Atina'da Ramazan, sorunlara rağmen sevinç ve dayanışmayla yaşanıyor (Özel)
Yunanistan'ın başkenti Atina'da yaşayan farklı ülkelerden Müslümanlar, üç yıldır devam eden ağır ekonomik kriz, işsizlik ve kendi memleketlerindeki ciddi sıkıntılara rağmen Ramazan ayına ulaşmanın sevincini yaşıyor. Toplu iftarlar ve teravih namazlar
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-14 07:07:19
Başta Arap ülkeleri olmak üzere Balkanlar, Afrika ve Orta Doğu coğrafyasından gelerek Atina'da ikamet eden on binlerce Müslüman, Ramazan ayının ilk günlerinden itibaren toplu iftar sofraları ve akabinde kılınan teravih namazları ile yardımlaşma ve kardeşlik duygularının daha yoğun yaşandığı faaliyetlere ağırlık veriyor. Kriz sebebiyle Atina'daki sayıları azalan Müslümanlar, Ramazan ayının ortalarına doğru toplu iftarlara olan rağbetin artacağını düşünüyor.
Yunanistan'ı etkisi altına alan ekonomik sıkıntıları iliklerine kadar hisseden müminler, 40 dereceye varan sıcaklara rağmen, bodrum, garaj ve dairelerden dönüştürülmüş yeraltı mescitlerinde ibadet ediyor. Çoğu penceresiz, havalandırma sistemi ile klima kullanılması mümkün olmayan bodrum katlardaki yeraltı mescitleri, kriz gerekçesiyle ülkeden ayrılanlar sebebiyle fark edilir şekilde boşalmış. Müslümanlar, kullanılan vantilatörlerle serinlemeye çalışıyor.
ATİNA'DA İFTAR VAKTİ
Orta Doğulu Müslümanlar tarafından 2005 yılında kurulan 'Çocuğa Yardım ve Destek için Yunan Komitesi', Atina merkezindeki 3 katlı binasının lokalinde toplu iftarlar veriyor. Hazırlıklar, gün içerisinde kadınların evlerinde hazırladıkları yemeklerin iftara kısa bir süre önce derneğe getirilmesi ile tamamlanıyor. Daha sonra sofra kurmanın telaşına her yaştan Müslüman itina ile yardımcı oluyor. Masalar kuruluyor. Servis tabakları hazırlanıyor.
Orucunu açacaklar için hurma tabakları, su ve içecek bardakları dolduruluyor. Bazı Müslümanlar Kâbe'den canlı yayınları izlerken, bir kısmı ise dernekteki mescitte Kur'an-ı Kerim okuyarak iftar vaktini bekliyor.
Ganalı bir Müslüman tarafından okunan ezanın ilk cümlelerinin duyulmasıyla birlikte oruçlar hurma ve su ile açılıyor. Dualar okunuyor. Daha sonra hep birlikte akşam namazı eda ediliyor. Namazın ardından gençlerin de aralarında bulunduğu Filistin, Mısır, Suriye, Lübnan ve Gana gibi farklı ülkelerden Müslümanlar, Arap ve Orta Doğu mutfağından hazırlanan yemekleri servis tabaklarına alıyor. Ardından iftara ulaşmanın sevinciyle renklenen sohbetler eşliğinde yemeklerini afiyetle yiyor. Atina'daki Yargıtay'a yaklaşık 100 metre uzaklıkta bulunan Gizi semtindeki 'Çocuğa Yardım ve Destek için Yunan Komitesi'nde verilen iftara 15 kadar kişi iştirak ediyor.
Menüde farklı pirinç ve bulgur pilavı, etli ve sebzeli yemekler, kıymalı makarna, tatlı ve meşrubat gibi zengin denebilecek yemek çeşitleri ikram ediliyor. Yemek duasının ardından ise masalar toplanıyor. Ardından ikram edilen çaylar eşliğinde sohbet faslına geçiliyor. Gece yatsı ve teravih namazının kılınması ve dini sohbetler ile sona eriyor. Teravih namazlarına, çocukların da iştirak etmesi çoğu bodrum katlarında bulunan Atina'daki mescit ve derneklerindeki ibadet mekânlarına ayrı bir güzellik katıyor.
BİNLERCE MÜSLÜMAN ÜLKEDEN AYRILDI
Atina'da ikamet eden Lübnanlı gazeteci ve islam.gr sitesinin kurucularından Shadi E. Ayoubi, Yunanistan'daki ekonomik kriz sebebiyle iş bulamayan binlerce Müslüman'ın ülkeyi terk ettiğini söylüyor. Atina'da Ramazan'a dair bilgi veren Ayoubi, şunları söyledi: "Ailelerden azı kaldı. Aileler birbirini iftara davet ederek bir araya geliyor. İftardan sonra da hep birlikte teravih namazına gidiliyor. Eğer burada yalnız isen iftar daha da önemli hale geliyor. Bu akşam gördüğünüz gibi toplu iftarlar, insanları bir araya getiriyor. Özellikle yemek yapmasını bilmeyenler ve ihtiyaç sahipleri için çok büyük bir iş ifa ediyor. İftarını yapanlar akşam ve teravih namazlarını kılarak yeni bir güne hazırlanmak için evlerinin yolunu tutuyor. Atina'da klasik bir Ramazan böyle geçiyor."
