Dolar

34,9540

Euro

36,7234

Altın

2.999,91

Bist

10.012,03

Bir ayda istiflenecek mühimmatın 4 günde istiflenmesi emredilmiş

Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012'de meydana gelen 25 askerin şehit, 8'i asker 11 kişinin yaralanması ile sonuçlanan mühimmat patlaması davasının 2. duruşması başladı. Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki duruşmaya; dönemin Afyonk

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-31 11:16:09

Bir ayda istiflenecek mühimmatın 4 günde istiflenmesi emredilmiş
Afyonkarahisar'da 5 Eylül 2012'de meydana gelen 25 askerin şehit, 8'i asker 11 kişinin yaralanması ile sonuçlanan mühimmat patlaması davasının 2. duruşması başladı. Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ndeki duruşmaya; dönemin Afyonkarahisar Mühimmat Bölge Komutanı tutuksuz sanıklar Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran, Üsteğmen Tuncay Aydın, şehit aileleri ve avukatları katıldı.

Duruşmada, tutuksuz sanık Üsteğmen Tuncay Aydın, ilk kez ifade verdi. 3 Eylül'de Bölük Komutanı Binbaşı Ali Duran, Bedri ve Murat astsubayı, mühimmatların tasnifi için kendisini de depoların çevre temizliğiyle görevlendirdiğini anlatan tutuksuz sanık Aydın, "Binbaşı Ali Duran, bu faaliyetlerin, denetleme yaklaştığı için 4 gün içinde bitirilmesini emretti. Biz de bu kadar kısa süre içerisinde faaliyetlerin bitirilemeyeceğini, bu işin 1-1.5 ayda bitirilebileceğini anlatıp, kendisini uyardık. Ama ısrarlı davranarak görüş ve önerilerimizi dikkate almadı. Bizleri dinlemedi ve bu işin 4 gün içinde bitirilmesini emretti." diye konuştu.

"BİNBAŞI OLAY GÜNÜ FAALİYETLERİN SABAH SAAT 07.00'DE BAŞLAMASINI İSTEDİ"

Bunun üzerine çalışma başlatıldığını ve istiflemenin gece geç saatlere kadar devam etiğini anlatan sanık Aydın, bu işlerin ise araç farı ve el feneri kullanılarak yapıldığını kaydetti. Bu durumun bu şekilde iki gün boyunca devam ettiğini aktaran sanık Aydın, şöyle dedi: "4 Eylül'de çalışmalar başladı. Faaliyetler yürürken bölük komutanı Binbaşı Duran ile şehit cenazesine katıldım. Binbaşı faaliyetlerin 5 Eylül'de sabah saat 07.00'de başlamasını istedi. Ertesi günü, yani 5 Eylül günü nöbetçi subay olduğumda depolarda askerler çalışıyordu. Raylı sistem kurulmuştu ve herhangi bir aksaklık yoktu. Saat 17.30 sularında Bölge Komutanı Veysel Albay'ın yanına gittim ve depolarda tasnif çalışmalarının sürdüğünü bildirdim. Kendisi de bana teşekkür etti ve faaliyetlerin güzel olduğunu aktardı."

"BEDRİ BAŞÇAVUŞ ASKERLERE EL BOMBASI İLE İLGİLİ BİLGİ VERİYORDU"

Akşam yemeğinden sonra Bedri Naim Başçavuş'un askerlerin bir kısmını araçla depoya götürdüğünü, geri kalan diğer askerlerin ise Cüneyt Akkuş uzman tarafından depoya getirildiğini ifade eden sanık Aydın, şöyle konuştu: "Ben yemek sonrası depoya gittim. Bedri Başçavuş sandıktan aldığı bir el bombasını askerlere göstererek, piminin çekilmemesi gerektiğini aksi halde patlayabileceğini anlatıyordu. Ben de askerleri bu konuda ikaz ettim. Saat 20.00 sularında ise Ali Binbaşı beni telefonla arayarak, çalışmalar hakkında bilgi sordu. Ben de içerideki personelden aldığım bilgiye göre, saat 21.00 sularında faaliyetin biteceğini söyledim. Karargâha gittim. Ses ve sarsıntı oldu. Deprem olduğunu sandım. Patlama nedeniyle telsiz irtibatı kesildi. Daha sonra üstlerime bilgi aktardım."

"KISA DÖNEM ASKERLER SANDIK TAŞIYORDU AMA EĞİTİM VERİLDİĞİNİ GÖRMEDİM"

Sanık Aydın'ın ifadesinin ardından çapraz sorguya geçildi. Üsteğmen Aydın, çapraz sorgusunda, kısa dönem askerlerin depo dışında sandık taşıdığını, depo içinde ise uzun dönem askerlerin görev aldığını anlattı. Bu iş için kısa dönem askerlere bir eğitim verildiğini ise görmediğini vurgulayan sanık Üsteğmen, "Ama bu esnada Murat ve Bedri Başçavuş bu konuda gerekli uyarıları yapıyordu. Kısa dönem askerler mühimmat sandıklarını depo önüne kadar taşıyordu. Kısa dönemler ise sandıkları içeriye alarak istiflemeyi yapıyordu. Kısa dönemlerin depo içine girip girmediğini görmedim." ifadesini kullandı. Üsteğmen Aydın, mahkeme başkanının 'patlama olduğu günü nizamiye önünde askerlerle siviller arasında bir kavganın olup olmadığını' sorması üzerine, "O gün nöbetçi subayı idim. Nizamiye önünde olay öncesi ve sonrasında askerler ve sivillerin kavga edip etmediği konusunda bir bilgim olmadı ve bana böyle bir bilgi de gelmedi." cevabını verdi.

SANIK AVUKATININ 'ÇOK ŞEY BİLİYORUZ AMA İÇİMİZE ATIYORUZ' SÖZÜ TEPKİ ÇEKTİ

Mahkeme sırasında zaman zaman gergin anlar da yaşandı. Sanık avukatlarından Nejat Öztaşkent'in, "Bizim söyleyeceğimiz çok şey var ama içimize atıyoruz." sözlerine şehit aileleri tepki gösterdi. Bu sözler üzerine şehit aileleri, Avukat Öztaşkent'in üzerine yürüdü. Bunun üzerine araya polis ve askerler girerek gerginliği önledi. Ardından mahkeme heyeti duruşmayı yarım saat erteledi. Duruşmanın yeniden başlamasının ardından mahkeme başkanı avukatlarının kullandıkları sözleri dikkatli kullanmalarını istedi.

DURUŞMAYI KORGENERAL İLE CHP'Lİ VEKİLLER DE İZLEDİ

Bu arada, duruşmayı, 1. Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Abidin Ünal, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, CHP Trabzon Milletvekili Volkan Can Alioğlu, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt, CHP Eskişehir İl Başkanı Nihat Çuhadar da duruşmayı salondan izledi. Duruşmaya ara verilince Korgeneral Ünal, şehit aileleri ile yakından ilgilendi. Ünal, şehit ailelerine bir sıkıntı veya isteklerinin olması halinde kendisine iletmelerini istedi.


Haber Ara