Dünya alimlerinden Mısır çağrısı
Uluslararası İslami Koordinasyon Konseyinin İstanbul'da düzenlediği, 'Alimlerin Mısır Halkıyla Dayanışması Konferansı'nda, 'barışçıl gösteri düzenleyen Mısır halkının yanında olunduğu' deklare edildi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-10 22:55:35
Konferansın İstanbul'da yapılmasının önemine dikkat çekilerek, Türkiye hükümetine ve halkına Mısır ve İslam aleminin yanında yer almaları ve programa ev sahipliği yapmalarından ötürü teşekkür edildi.
"Mısır'da, ihtilafların giderilmesi için harekete geçilmelidir"
Konferansta söz alan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş, yaşanan sıkıntıların özünde Müslümanlara öncülük yapması beklenen İslam alimlerinin bu rolü kaybetmesi olduğunu belirterek, "Bugün dünyanın farklı yerlerinden Mısır halkıyla dayanışma için İstanbul'da bir araya gelen alimler yapması gereken görevi yerine getirmektedirler. Hakkın, hakkaniyetin ve meşruiyetin yanında yer aldıklarını göstermek için burayı teşrif eden alimlere teşekkür ediyorum" dedi.
Türkiye hükümetinin, muhalefetinin ve tüm toplumsal kesimlerin Mısır halkının yanında yer aldığını kaydeden Dr. Keleş, "Demokratik yollarla seçilen meşru yönetimin darbeyle devrilmesi üzücü. İslamın temel ilkeleri olan can, mal, ırz, namus, nesil ve aklın korunması gereğince davranılmalıdır. Müslüman alimler Mısır'da ihtilafların giderilmesi için harekete geçmelidir'' diye konuştu.
"Mursi'ye komplo kurdular"
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin Karadaği de konuşmasında, çağına şahitlik etmesi beklenen İslam alimlerinin hakkın ve adaletin yanında yer alması gerektiğini ifade etti. Mısır'da yaşananın meşru bir devlet başkanına karşı yapılmış askeri bir darbe olduğu değerlendirmesinde bulunan Prof. Karadaği, "Acı veren bu darbecilerin yanında bazı dini şahsiyetlerin, siyasi partilerin ve körfez ülkelerinin yer almasıdır. Mursi'yi devirmek, projelerini gerçekleştirmesine izin vermemek için komplolar kuruldu. Bunların meselesi İhvanla, Mursi'yle değil İslam'la Müslümanlar'la. Batı'nın, bazı körfez ülkelerinin ve içerideki işbirlikçilerinin yaptıkları çok üzücü. Acaba darbecileri hemen kutlayan hatta finanse eden ülkeler aynı şeylerin kendi ülkelerinde olmasını isterler miydi?" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan ve hükümetinin Türkiye'de süreç içerisinde "inanılmaz başarılara imza attığını, mali borçlarını kapatarak büyük iktisadi kalkınmalar gerçekleştirdiğini" kaydeden Prof. Karadaği, "İşte Mursi'nin bunu yapmasına izin vermediler. Sömürge siyasetinin bir parçası olarak komplo kurdular. İslam ümmetinin iktidara gelmemesi, başarılı olmaması için ümitsizlik hali oluşturan bu siyasetin bir parçasını Afganistan'da, Cezayir'de ve şimdi Mısır'da görüyoruz. Ancak ne olursa olsun Fecr Suresi'nde buyurulduğu gibi başaramayacaklar" diye konuştu.
Darbeye karşı ilkesel bir tutum sergileyen Türkiye hükümetini ve darbeci yeni idareyi tanımayan Afrika Birliği'nin tavrını takdir ettiğini bildiren Karadaği, 5 bin 80 alimin bir araya gelerek Mısır'da yapılan askeri darbeyi kınadığını, Mursi'nin meşruluğunu teyit ederek buna karşı atılacak adımın caiz olmadığı yönünde icma ettiğini sözlerine ekledi.
Mısır'ın İskenderiye şehrindeki Selefi hareketin Başkan Vekili Şeyh Said Abdulazim de konuşmasında, ülkesinde yaşananları kınadıklarını belirterek, askeri darbenin, İslami hareketlere karşı yapılmış komplonun bir parçası olduğunu savundu.
Sonuç bildirgesi
Toplumda kutuplaşmaya neden darbenin son derece tehlikeli olduğuna işaret edilen konferansın sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi:
''Mısır'da, darbe karşıtları güçlerini birleştirmeli, kan akıtmaktan kaçınılarak barışçıl yollarla direnişi sürdürmelidir. İslami hareketleri şiddete ve kana bulaştırmaya çalışan odakların oyunlarına karşı dikkatli olunmalı, dünya ülkeleri de darbeyi reddederek Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi meşru lider olarak tanımayı sürdürmeleridir. Ordu yaptığı yanlıştan vazgeçerek kışlalarına dönmelidir.''
Öte yandan Uluslararası İslami Koordinasyon Konseyinden yapılan açıklamada da, "Mısır'da yaşananlar açık bir darbedir. Müslüman liderlerin tutuklanması, televizyon kanallarının kapatılması, düşmanlık ve nefret içeren eylemlerin yürütülmesi, içeriden ve dışarıdan odakların desteklediği bir komplonun varlığını ortaya koymaktadır. Yaşananlar sadece Mursi'yi veya siyasal İslamı hedef almak olmayıp daha derinde İslam'ın hedef tahtasına oturtulduğunu göstermektedir" denildi.
Kaynak: AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara