Mısır’da darbe yönetimi atamalarla çıkış yolu arıyor
Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanlığı görevine dönmesi için protestolarını sürdüren sivil halka ateş açarak 55 kişiyi katleden darbe yönetimi, önce yol haritasını açıkladı, ardından iki üst düzey atama yaptı.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-10 10:54:57
Mısır’da darbe ile oluşturulan geçiş yönetimi, iki kritik atama ile artan uluslararası baskıları yumuşatmaya ve darbe koalisyonunda oluşabilecek çatlakları gidermeye çalıştı. 55 kişinin katledilmesinden bir gün sonra yapılan atamalarda Batı kamuoyunun desteklediği Nobel Barış Ödüllü Muhammed Baradey, cumhurbaşkanlığı yardımcılığına getirildi. Eski maliye bakanlarından ünlü ekonomist Hazım el-Biblavi ise başbakan tayin edildi. Baradey ve Biblavi’nin önemli görevlere getirilmesi Batı ve Körfez ülkelerinden siyasi ve parasal destek sağlama çabası olarak değerlendiriliyor. Baradey 1997-2009 yılları arasında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu başkanı, Biblavi de Abu Dabi merkezli Arap Para Fonu’nda kıdemli danışman olarak görev yapmıştı.
Zamna'da yer alan habere göre; İsimler ve yol haritası üzerine sert pazarlıkların yaşandığı ve anayasa çalışmalarında daha da sertleşeceği öngörülen geçiş sürecinin önümüzdeki yıl şubat ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ile sona ermesi planlanıyor. Ancak geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur’un açıkladığı yol haritasında ilk demokratik seçimlerde oyların yarısından fazlasını alan İslami partilerin yer almaması önemli bir meşruiyet sorunu oluşturuyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan referandumla kabul edilen ülkenin ilk demokratik anayasasının sadece İslamcıların görüşleri doğrultusunda hazırlandığını öne sürenlerin benzer bir yola başvurması ise çok büyük bir çelişki olarak görülüyor. Bu süreçte en kritik konuyu anayasa çalışmaları oluşturacak. İfade ve düşünce özgürlüğü ile İslami partiler ve dini organizasyonların faaliyetlerine yönelik sert kısıtlamaların getirilebileceği, ordu ve polise daha fazla imtiyazların verilebileceği yönündeki iddialar yeni anayasa çalışmalarına endişe ile bakılmasına sebep oluyor. Mansur’un kararnamesi, geçiş sürecinin önümüzdeki yılın ikinci ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ile sona ermesini öngörüyor. 33 maddelik yol haritasına göre geçici cumhurbaşkanı kabine ile istişareli olmak kaydıyla yasama, olağanüstü hal ilan etme, devlet politikasını belirleme ve bütçeyi onaylama yetkisini üzerine alıyor.
Ancak Muhammed Mursi karşıtı gösterileri organize eden Temerrüd hareketi, yol haritasının kendilerine danışılmadan hazırlandığını öne sürüyor. Benzer itirazları dile getiren 6 Nisan hareketi, Özgür Mısırlılar Partisi ve Sosyalist Halk İttifakı Partisi de cumhurbaşkanının yetkilerinin aşırı olduğunu öne sürüyor. Geçiş yönetiminin perde arkasındaki ismi Savunma Bakanı Abdulfettah el-Sisi, sürece yönelik artan tepkiler üzerine dün yayınladığı bir bildiri ile ülkenin zorlu geçiş sürecini engellemeye çalışacakları sert ifadelerle uyardı.
Önce Baradey ve diğer muhtemel başbakan adaylarına itiraz eden Selefi Nur Partisi ise hükümeti tanıdığını ilan ederek, geçiş sürecine dışarıdan destek veren bir parti görüntüsü sergiliyor. Müslüman Kardeşler’in önde gelen isimlerinden İssam el-Aryan da sürecin bir oldu-bittiye getirilerek hızla sonlandırılmaya çalışıldığını ifade ediyor.
Dört hafta içinde toplanacak Anayasa Komisyonu’nun çalışmalarını bir ay içinde sonlandırması, ardından da referanduma gidilmesi planlanıyor. Ancak anayasanın reddedilmesi durumunda nasıl bir mekanizmanın devreye gireceğine dair herhangi bir maddenin bulunmaması kafalarda soru işaretlerine yol açıyor. Yol haritasına göre anayasa referandumundan sonra parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Ancak darbe koalisyonuna destek veren parti ve örgütlerin çok parçalı olmaları, farklı toplum tabakalarını temsil etmelerinin süreci kilitleyebileceği ifade ediliyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara