İbrahim Güçlü: Kandil'de Murat Karayılan'a karşı darbe yapıldı

Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, Murat Karayılan'ın KCK başkanlığından uzaklaşmasının, bölge devletleri İran, Suriye, Irak yönetimiyle yakın ilişkide olanların KCK yönetimine gelmesinin, özellikle de Cemil Bayık'ın KCK Eşbaşkanı olmasının Murat Karayılan'a karşı bir darbe olduğunu söyledi. Güçlü, Öcalan'a ve hükümete ise 'sizin anlaştığınız kararları biz hayata geçirmeyeceğiz' güçlü mesajının verildiğini kaydetti.

        Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Güçlü, terör örgütü PKK'nın üst yönetimindeki değişikliği değerlendirdi. Başından beri, PKK'nın mutlak anlamda silah bırakmayacağını savunanlardan biri olduğunu hatırlatan Güçlü, PKK yöneticilerinin çoğunluğunun, PKK'nın silahlı yapısı ile karizma ve statü kazanmış durumda olduğunu ifade etti. PKK'nın özgür iradeye sahip bir örgüt olmadığının altını çizen İbrahim Güçlü, bölgesel anlamda bir vesayet iradesine sahip olduğunu ve o bölgesel vesayet iradesinin, kısmen ve taktik olarak PKK'nın özgür hareket etmesine izin verse bile, bu izinin uzun süremeyeceğini kaydetti.

        PKK'nın silahlı güçleriyle Kürdistan'da bir korku imparatorluğu oluşturduğunu, siyasal yapısıyla bu korku imparatorluğunu sürdüremeyeceğini belirten Güçlü, "Silahlı güçlerinin son bulması halinde Kürdistan'da siyaset üzerindeki tekel son bulacak, siyaset demokratikleşecek, çoğulculaşacak. Bütün bunlar da PKK'nın panzehiri gelişmelerdir." dedi.

        "GENÇLER KANDİL'E GÖTÜRÜLÜP EĞİTİLİYOR"

        PKK'nın silahlı güçlerinin ne tümünü ve ne de yarısını Kuzey Irak'a çekmediğini dile getiren Güçlü, Kandil'e yoğun bir şekilde gençlerin götürüldüğünü ve gençlerin eğitilmeye çalışıldığını söyledi. Bunun amacının onları savaştırmak olduğunun ise tartışmasız olduğunu vurgulayan Güçlü, bir tiyatro oynandığını, bu tiyatro oyununda sona gelindiğini kaydetti.

        Kongre Gel/KCK kongresinin silahlı mücadeleden ve bölge devletlerinden yana olanları yönetime getirdiğini anlatan Güçlü, şöyle devam etti: "Kongre Gel/KCK Kongresi, PKK'nın daha güçlü bir şekilde silahlı ve militarist bir şekilde yapılandırılmasını; PKK'nın silahları bırakmayacağını; Kürdistan'ın bütün parçalarının da güvencesi silahlı güç olduğunu bize anlatıyor. KCK yürütmesinin eleştirilmesi, eksikliklerine işaret edilmesi, bir anlamda KCK Başkanı Murat Karayılan'ın hedef alındığını gösteriyor. Murat Karayılan'ın silahsızlanmadan yana, daha barışçıl hareket tarzını benimsemesinin de mahkûm edilmesi anlamına da geliyor."

        "HPG'NİN DAHA GÜÇLENDİRİLECEĞİ KARARI ALINDI"

        İbrahim Güçlü, kongre sonunda Murat Karayılan'ın KCK başkanlığından uzaklaşması, bölge devletleri İran, Suriye, Irak yönetimiyle yakın ilişkide olanların KCK yönetimine gelmesi, özellikle de Cemil Bayık'ın KCK Eşbaşkanı olmasının, Murat Karayılan'a karşı bir darbe olduğunu vurguladı. Güçlü, "Öcalan'a ve hükümete 'sizin anlaştığınız kararları biz hayata geçirmeyeceğiz' güçlü mesajını veriyor. Kongrede Öcalan'a dizilen övgüler, onun yol haritasını uygulayacağız anlamındaki açıklamalar da yapar görünüp, yapmamak refleksi içinde ele alınabilir iki yüzlü ve riyâkar bir siyasettir. Kongre Gel Kongresinde, PKK silah güçlerinin silahların bırakılmasından değil, PKK silahlı güçlerinin (HPG olarak tanımlanıyor) daha çok güçlendirileceği ve donanıma kavuşturulacağını karar altına alıyor. PKK silahlı güçleri, sadece Kuzey parçasının değil, diğer bütün parçalarının da güvencesi ve kurucu gücü olarak nitelendirilerek, Kürdistan yönetimine de dolaylı bir tehdit yollanıyor ve onların bir şey olmadığı anlatılmış oluyor. En önemlisi de PKK'nın silahları mutlak anlamda bırakmayacağını ifade etmiş oluyor." diye konuştu.