ATİNA'DA İSLAM GÖRÜNÜRDE YOK
Müslümanların Atina'daki genel sorunlarının başında İslam'ın toplum ve kamu hayatında görünmemesi olduğunun altını çizen gazeteci Shadi, "Atina'da caminin olmaması bir sorun ancak ondan yüz defa daha önemli mesele bir mezarlığın olmaması. Ölülerimizi gömecek bir yerimiz yok. Oysa ibadet yapmak için Atina genelinde bulunan mescitlere giderek ya da evinde görevini ifa edebilirsin. Ancak vefat eden bir yakının olduğunda onu bırakamazsın." ifadelerini kullanıyor.
Devletin cami yapması durumunda belli bazı kriterlere uymayanların kapanabileceğine ilişkin basına yansıyan haberlerin tedirginliğe sebep olup olmadığı şeklindeki soru üzerine ise Shadi Ayoubi, bu konudaki kriterleri bilmediklerini ancak daha çok ibadet için toplananların güvenliğine yönelik fiziki şartların söz konusu olabileceğini söylüyor. "50 kişilik bir yere 100 kişinin toplanmaması gibi kriter bence de mantıklı" diyen Ayoubi, bu konu gündeme geldiğinde belli bir geçiş süreci için zamana ihtiyaç duyulacağını vurguluyor. Maddi anlamda zor durumdaki Müslümanların bu mekânları istenen hale dönüştürmesinin zor olacağına dikkati çeken Ayoubi, "Zira mevcut mescitleri ayakta tutabilmek için bile sıkıntı yaşanıyor. İşsiz olan insanların her ay kira, elektrik ve su için 500 Euro toplaması bile çok zor. Ülkedeki kriz sebebiyle hem Yunanlar hem de yabancılar sorun yaşıyor." şeklinde konuşuyor.
DEVLET İSLAM'A DAİR OLUMLU YAKLAŞIM SERGİLEMELİ
Atina'daki Müslümanların Yunan devleti ile ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulunan Gazeteci Ayoubi, şunları söyledi: "Devlet ve özelde Din İşleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis ile oldukça iyi ilişkilerimiz var. Sorunların çözümü için çaba gösteriyor. Makaleler kaleme alıyor. Mesele, Yunanistan'da bu kadar yıl İslam'a dair olumsuz ve kayıtsız kalınan sayfayı bir kişinin çevirip çeviremeyeceği. İnsanlarla diyalog kuruyor ve gerçekten bu konularda çaba gösteriyor. İyi şeyler yaptı. Daha fazlasını yapmak için arzusu var. Dediğim gibi bir kişi bütün bunları yapabilir mi? Bir kişinin anlayışı yerine bütün bir devletin anlayışı böyle olmalı."
BAŞÖRTÜLÜ BAYANLARA AYRIMCILIK YAPILIYOR
Ülke genelindeki ırkçı grupların saldırılarından bütün göçmenler gibi Müslümanların da zarar gördiğini belirten Lübnanlı gazeteci Shadi Ayoubi, yaşanan sorunları şöyle sıraladı: "Özellikle başörtülü bayanlar çok ciddi saldırılara maruz kaldı. Bayanlara vuranlar ve küfür edenler oldu. Hatta otobüslerden atıldılar. Eğer durakta bekleyen tek bir başörtülü ya da siyahi bir kadın varsa otobüsler durmuyor bile. Bunlar ciddi meseleler. Devlet bunları göz önünde bulundurmalı ve tedbir almalı. Ayrımcılığa sıfır tolerans gösterilmeli."
"ATİNA'DA TOPLU İFTARLAR SEVİNÇ ANIMIZ"
Yunanistan'da 23 yıldır ikamet eden Mısır kökenli Hüseyin Bey, Mısır'daki iftarlara özlem duysa da Atina'da verilen toplu iftarlar ve çeşitli programlarla günlerini değerlendirdiklerini söylüyor: "Atina'da Ramazan ayı, ülkem Mısır'daki gibi değil ama bu mekân gibi yerlerde verilen toplu iftara katılıyoruz. Zaman zaman ailelerimizi de getirerek birlikte iftar yapıyoruz. Kaynaşıyoruz."
"Ramazan birlikte olma ve sohbet etme fırsatı da demek. İftar buna en güzel örnek" ifadelerini kullanan Hüseyin Bey, "Atina'da Ramazan'ın en güzel anı şimdiki gibi iftar ile teravih namazı kıldığımız zaman dilimidir. Allah'a bu mübarek ay sebebiyle dua ediyoruz" diyerek Ramazan'ı değerlendirmeye çalıştıklarını belirtiyor.
Ekonomik krizin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğine dair tahminler ve işsizlik sebebiyle bozulan morallerin Ramazan ayının yardımlaşma ve sevgi boyutu ile telâfi edilmeye çalışıldığına dikkati çeken Hüseyin, şöyle devam ediyor: "Ülkelerimizden uzaktayız. Bu ayda yardımlaşarak birbirimize destek oluyoruz. Mescit, dernek gibi çeşitli mekânlarda verilen iftarlarda toplanıyoruz. Ülkemizdeki güzel anılarımızı yad ediyoruz. Ramazan, bizi bütün yıla daha güçlü hazırlanmak için şarj ediyor."
Hüseyin, Mısır'daki son gelişmelerin ülkenin hayrına ve daha fazla can kaybına sebebiyet vermeden sonuçlanması için dua ettiklerini sözlerine ilave etti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara