Öğrencilerin, Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin “demokratik destek fonu” olarak adlandırdıkları ve Ortadoğu’da demokrasiyi güçlendirmeyi amaçlayan ilgili birimlerin son dönemdeki para aktarma belgelerinden hazırladıkları rapor ve program, kamuoyuyla paylaşıldı.
Öğrenciler tarafından Amerikan “Freedom of Informatıon Act” kullanılarak elde edilen bilgiler, ilgili portreler ile yapılan söyleşiler ve yetkililerden alınan bilgiler çerçevesinde, bir dönem Anayasa Mahkemesi’nde de görev yapmış ama, esas olarak Hüsnü Mübarek döneminde yürüttüğü Polis Müdürlüğü’nde gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri ile ünlenmiş ve halen Amerika’da yaşayan Ömer Afif Süleyman’ın Mursi karşı gösterilerin düzenlenmesinde önemli rol oynadığı, bunun karşılığında da Amerikan Dışişleri Bakanlığı’ndan düzenli para yardımı aldığı anlaşılıyor. Süleyman, halen, bir Mısır mahkemesi tarafından, görevi sırasında neden olduğu insanhakları ihlalleri nedeniyle 5 yıl hapis cezasına çarptırılmış durumda.
Ömer Afif Süleyman (ortada) Amerika’da yapılan Mısır’la ilgili panellerin gözde isimlerinden biri…
Süleyman “siyasi mülteci statüsünde” yaşadığı Amerika’da Hukuk el-Nas (Halkın Hakları) isimli “tek kişilik bir sivil toplum örgütü” kurduğu, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın da bu kuruma para yardımında bulunduğu belgelerden anlaşılıyor. Belgelere göre Süleyman, para yardımlarını 2008 yılında almaya başlamış ve bu yardımlar devam ediyor.
Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Süleyman, Amerikan yönetiminden para aldığını kabul etti fakat kendisine verilen paraların yüksek miktarlarda olmadığını savundu.
Söz konusu ödemeleri yapan “Özerk görünümlü” fakat Amerikan hükümetinin kontrolünde olduğu bilinen National Endowment for Democracy (NED)’in web sitesinde Süleyman, Mısır halkına barışçı direniş çağrıları yapan, iletişim ağları üzerinden ülkedeki demokrasi güçleri ile düzenli ilişki içinde olan bir karakter olarak adlandırılıyor. Oysa, Mısır medyasında yer alan habarler, özellikle Youtube’de yayınlanan video açıklamaları, Süleyman’ın Mısır halkına, “Mursi’ye karşı şiddet” çağrısı yaptığını ortaya koyuyor.
İşte Süleyman’ın yapmış olduğu kampanyadan bir video (ARAPÇA)
Süleyman, anti-Mursi gösteriler başlamadan önce Facebook sayfasına yazdığı yazıda, Müslüman Kardeşler’in desteklediği Özgürlük ve Adalet Partisi’nin hareketsiz kılınmasını istiyor ve “Onları hareketsiz bırakmak için dizlerine güçlü bir tekme vurmamız gerekiyor” diyor. Mayıs ayındaki mesajında ise, “Enerjiyi, suyu ve gazı kontrol edenlerin kellelerini koparın” diyor.
BAŞKA ÖNEMLİ İSİMLER DE VAR…
Elde edilen belgelerde, anti-Mursi gösterilerin şemsiye örgütü Ulusal Kurtuluş Cephesi bünyesinde yer alan bazı önemli isimlerin de para yardımı aldığı dikkat çekiyor. Bunlardan en önemlisi, 34 yaşındaki aktivisit Esra Abdülfettah… Bu isim, ilk kez, 2012 yılında, Mısır’ın yeni anayasa tartışmaları sırasında, İslami bir anayasa istemeyenlerin ülkedeki bütün camileri kuşatmalarını ve din adamlarını susturmaları çağrısıyla dikkat çekmişti.Bu çağrı üzerine camiler çevresinde gösteriler başlamış, çıkan çatışmalarda da 7 kişi ölmüştü!..
Mısır’daki anti-Mursi hareketin önde gelen isimlerinden Esma Abdülfettah’ın Washington’dan yüklü mali destek aldığını gösteriyor.
Belgeler NED’in bu karaktere 2011 yılında 75 bin dolarlık bir ödeme yaptığını ve Esma Abdülfettah’ın NED tarafından düzenli desteklenen isimlerden biri olduğunu gösteriyor.
Esra Abdülfettah, darbeden yaklaşık iki hafta önce, “30 Haziran Mursi’nin son günü olacak” açıklamasıyla da dikkat çekmişti.
MİLYARDERLERİN ÖRGÜTÜNE PARA YARDIMI YAPILDI!..
Mısır’ın Kıpti Ortodok asıllı en zengin işadamlarından Necip Sawaris’in darbenin arkasındaki önemli isim olduğu belirtiliyor.
Berkeley Üniversitesi öğrencileri tarafından hazırlanan rapor ve programda en şaşırtıcı noktalardan biri de, başında ülkenin önde gelen Mursi karşıtlarından ve “TV yorumcularından”, Al-Haya Partisi lideri Michael Meunier’in bir başka Amerikan resmi yardım kuruluşu USAİD’den yardım alması oldu. Michael Meunier’e para yardımının başında bulunduğu Mısır’ın Birliği İçin Elele sivil toplum örgütü üzerinden yapıldığı belgelerde yer aldı. Oysa bu STÖ, Mısır’ın ünlü ve en zengin işadamlarından Kıpti Ortodoks Hıristiyan Necip Sawaris’in desteklediği çok zengin bir STÖ olarak tanınıyor. Washington’un her dönem Amerikan hükümetlerine yakınlığı ile bilinen Halliburton lobicilik şirketinin Mısır’daki temsilcisi Salah Diab ve Amerika’nın Kahire’deki Büyükelçiliği ile çok iyi ilişkileri olduğu bilinen Mübarek döneminin ünlü siyasetçilerinden Usame Gazali Harb da aynı STÖ’nün içinde yer alıyorlar.
Amerika, “vergi mükelleflerinin” 1.3 milyon dolarının neden zengin Michael Meunier’e verildiğini tartışıyor.
Meunier Amerikan yönetiminden para yardımı aldığı yönündeki iddiaları reddetti fakat belgeler, USAID’den 2009-2013 arasında toplam 1.3 milyon dolar yardım aldığını ortaya koyuyor.
YÖNETİM KENDİNİ SAVUNUYOR
Berkeley Üniversitesi Araştırmacı Gazetecilik bölümü öğrencilerinin konuyla ilgili bilgisine başvurdukları Amerikan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Ortadoğu’da demokrasinin gelişmesi için STÖ’ler üzerinden bir yardım programı uyguladıklarını doğruladılar. Seçilen kişilerin bulundukları ülkede demokrasinin gelişmesine yardımcı olabilecek güçte isimlerden oluştuğunu belirten yetkililer, uygulamanın yasalara uygun bir çalışma olduğunu da vurguladılar.
Bununla birlikte Mısır’da bir mahkemenin, darbe öncesi 43 STÖ’yü yurtdışından yasa dışı para almak ve ülke istikrarını bozmak suçundan mahküm etmesine Amerikan yönetimi sert tepki göstermişti.
Berkeley öğrencilerinin daha okuldan mezun olmadan gerçekleştirdikleri ve “araştırmacı gazeteciliğe örnek” gösterilebilecek bu çalışmanın Washington’da da sert tartışma yaratması bekleniyor.
(ultramedya)
'Amerika anti-Mursi gösteriler için para verdi'
Amerikan yönetiminin, Mısır’ın ordu tarafından devrilen cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye, karşı gösteriler yapan gruplara, “demakrasiye destek fonu”ndan para aktardığı bu “operasyonda” Amerika’da yaşayan hukukçu ve Mübarek döneminin polis şeflerinden Ömer Afiff Süleyman’ın kullanıldığı ortaya çıktı. Darbenin perde arkasını, Berkeley Üniversitesi Araştırmacı Gazetecilik Bölümü öğrencileri, Amerikan vatandaşlarının “bilgi edinme hakkını” kullanarak ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın ilgili belgelerine “yasal olarak” ulaşarak ortaya çıkardılar.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-11 17:10:10
Haber Ara