CHP'den Anayasa Mahkemesi'ne, 'Belde kanunu erken görüşülsün' talebi

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, milletvekilleri Orhan Düzgün ile Mahmut Tanal, '6360 Sayılı 13 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 26 İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un iptali için CHP'nin başvuru görüşmelerinin öne alınması için Anayasa Mahkemesi'ne talepte bulundu.

CHP'li heyet, Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvurunun ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Engil Altay, bin 579 beldenin kapatılmasının Anayasa'ya aykırı bir şekilde yasalaştığını savundu. Yüksek mahkemeye 31 Ocak'ta başvurduklarını hatırlatan Altay, henüz mahkemede bir hareket göremediklerini, 5 ay sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun seçim takvimini açıklayacağını, mahalli idareler seçimlerinin de gerçekleşeceğini belirti.

Mahkeme, 5 ay içerisinde bu konuda karar vermemiş olur ve seçim takvimi yaklaştıktan sonra karar verirse telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağını savunan Altay, davanın görüşülmesini öne alma dilekçesini bugün yüksek mahkemeye sunduklarını ifade etti. Altay, bin 579 beldede insanın yaşamlarını direk ilgilendirecek bir konuda, geriye telafisi mümkün olmayan bir hukuki kaybın yaşanmaması için başvurularındaki zorunluluğu gördüklerini kaydetti. Seçimle ilgili çalışmalara başladıklarını da ifade eden Altay, beldelerle ilgili aday süreci işletmediklerini, karar çıkarsa kendilerini bu konuya uyarlamaları gerekeceğini bildirdi.

TANAL: MEVCUT DÜZENLEME KAOS GETİRİYOR

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da yaptığı açıklamada, hukuk devletinde idare edilenler kadar idare edenin de kendisini hukukla bağlaması gerektiğini vurguladı. Belediyelerin illerin ve ilçelerin sınır değişikliğinde referanduma gidilmesi gerektiğini savunan Tanal, siyasal iktidarın hükümlere bağlı kalmadan, Anayasa'nın 120. Maddesi'ne ve AB Özerklik Şartı'na aykırı değişiklik yaptığını savundu. Tanal, şöyle konuştu: "Mevcut olan düzenleme kaos getiriyor. Burada bunun öne alınması gerekiyor. Hukuk kaos yapmak için yapılmaz. Hukuk barış için yapılır. Devletler hukukla yaşar. Devleti silahlı bir araç olarak kullanmamak lazım. Demokrasi halkın isteğini ve idaresinin ağır bastığı bir uygulamadır. Bundan uzaklaştığını görüyoruz."