Doç. Dr. Gökhan Bacık: Kıbrıs sorunu için Türkiye ile AB'nin argümanları bitti
İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Siyeset Bilimci Doç. Dr. Gökhan Bacık, Kıbrıs sorununun çüzümü için Türkiye ile Avrupa Birliği'nin (AB) argümanlarının bittiğini belirterek, "Burada oturup yeni bir şey yapmak lazım." dedi. Bacık, KKTC erken seçimlerin
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-30 13:41:27
Doç. Dr. Gökhan Bacık, Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan), KKTC'de yapılan seçimlerin Kıbrıs sorununda çözüme etkisine yönelik sorularını cevapladı. Seçimlerin yeni bir durum ortaya çıkardığını, Ulusal Birlik Partisi'nin (UBP) neredeyse Meclis'teki temsil durumunun düştüğünü belirten Bacık, bunun Türkiye açısından düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Bacık, "Çünkü son 3,5 yıldır Ada'da kamuoyunda Türkiye'nin siyasi etkisi üzerine bir hassasiyet var. Fakat genelde Kıbrıs müzakereleri donmuş durumda. O dinamizmi Brüksel'de kayboldu. Ne Ankara'da ne Brüksel'de soruna çözüm için bir yere vardıracak bir enerjiyi görmüyorum." dedi.
Bunun birkaç sebebi olduğundan söz eden Bacık, bunlardan bir tanesini KKTC'deki iç politik bölünme olarak gösterdi. Gökhan Bacık, şöyle devam etti: "Mehmet Ali Talat döneminde çok büyük bir ivmeyle girildi. Bu sonuçlara göre Talat'ın tekrar cumhurbaşkanlığı şansının da kolay olmadığını düşünebiliriz. İkincisi Türkiye-AB arasında başka büyük konularda büyük problemler, bazı algı farkları varken Kıbrıs konusunda uzlaşmanın, mesafe almanın çok zor olduğunu düşünüyorum. Benim kanaatim Kıbrıs konusunda Türkiye ile AB'nin argümanları bitmiştir. Burada oturup yeni bir şey yapmak lazım."
"MESELEYE YENİ BİR BAKIŞ AÇISI LAZIM"
Temel noktayı, "Rum kesimini bütün Ada'yı temsilen AB'de egemenliğinin tanınmasıdır." diye ifade eden Bacık, "Bu öyle bir şey ki siz Rum kesimine neyi verseniz, kabul edilebilir. O kadar kıymetli bir şey ki onlar açısından. Hem Türkiye hem Avrupa paradigmalarıyla hiç bir yere varılamaz. Bu böyle gider. Tarafların meseleye yeni bir bakış açısı lazım." diye konuştu.
Bacık, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki tıkanıklıkta tecrübeli olduğu belirterek, "Tıkanınca biz finanse ediyoruz sürekli. Bu böyle devam edecek." dedi. Kıbrıs'taki ayrılığı politik olarak değerlendiren Bacık, ekonomik krizlerin yakınlaştırabileceğini, kuzey ile güney arasındaki ticaret hacmi 5-10 milyar dolar olsaydı başka türlü konuşulabileceğini ifade etti.
"ARAP BAHARI KIBRIS SORUNU İÇİN UMUT OLUŞTURMUŞTU AMA..."
Arap Baharı ile başlayan sürecin Kıbrıs sorununun çözümü için beklenti oluşturduğuna işaret eden Bacık, "Arap baharıyla ilgili uluslararası sisteme reformist bakan aktörler ortaya çıkmıştı. Ancak bunlar Kıbrıs'ta bir değişiklik yapabilir miydi. Arap baharı daha sonra kendisi krize girdi. Zor bir durum var. Kıbrıs meselesi herhangi bir etkin veya kimlik sorununa benzemiyor. Dünyanın en büyük ekonomilerinden olan AB'nin hukuksal olarak başka türlü gördüğü bir yapı. Siz Kıbrıs ile muhatap olduğunuz zaman büyük bir Avrupa algısıyla muhatap oluyorsunuz. Bunu değiştirmek son derece zor. Bazı hataları Avrupalılar da yaptı. Mesele çözülmeden 'bak bu sorunu çözerseniz'i yumuşak güç argümanı olarak kullanılabilirdi." görüşünü aktardı.
Gökhan Bacık, şimdi gelinen noktada çok bölünmüş bir Kıbrıs siyaseti olduğuna işaret ederek,"Heyecanını yitirmiş bir Kıbrıs halkı var. Burada hem seçimlere katılım düşük hem politik algı. Tekrar bu toplumu müzakere süreci için motive etmek son derece zor. Türkiye'ye bakıyorsunuz KKTC'yi tanıtabilir mi başka ülkelere orada da iş kolay değil. Bu bir kördüğüm haline gelmiş nokta. 1974'ten bugüne tarafların argümanlarıyla bir yere varılabileceği kanaatinde değilim. En radikal argüman Annan Planı'ydı. Türkiye ve karşı taraf yapabileceğini yaptı." diye ifade etti.
"KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ ZOR"
Arap Baharı ilk başladığında entelektüel piyasada Kıbrıs sorununun da çözülebileceği algısı olduğunu belirten Bacık, 'Türkiye'nin yükselen rolünün de burada bir etkisi olabilir' diye adlandırıldığını, ancak Kosova konusunda bile Türkiye ile Azerbaycan'ın tutumunun farklı olduğu örneğini verdi.
Bacık, "En Türkiye taraftarı Arap ülkesi de şöyle düşünecektir; Kıbrıs konusunda benim asıl muhatabım AB komisyonu. Komisyona göre de orada Kıbrıs hükümeti vardır. Bizim 'Rum' diye tanıdığımız Kıbrıs hükümeti olarak kabul ediliyor. Bu çok çetrefilli zor bir konu. Bu mesele dünyanın başka konjonktür sorunları çözülürse çözülür. Vakit ayrılacak bir mesele. Mısır gibi bir mesele bütün dünyayı meşgul ederken, Avrupa eksenini bu konuya yönlendirmek zor görünüyor. Türkiye'deki seçim süreci de sorunun çözümünü erteleyecektir. Yakın vadede Türkiye'nin konusu Kıbrıs'ın güvenliğini sağlamak ve finanse etmek olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara