sistemi, su havuzları, yangın yolları, orman seyrekleştirme, çam kozalaklarının temizlenmesi gibi yangını önleyici müdahaleyi kolaylaştırıcı çalışmaların olması lazım. Maalesef son yangında bu önlemlerin bir çoğunun olmadığını gördük." dedi.

Yangının çok hızlı yayılmasının bir nedeninin de kurumuş otlar olduğunu vurgulayan İbrahim Ortaş, "Keçiler ormana zarar veriyor denilerek köylerde küçükbaş hayvan bırakılmadı. Oysa Amanoslar'da ve Toroslar'da yüzyıllardır devam eden hayvancılık nedeniyle hiçbir zaman ormanlar yok olmamıştır. Aksine köylülerin davar dediği küçükbaş hayvanlar dağlarda otları yeşil iken yiyor, büyük ağaçların enginlerini adeta tıraşlıyordu. Bunun yanında hayvan yolları oluşuyordu. Bu yollar küçük alevlerin yayılmasını engelliyordu." ifadelerini kullandı.

Alevlerin ardından insanlarla birlikte doğanın ağladığını dile getiren Ortaş, "On binlerce canlı yok oldu. Devlet dağlarımızdaki bitki envanterini belirlemeli ve ona göre riskli yerleri tespit etmeli. Her bölgeye özgü önlemler alınmalı." şeklinde sözlerini tamamladı.

Haber Ara