Arap Birliği: İhvansız çözüm olmaz
Arap Birliği’nin Türkiye Misyonu Başkanı Büyükelçi Naciri, Mısır’da Hüsnü Mübarek’in devrilmesini ve Mısır tarihinde ilk kez yapılan demokratik seçimle işbaşına gelen Devlet Başkanı Mursi’ye yönelik darbeyi, Star’a değerlendirdi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-19 02:04:18
Arap Birliği’nin Türkiye Misyon Başkanı Büyükelçi Muhammed el Fatah Naciri, Mısır Genelkurmay Başkanı Sisi’nin, seçilmiş Devlet Başkanı Mursi’yi devirmesinin ardından, bugün, Mısır’ın önündeki en büyük sorunun, “Darbe - Darbe değil” tartışmasının ötesinde, “Müslüman Kardeşler’in nasıl bundan sonraki siyasi sürece dahil edileceği” olduğunu söyledi. Naciri, “Müslüman Kardeşler, toplumun bir parçası. Eğer Mısır, onları sürecin içine koymazsa, demokrasi süreci başarısız olur. Mısır bugün, Sedat ve Mübarek’in, Müslüman Kardeşler’i dışlamasının bedelini ödüyor. Türkiye, ‘darbe var’ deyip, bölgeye yüzünü çevirmesin” dedi.
Demlokratik kurumlar yok
Şahsi görüşünü, “Ben Mısır’da yaşanana darbe demiyorum” şeklinde açıklayan Naciri, “Türkiye’nin de dahil olduğu demokratik ülkelerdeki standartlarla, ile demokratik dönüşüm sürecindeki Arap dünyasını kıyaslarsanız, bence büyük bir hata yapmış olursunuz. Demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerde Ordu, siyasetten uzak duruyor; ancak dikkatinizi çekerim, Türkiye’nin de dahil olduğu tüm bu demokratik ülkelerin hepsinde, işleyen kurumlar ve bu kurumları yöneten kurallar var. Müslüman Kardeşler’in iktidarında ise bu işleyen kurumlar yoktu. Dolayısıyla, Mısır’ın sorunu Ordu ya da Müslüman Kardeşler değil; demokrasinin şartlarından biri olan görev ve yetkileri yasalarla bağlı, işleyen kurumların olmamasıydı” diye konuştu.
İhvan sürece drahil olmalı
Uluslararası toplumun ve Türkiye’nin, “Mısır’da yaşananlar darbeydi - darbe değildi” tartışması ile gereğinden fazla meşgul olduğuna inandığını belirten Büyükelçi Naciri, “Oysa Mısır’ın en büyük sorunu, Müslüman Kardeşler’i nasıl bundan sonraki siyasi sürece dahil edeceğimizdir. Çünkü, Mısır’ın, bir Somali, bir Suriye gibi, başarısız bir ülke olmaması için, Müslüman Kardeşler, Selefiler dahil, Mısır toplumundaki her kesim, Mısır’daki siyasi sürece katılmalıdır. Eğer Mısır, onları siyasi sürecin, demokratik dönüşüm sürecinin içine koymazsa, Mısır’daki demokrasi başarısız olur” diye konuştu.
Dışlamanın bedelini ödüyor
Müslüman Kardeşler’in, 85 yıldır Mısır toplumunun bir parçası olduğunu vurgulayan Naciri, “Ama Mısır tarihine bir bakın... Ne Nasır, ne Sedat ne de Mübarek, Müslüman Kardeşler’e siyasi hayatta rol oynamaları için bir şans tanımıştı. Mısır’daki ilk demokratik seçimlerde, Mısır halkı Müslüman Kardeşler’i test etmek, denemek istedi. Ama Müslüman Kardeşler’in, daha önceki dışlayıcı politikalar nedeniyle, siyaset yapma uzmanlıkları yoktu. Birçok hatalar yaptı Mursi; ordu da bu hatalara itiraz eden halkın taleplerinin yanında yer aldı. Buna darbe denir ya da denmez şeklindeki tartışmanın bize hiçbir faydası yok. Kısacası Mısır, aslında, Müslüman Kardeşler’in, siyasi hayattan dışlanmasının bedelini ödedi. Aynı hata tekrarlanmamalı. Müslüman Kardeşler, bundan sonraki süreçte yer almalı” dedi.
Türkiye darbeler sonrası mucizeler gerçekleştirdi
Büyükelçi Nasiri, Türkiye’nin bugün, Arap ülkelerinden çok daha gelişmiş bir durumda olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, demokratik bir ülke, işleyen demokratik kurumları var. Ama Türkiye de, 4 dramatik ve trajik darbenin acısını yaşadıktan sonra, sivil yönetimi başarmış ve askeri müdahile gibi sorunlarını çözmüş bir ülke. Bugün ise ekonomi mucizesi gerçekleştiren bir ülke Türkiye. O yüzden kardeş ülke Türkiye, şimdi Mısır’da herhangi bir tarafı tutmadan, kapsayıcı bir siyaset için çabalamalıdır” dedi.
Arap dünyasında domino etkisini yapabilir
Naciri, askeri müdahalelerin, Arap Baharı yaşayan ülkelere sıçrama riskini de dışlamayarak, “Evet, bazı ülkeler bundan korkuyor. Ama eğer bir ülke istikrarlıysa, istikrarlı kalacaktır. Eğer bir ülkenin, bu süreçte yaptıklarında yanlış varsa, o zaman yayılma etkisi hissedilecektir. Domino etkisi gerçekleşecektir. Eğer süreç bloke olmuşsa, insanların sokağa çıkması ve değişiklik istemesi gibi çözümler var. Askeri müdahale seçeneği ise her ülkenin kendi dinamiklerine göre değişebilecek bir durum” dedi.
Ankara'nın Mısır politikası daha kapsayıcı olmalı
Türkiye'nin, Müslüman ve Arap dünyası için çok önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Naciri, “Ben Türkiye’nin, ‘Yaşananlar bir darbeydi - darbe değildi’ dilemasına takılıp kalacağını sanmıyorum. Çünkü Türkiye, bunun çok ötesinde bir ülke. Türkiye, Mısır için sadece hükümet ya da muhalefetten de oluşmuyor. Türkiye ile Mısır’ın ilişkileri, taa Osmanlı dönemine kadar geri gidiyor ve iki ülke ilişkileri, tarihte neredeyse her zaman çok iyi düzeyde korunuyor. O yüzden Türkiye, Mısır’daki bu değişiklikleri çok yakından izleyip, Mısır’daki tüm tarafları ki buna daha önce de dediğim gibi, Müslüman Kardeşler ve Selefiler de dahil, uzlaşıya, kapsayıcı olmaya çağırmalı” dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara