Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hakarete uğrayan başörtülü Ceylan: Gerçekler yargılamayla ortaya çıkacak

Başörtüsü dolayısıyla Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun hakaretine maruz kaldığını belirten Zahide Ceylan, hakaretlere maruz kalmama rağmen hakkımda komploculuk, provokatörlük, önceden tasarlayarak olay çıkarmak gibi özellikle

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-25 09:13:45

Hakarete uğrayan başörtülü Ceylan: Gerçekler yargılamayla ortaya çıkacak
Başörtüsü dolayısıyla Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu'nun hakaretine maruz kaldığını belirten Zahide Ceylan, hakaretlere maruz kalmama rağmen hakkımda komploculuk, provokatörlük, önceden tasarlayarak olay çıkarmak gibi özellikle bazı basın kuruluşlarında birçok yalan yanlış yazı ve haber maalesef kaleme alınmış ve alınmaya devam etmektedir. Olaylarla ilgili gerçekler yargılama neticesinde ortaya çıkacak, adalet tecelli edecektir." dedi.

Ceylan, hakkında yalan, yanlış haberler yapıldığını savunarak, avukatı aracılığıyla yazılı bir açıklama yaptı. Ceylan, "18 Haziran 2013 tarihinde Eskişehir'den Ankara'ya hızlı trenle dönerken ismini ve unvanını sonradan öğrendiğim Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve arkadaşlarının hakaretlerine maruz kalmam, yaklaşık bir ay sonra bu olayın TBB internet sitesinde yayımlanan bir basın açıklamasında ve bazı medya kuruluşlarındaki haberlerde kamuoyuna yalanlar eşliğinde çarpıtılarak aktarılması nedeniyle gerçekleri kamuoyuyla paylaşma zarureti hasıl olmuştur." diye konuştu.

"YÜKSEK SESLE KONUŞMADAN DUYDUĞUM RAHATSIZLIĞI DİLE GETİRDİM"

TBB sitesinde yayımlanan basın açıklamasında, Metin Feyzioğlu'nun olayı çarpıtarak kendini aklamaya çalıştığının apaçık ortada olduğunu öne süren Ceylan, olayı anlattı. Ceylan, şu ifadeleri kullandı: "Olay günü trende herkesin rahatlıkla duyabileceği yüksek ses tonuyla İngilizce olarak telefonla birileriyle konuşan Metin Feyzioğlu, basın açıklamasında iddia ettiği gibi sadece muhatabının duyacağı bir ses tonuyla değil, çevresindeki tüm yolcuları rahatsız edecek şekilde yüksek bir ses tonuyla konuşmakta idi. Bu nedenledir ki benim yaptığım iş, anılan kişinin konuşmasına müdahale değil, tam aksine sadece yüksek sesli konuşmasından dolayı rahatsızlığımı dile getirmekten ibarettir. TBB basın açıklamasındaki ve bazı haberlerdeki iddiaların tam tersine, benim anılan kişinin konuşmasını dinlemek için yer değiştirmem veya bazı basın organlarında yer aldığı gibi 3-5 sıra yer değiştirmem de söz konusu değildir. Hadise, tren hareket etmeden önce ilk oturduğum yer, trenin gidiş istikametinin tersinde olduğu için, hareketten hemen sonra benim karşılıklı koltuklardan oluşan aynı bölüm içinde karşı koltuğa geçmiş olmamdan ibarettir. Kompartımanın büyük bir bölümü de boş değil, neredeyse tamamı doluydu. Dolayısıyla, kendilerini daha önce hiç tanımadığım Metin Feyzioğlu ve arkadaşlarını dinlemek için özel bir gayretim kesinlikle söz konusu olmamıştır."

"BU ÜLKEDEN VE DEVLETEN ŞİKAYETÇİ OLAN SİZSİNİZ"

Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü: "TBB basın açıklamasında, olayın hemen başında benim, Metin Feyzioğlu ve arkadaşlarına müdahale ederek, 'Yalan söylüyorsun, polis kimseye zarar vermiyor, hem bunları söyleyeceksin hem de bizim yaptığımız hızlı trene bineceksin, bunları söyleyeceksen kara trene bin' dediğim ileri sürülmektedir. Bu iddia da gerçek dışıdır. Gerçekte ise ben, muhataplarıma yüksek sesle konuşmalarından rahatsız olduğumu dile getirdiğim için hakarete maruz kaldım. Hatta Metin Feyzioğlu'nun yanındakiler hakaretle de yetinmeyerek üzerime yürümeye kalkıştılar; trenden derhal inmemi, görevliler tarafından indirilmemi istediler. Ben de bu koşullar altında savunma refleksiyle, muhataplarıma, 'Trenden ben niye inecekmişim, bu ülkeden ve devletten şikâyetçi olan sizsiniz. O zaman devletin yaptığı trenden siz inin. Üstelik bu ülkede polis herkese ateş açıp öldürmüyor, yalan söylüyorsunuz' biçiminde karşılık verdim. Hızlı trenden bahsederken de, bazı basın organlarının iddiasının aksine, 'bizim yaptığımız hızlı tren' ifadesini asla kullanmadım."

"AYNI GÜN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM"

Hayatımda ilk defa olay günü gördüğünü söylediği kişilerin, olayı çarpıtma uğruna kendilerine komplo kurulduğunu iddia etmelerinin ise gerçekten trajikomik olduğunu aktaran Ceylan, "Sözde komploya en büyük delil olarak da yolcu listesinde adı geçen, ancak son anda seyahate katılmayan bir yönetim kurulu üyesinin de haberlerde isminin yer alması imiş. Bu iddianın kesinlikle tarafımızla ilgili olmadığını, polise verdiğim ifadede Metin Feyzioğlu dışında hiçbir ismin zikredilmediği ortada iken, bu isimlerin haberi yapan yayın kuruluşlarının haber kaynaklarınca bildirildiği anlaşılıyor iken, böylesi boş dayanaklarla komik komplo teorileri üretmek basitliğine kaçmak, hakaretlerini ve hukuk tanımazlıklarını ortadan kaldırmayacaktır. Bazı basın organlarında olaydan bir ay sonra savcılığa suç duyurusunda bulunduğum iddiası da doğru değildir. Tarafıma yapılan hakaret ve saldırılarla ilgili aynı gün suç duyurusunda bulunulmuştur. Olayın şimdi basına yansıması ise tamamen bizim dışımızda cereyan eden bir süreçtir." şeklinde konuştu.

"YALAN YANLIŞ HABERLER YAPILIYOR"

Hakkında yalan yanlış haberler yapıldığını savunan Ceylan, sözlerini şöyle tamamladı: "Tüm bu yaşananlar ve hakaretlere maruz kalmama rağmen hakkımda komploculuk, provokatörlük, önceden tasarlayarak olay çıkarmak gibi özellikle bazı basın kuruluşlarında birçok yalan yanlış yazı ve haber maalesef kaleme alınmış ve alınmaya devam etmektedir. Hatta sözü edilen kişilerin üstüme yürümeleri, trenden inmeye zorlamaları (bu arada tren görevlisi araya girerek saldırıyı önlemeye çalışmıştır) ve hakaretlerine dayanamayan tanımadığım bir başka yolcunun 'Siz ne yapıyorsunuz, utanmıyor musunuz 3 adam tek başına bir bayana saldırmaya' şeklindeki uyarısı bile maalesef bazı köşe yazarları tarafından komplonun bir parçası olarak değerlendirilmiştir. Bu tür haber ve yazılarla ilgili de gerekli hukuki süreçler elbette ki işletilecektir. Bu basın açıklaması; olaydan ve şikayetimizden bir ay sonra hakkımızda yazılan yalan ve gerçeği yansıtmayan yazı ve iddiaları düzeltmeye yönelik zorunlu olarak yapılmıştır. Olaylarla ilgili gerçekler yargılama neticesinde ortaya çıkacak, adalet tecelli edecektir."
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara