Loğoğlu: Suriye, Kürk meselesini Türkiye'ye ihale etti

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Suriye'de yaşanan gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Suriye'de PYD bayrağının çekilmesi ile ilgili yaşananları kaygı ile karşıladıklarını belirten Loğoğlu, "Bu anlamda Suriye'nin kuzeyindeki bu gelişmeler Suriye'nin toprak bütünlüğünü birliğini tehlikeye düşüren çok ciddi bir gelişmedir. Bu gelişme Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının izlediği Suriye politikasının doğrudan doğurduğu bir sonuçtur. Esed rejimi bir noktada bunu bilerek Kuzey Irak'taki kontrolü PKK'nın uzantısı olan PYD güçlerine terk etmek suretiyle Suriye'nin Kürk meselesini Türkiye'ye ihale etmiştir." dedi.

    CHP Genel Merkezi'nde Lozan'ın 90. yılında 'Atatürk'ün Ortadoğu Projesi' ve 'Lozan sürecinde Musul ile Kürt sorunu' toplantısı düzenlendi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin'in koordinatörlüğünde düzenlenen toplantının açılış konuşmasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu yaptı. Toplantı Bürokratlar ve Yöneticiler Meslek Grubu Başkanı Özer Uçar'ın moderatörlüğünde TESAV kurucularından Murat Güztoklusu'nun sunumu ile devam etti.

    Loğoğlu, program öncesi basın mensuplarının soruların cevapladı. Bir gazetecinin "Suriye'de PYD bayrağının çekilmesi aynı zamanda PYD liderinin biz devlet kurmak istemiyoruz amacımız demokratik özerklik açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Loğoğlu şu cevabı verdi; "Biz bu gelişmeyi kaygı ile karşılıyoruz. Bu anlamda Suriye'nin kuzeyindeki bu gelişmeler Suriye'nin toprak bütünlüğünü birliğini tehlikeye düşüren çok ciddi bir gelişmedir. Bu gelişme Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının izlediği Suriye politikasının doğrudan doğurduğu bir sonuçtur. Esed rejimi bir noktada bunu bilerek Kuzey Irak'taki kontrolü PKK'nın uzantısı olan PYD güçlerine terk etmek suretiyle Suriye'nin Kürk meselesini Türkiye'ye ihale etmiştir. Bütün bunlar karşısında Adalet ve Kalkınma Partisi hükümeti Dışişleri Bakanı Güvenlik Konseyi'ne çağrı yapmakta ve Suriye'ye bir askeri müdahale yapılması noktasındaki çizgisini ısrarla sürdürmektedir. Genel olarak bu gelişme hem Suriye'deki çatışmaların daha artarak süreceğini göstermekte ikincisi bu Türkiye'de sürdürülmekte olan çözüm sürecini ciddi şekilde sekteye uğratabilecek bir gelişme olarak değerlendiriyorum. PYD'nin birden bire karşısındaki muhataplarını yenecek ve oranın kontrolünü ele geçirebilecek hale gelmesi bir bakıma Türkiye'den çekildiği iddia edilen belki çoğu zaten Suriye kökenli olan PKK elemanlarının PYD saflarına katılmış olmasından kaynaklanıyor. Bunu da dikkate almamız lazım. Ama en büyük sorun Türkiye bu çözüm sürecinde eline çabuk tutmadığı takdirde giderek bölgeselleşen giderek güçlenen bir Kürt dinamiğine sahne oluyor bölge bunu dikkate almamız lazım. Bu hem Suriye'yi parçalayabilir hem de Irak'ı parçalayabilir eğer elimizi çabuk tutmazsak bu Türkiye'yi de olumsuz etkiler."

    Başka bir gazetecinin "Devlet değil demokratik özerklik istiyoruz talebini nasıl yorumlarsınız" sorusuna ise Loğoğlu, "Bunlar aşama aşama. Bu safhada ben devlet istiyorum diye ortaya çıktığın zaman buna kimse kulak vermez. Buna destekte olmaz. Ama ben devlet değil özerklik istiyorum dediği zaman oh ne güzel herkesin zaten özerklik isteme hakkı vardır diye bir tepki ile karşılaşırlar. Bunu bildikleri için çıtalarını biraz düşük tutuyorlar." diye cevapladı.

    Türkiye'nin yaşanan bu süreçte atması gereken adımlarla ilgili görüşü sorulan Loğoğlu şunları söyledi; "Türkiye'nin atması gereken 2 temel adım var. Birincisi hükümetin Suriye politikasını baştan aşağıya değiştirmesi gerekiyor. İkincisi de buharlaşmış Türkiye-Suriye sınırını etkin kontrol altına almasıdır. Her gün olaylar olmaya başladı artık kaçakçılar Türk güvenlik güçlerini Türk ordusuna meydan okuyorlar. Bırakın Suriye rejimini bırakın kimin yaptığını artık kaçakçılar orada cirit atıyor terör örgütlerinin yanı sıra. Dolayısıyla hem kaçakçılar hem terör örgütleri Türkiye'nin güvenliğini oradaki insanlarımızın can ve mal güvenliğini çok ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Bunun önlenmesi lazım bu hükümetin sorumluluğu." şeklinde konuştu.