Tofaş Üst Yöneticisi Başaran: Avrupa pazarı 2016'dan önce rahatlamaz
İhracatın önemli kalemlerinden otomotv sektörünün gözü kulağı hala Avrupa'da. Sektörün önemli aktörlerinden Tofaş'ın üst yöneticisi (CEO) Kamil Başaran, mevcut şartlar göz önüne alındığında otomotiv olarak 2023 hedefini yakalamalarının zorluğunu beli
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-17 08:46:41
Tofaş Ceo'su Kamil Başaran, şirketin Bursa'daki tesislerinde gazetecilerle buluştu. Sohbet öncesi Tofaş Müzesi'nde açılan saat sergisini basın mensuplarına gezdiren Başaran, toplantıda da şirketin gelecek hedeflerini, ihracatı ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye'nin ihracatında önemli kalemlerden biri olan otomotiv sektöründe Ar-Ge ve inivasyon çalışmalarının yükseliş trendinde olduğunu söyledi. Şirket olarak bu alanda çalışan sayınını 500'e çıkardıklarını vurgulayan Başaran, ürettikleri araçlardaki yerli üretimin payını yüzde 75'e ekonomik katkıyı da yüzde 55-60 seviyelerine yükselttiklerini söyledi.
Sürekli yeni ürünler üzerinde çalıştıklarını dile getiren Başaran, "Özellikle Türkiye'nin artan otomotiv pazarının paralelinde ihtiyaçlarına dönük vaziyette tüm beklentileri müşteriden çıkmak üzere bunun çalışmaları devam ediyor. Son olarak geçen ay içinde Doblo Korteks'i yola çıkardık. Ümit ediyorum ki; yazdığı başarı hikayesi kadar da yeni nesli aynı başarıyı hikayesini oluşturur. Sonuçta hem ülke ekonomisinin dış ticaret açığına çok önemli katkısı olur, hem de özellikle artık yeni çalışma sistemimizde hiç bir şekilde diğer ortaklarımızdan proje alıp getirmiyoruz burada üretiyoruz." diye konuştu.
Yurt dışında ki müşteriden yola çıkarak ihtiyaçları tanımlayamaya başladıklarını anlatan Başaran, şöyle devam etti:
"Yeni bir zorlu yola çıktık, Amerika müşterisini Doblo ile beraber belli bir tatmine götürmemiz lazım. Ayrıca ülkenin belli bir gerçeği hafif ticari araçla binek araç arasında bir kırılma yaşıyoruz. Tofaş'ın hafif ticari araçta fikri sınai hakları tamamen kendisinde olan bir çalışma sistemi oluşturdu. Dolayısı ile bu ülkeden hiç bir şekilde bu araçların oluşturduğu katma değeri alıp bir tarafa götürme mümkün değil. Hafif ticari araçtaki son zamanlarda ki düşme ise ülkenin bu gün gittikçe artan ihracatına tam aykırı bir hareket olarak çıkıyor. Oluşturulan katma değer nispeten daha azalmaya başladı bu tehlikeli bir durum. Özellikle bu yetkinliklerin oluştuğu, yeteneklerin oluştuğu ve katma değerin yerli kaynaklardan maksimize edildiği bir ortamda bunların olması ülkenin dış ticaret açığı açısından önemli bir etken diye bakıyoruz. Bunun sonucu olarak binek araçlar ise giderek artıyor."
"BİNEK ARAÇ İTHALATI YÜZDE 80'LERE ULAŞTI"
Yerli binek otomobildeki artışın ülke ekonomisine katkı sağladığını, ancak son dönemde bu alandaki ithalatın arttığını dile getiren Başaran, şunları aktardı:
"Binek araçların giderek artan bir ithalat oranına doğru geldiğini görüyoruz. Bu yüzde 80'lere kadar geldi. Dolayısı ile buradan yola çıktığımızda Linea'nın bunca yıldan sonra hala segmentinde en çok satan araç olduğunu vurgulamak istiyorum. Bu başarının da devam ediyor olması lazım, sürdürülebiliyor olması lazım. Biz bu açıdan çalışmalarımızı binek araç kapsamında belli bir noktaya getirdik. Bu çalışmalarımız devam ediyor. Ortaya koyduğumuzu konu bunun fikri sınai hakları Tofaş'ta olmak üzere müşteriden çıkıp müşteriye geri dönen raf proje olmadığını şu anda vurgulamak istiyorum. Ama önümüzdeki dönemde hem yeni Euro fazlarının devreye gireceği bir sezona periyoda doğru gidiyoruz. Ümit ediyorum doğru bir zamanda araçlarımızı müşterilere sunma imkanı olur. Önemli olan konu pazarın istikrarının devam etmesi ve ülkenin pazarı artırmak anlamında gerekli hamleleri yapıyor olması, bu hem pazarı büyütecek, hem hazarda üretim yapma cesaretini artıracak. Hem de bizde Ar-Ge çok önemli, Ar-Ge'ye çok yatırım yaptığımızı vurguluyorum. Eğer böyle devam edersek biz kendi mühendisimiz ve kendi çalışanımızla beraber müşteriden çıkıp tekrar müşteriye giden yolda yeni ürünlerimizi pazara sunma imkanımız olacak. Zaman açısından ise müsaade edin artık bunlar ürün geliştirmede otomotivin gelişim hamleleri içinde önemli kilometre taşları, bunların bizde kalması gerekiyor ümit ediyorum önümüzdeki günlerde bunları sizlerle beraber detaylı bir şekilde paylaşırız."
"AR-GE ÇALIŞAN SAYIMIZ 500'Ü GEÇMEK ÜZERE"
Ekonomideki daralma ile birlikte geçtiğimiz yıl istihdamda kısıtlama gittiklerini ve bazı çalışanlarla yollarını ayırmak zorunda kaldıklarını anlatan Kamil Başaran, buna karşılık AR-GE'de çalışan sayısının arttığını ifade etti. Başaran, şöyle konuştu:
"Bizim için en önemli kaynağımız paradan çok çalışanlarımız. Biz geçen sene buna çok saygı duyarak geçici kontrat dahi olsa çalışanlarımızı uzun bir süre tuttuk, ne zamana kadar, uzun vadede pazarın Avrupa'da ki krizin artık yavaş yavaş kalkacağını ümit ederek. Ama gördük ki maalesef kalkmıyor. Gördüğümüz kadarı ile bu ay gelen rakamlarda Avrupa pazarında hala küçülmenin devam ettiğini gösteriyor. Dolayısı ile biz yıl sonunda bu arkadaşlarımızın sözleşmesini uzatmadık ama dedik ki onlara; biz sizlerle beraberiz, biz sizlere yeniden bu imkanları sunmak üzere çalışıyoruz. Çok sevindirici olarak söyleyebilirim ki 80 arkadaşımızı geri aldık o kadrodan, bir tanesini dahi başka yerden almadık oradan aldık. İkinci paylaşmak istediğim konu Ar-Ge istihdamına devam ediyoruz. Ar-Ge personel sayımız 500'e geldi, 500'ü geçmek üzere. Bu da önümüzdeki günler içinde Ar-Ge ile beraber çalışanımızın zekası ile müşteriye hizmet edeceğimiz anlamına geliyor. Dolayısı ile biz çalışanımızdan aldığımız güçle daha fazla istihdamlara doğru gideriz. Ümit ediyoruz ki Avrupa'da ki kıpırdanma bitsin, yukarıya çıkış daha da anlamlı vaziyete gelsin, o zaman yavaş yavaş oturup; ya nasıl iki vardiya ile bu işleri bitireceğiz, üç vardiyaya geçmemiz lazım, inşallah o günler gelecek."
"7 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLIYORUZ"
Yaklaşık 7 bin kişiye istihdam sağladıklarını aktaran Başaran, "Ama bununla sınırlı kalmak istemiyoruz. Çünkü yönetim felsefemizde bizim yan sanayimiz ve bayi ağımız çok önemli. Dolayısı ile 70 bin kişilik bir orduyu konuşuyoruz." şeklinde konuştu. Mavi yakalı çalışanlarının da ürün ve üretim geliştirmede büyük katkısı olduğunu bildiren Başaran, iş güvenliğinde de bu sene Avrupa Birliği'nden birincilik ödülünü aldıklarını kaydetti.
Başaran, "Sizin öngörünüz nedir?" sorusuna şu karşılığı verdi:
"Benim gördüğüm kadarı ile Avrupa'da ki bu kriz uzun soluklu bir olay. Görüyoruz ki her ay aşağı doğru giden bir durum, ne kadar aşağı gider? Hiç mi araç satılmayacak? Aksine, hızlı bir çıkış dahi bekleniyor. Herhalde 2016 öncesinde kalıcı bir yukarıya çıkış trendini yakalamamız çok zor. Ama bu da önemli, biz sadece Avrupa'ya ihraç etmiyoruz. Latin Amerika'ya ihraç ediyoruz, biz Afrika'ya ihraç ediyoruz, biz Rusya'ya ihraç ediyoruz. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda eğer Amerika'yı da buraya koyarsak Tofaş çok dengeli vaziyette ihracatını sağlamış durumda. Dolayısı ile çok uzun soluklu vaziyette bakıyoruz. Biz kısa vaziyette her hangi bir çözüm üretmek istemiyoruz. Uzun soluklu ve sürdürülebilir olması lazım. Bunu hem çalışanlarımız, hem süreçlerimiz ile hem ürün geliştirme ile yaptığımız yatırımlarla beraber hem de 400 binlik kapasiteyi ayakta tutmak ve bunu daha da öteye götürmek amacıyla, yani biz de bu amaçları zaten vizyonumuza da ekledik. Yani milyon araçlara doğru giden bir güç olması lazım. Türkiye'nin 2023 hedeflerine yürüyebilmesi için zaten böyle bir yaklaşım içinde bulunmamız lazım. Onun için hep pozitif düşünmemiz lazım. Ümit ediyorum ki Türkiye pazarında ki pazar büyümesi kalıcı olur."
"İTHALAT ÇOK FAZLA"
İthalata da değinen Başaran, "İkincisi çok önemli olan bir konu yüzde 80'e gelen bir ithalat artışı çok fazla. Bunun ülke ekonomisine etkisi de çok fazla olacağını görüyoruz. Amacımız hafif ticari araçta tekrar pazarın yerine gelmesi. Çünkü buraya katma değer açısından çok önemli bir etken bu. Artı belki önümüzdeki günler içinde vergi ile ilgili bir takım düzenlemeler olduğu takdirde de Türkiye ekonomisine katma değer oluşturmaya devam ederiz." değerlendirmesinde bulundu.
TÜRKİYE İLE BERABER BÜYÜMEK İSTİYORUZ
Tofaş'ın yarım asırlık bir geçmişi olduğunu vurgulayan Kamil Başaran, "Tofaş burada oluştu, burada büyüdü, buradaki ağaçlar kadar kolları uzattı ve tüm Bursa'yı kucaklıyor. O kucaklama bir gönül bağını da beraberinde getiriyor. Dolayısı ile biz hepimiz Bursalı Tofaş diyoruz. Türkiyeli Tofaş ama önce Bursalı Tofaş diyoruz. Çünkü Bursa'nın çok emeği var bize, bizimde Bursa'ya bu emeğin karşılığı mümkün olan her türlü katma değeri vermek üzere sözümüz var." dedi. Dolayısıyla Türkiye ile beraber büyümek istediklerini bildiren Tofaş CEO'su şunları kaydetti:
"Tabi ki bu 50 yıla bakacak olursanız çok krizler geldi geçti, birçok krizle karşı kaşıya kaldık ama bir şey çok net. Tofaş'ın kronolojisi kapsamı altın bir çok başarı hikayesi var. Bu başarı hikayelerine baktığımızda hep bir takım krizler olmuş, Avrupa'da olmuş, Türkiye'de olmuş, bir sürü yerde olmuş ama hepsinin inçinden Türkiye ile beraber Tofaş'ta çok akılcı, kendini yenileyen yapısı ile ürünlerini yenileyen yapısı ile hep çıkmasını bilmiş, çıkarken de her türlü krizi de fırsata çevirmiş. Dolayısı ile galiba en önemli konu kendisini yenilemeyi bilen bir Tofaş'la biz önümüzdeki ülkenin ihtiyacı olan her noktada katma değer üretmek için kendimizi planladığımızı sizlerle paylaşmam lazım. Dolayısı ile biz krizlerden hep güçlenerek çıktık. İhraç eden bir Tofaş olarak ihraç eden bir Türkiye olarak baktığımızda bu gün Avrupa krizi en önemli önümüzdeki geçilmesi gereken krizlerden birisi olarak çıkıyor."
"YILDA 100-120 MİLYON EURO YATIRIM YAPIYORUZ"
Sektörde rekabet için fabrikalarında her yıl yenileme yaptıklarına işaret eden Başaran, her sene en az 100 ila 120 milyon Euro dolayında yatırım yaptıklarını söyledi. Tofaş'ta yerlilik oranının parça bazında yüzde 75'lere geldiğini anlatan Kamil Başaran, bunun ekonomik karşılığının ise yüzde 55-60 olduğu bilgisini verdi. Tofaş'ın Türkiye'de ki binek araç ve hafif ticari aracı kendi bünyesinde dizayn eden, geliştiren, mühendisliğini yapan, satış ve satış sonrasını yöneten tek kuruluş olduğunu öne süren Başaran, 5 markanın spesifikasyonlarına göre üretim yaptığını aktardı. Satış bazında da çok büyük farkları olduğunun altını çizen Başaran, "Bir markanın yönetim zorluğu ortada iken Tofaş, 6 tane markanın da hem üretim bazılarının da sadece distribütörlüğünü yapıyor." ifadesini kullandı.
"GEZİ OLAYLARININ OLUMSUZ ETKİLERİ OLDU"
Kamil Başaran, Gezi Parkı olaylarının ülke ekonomisi ve imajını nasıl etkilediği yönündeki bir soruyu şöyle cevapladı:
"Bu huzursuzluğun ülke ekonomisi üzerine olumsuz etkileri oldu. Sonuçta böyle bir huzursuzluğun hiç kimse tarafından ekonomik anlamda etkisinin olmayacağını söylemek zor. Bu bir etki ama ülkemiz güçlüdür, ekonomisi kuvvetlidir. Yurt dışındaki yansımaları demokratik anlamda eleştiriler alıyordur. Ama ekonomik açıdan tahmin ediyorum önümüzdeki günlerde Avrupa krizinden de etkilenen bu durumun doğu noktalara geleceğini ümit ediyoruz."
"2023 HEDEFLERİNİ YAKALAMAK ZOR"
Türkiye'nin 2023 hedeflerinin otomotiv sektörüne çevrildiğinde ortaya çıkan rakamların çok zorlayıcı olduğunun altını çizen Başaran, bu günkü hızla devam edildiğinde rakamsal anlamda gerçekleştirilmesinin zor olduğunu söyledi. Bunda en büyük etkeninde yurt dışında ki ekonomik kriz olduğuna dikkat çeken Kamil Başaran, etrafında ki ülkeler ve Afrika'nın Türkiye için fırsat bölgesi olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türk otomotiv sektörünün kurulu kapasitesinin maksimum kullanılabilmesi ve Avrupa Birliğine daha fazla ihracat yapabilme olanakları kısıtlı, o zaman nereye bakıyorsunuz. O zaman Avrupa Birliğinin ötesine bakıyorsunuz. Buralar neresi? Türkiye'nin etrafındaki ülkeler, Afrika, Latin Amerika, ya da Euro bölgesinin dışında kalan alanlar. 23 hedeflerinde Türkiye'nin 4 milyon araç üretip bununda 3 milyonunu ihraç etmesi gerekiyor. İhracatta 3 milyona giden yolda bazı sorunlar olsa da o yola giden her şeyin doğru adım olduğunu düşünüyoruz. Kendimizi buna hazırlıyoruz. Temennimiz Avrupa'daki krizin bir an önce çözülmesi."
SON VİDEO HABER
Haber Ara