Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Destici: Japonya bile bayraklarını yarıya indirdi

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Çin'in Uygur Bölgesinde yaşanan olaylara karşı Japonya'nın bile bayraklarını yarıya indirdiğini söyledi.

BBP Genel Başkanı Destici, yaptığı yazılı açıklamada, dünyanın her tarafında M

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-07-02 09:42:44

Destici: Japonya bile bayraklarını yarıya indirdi
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Çin'in Uygur Bölgesinde yaşanan olaylara karşı Japonya'nın bile bayraklarını yarıya indirdiğini söyledi.

BBP Genel Başkanı Destici, yaptığı yazılı açıklamada, dünyanın her tarafında Müslümanlara ve Türklere karşı yapılan zulmün devam ettiğini vurgulayarak, "Müslüman Türk kardeşlerimiz öldürülerek, evlerinden barklarından sürülerek, bulundukları topraklar sömürülmeye, işgal edilmeye devam ediyor. Bunun en son örneğini, Çin'in Uygur Bölgesinde yaşıyoruz. Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, maalesef yıllardan beri Çin zulmü altında adeta inin inim inliyorlar. Katil Çin, zulmüne, katliamlarına, asimilasyonlara, soykırımlarına devam ediyor. Japonya bile bu olaylara dayanamayıp bayraklarını yarıya indirip, bu işe sessiz kalmazken maalesef hükümetimizin sesi bile çıkmıyor. Bir açıklama dahi duyamıyoruz." dedi.

"ÇİN BÜYÜKELÇİSİ İVEDİ ÇAĞRILMALI"

Dışişleri'nin, Çin büyükelçisini derhal bakanlığa çağırması gerektiğini kaydeden Destici, "Yapılması gereken ne? Ülkemizde bir kamuoyu oluşturulmalı. Çin büyükelçisi derhal çağırılmalı. Olaylar ile ilgili kendilerini uyarmalı. Çin büyükelçisine net olarak şu söylenmeli: Derhal bu katliamlar, bu operasyonlar durdurulmaz ise gözaltına alınan ve tutuklanan Uygur kardeşlerimiz serbest bırakılmazlarsa, orada hayatlarını kaybedenler ile ilgili hukuk süreci başlatılmazsa biz Çin ile olan ilişkilerimizi, bunlar düzeltilene kadar donduruyoruz. Bu, bu kadar zor değildir." diye konuştu.

"ÇİN İLE TİCARET ASKIYA ALINMALI"

"Çin'in Türkiye ile ilişkilerine baktığımız zaman, biz Çin tarafının bu işten daha kazançlı olduğunu görüyoruz." diyen Destici, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dış ticaret hacmimize bakıyoruz 25 milyar dolar Çin'den ithalatımız var. Bunun karşılığı sadece 2 milyar dolar gibi bir ihracatımız var. Türkiye'nin dış ticaret açığının önemli bir kısmı Çin ile olan ticaretimizden kaynaklanıyor. Çin mallarını almasak ne olur? Türkiye batar mı? Türkiye sanayisi çöker mi? Hayır çökmez. Çünkü biz Çin'den enerji, tarım ürünleri yani ana madde ithal etmiyoruz. Büyük oranda ara madde ithal ediyoruz. Bunların hepsi de Türkiye'de imal edilebilecek maddeler. İşin kötüsü ucuz olduğu için kötü mal ithal ediyoruz. İçerdeki sanayicimizin, imalatçımızın da bu şekilde belini büküyoruz. Çocuklarımıza kanserojen madde içerikli daha çok oyuncaklar, makyaj malzemeleri ve buna benzer tüketilen bir çok malzemeler ithal ediliyor. Onun için Çin ile ticari ilişkiler askıya alınması Türkiye açısından bence bir kayıp değil, tam tersine bir kazançtır."

"ZULÜM ARTIK DURSUN"

Destici, "Siyasi olarak baktığımız zaman Çin'in Türkiye'ye yaptırımı hiç bir şekilde mümkün değildir. Türkiye'ye yaptırabilecekleri hiç bir şey yoktur. Türkiye, Doğu Türkistan'da yaşayan kardeşlerimize sessiz kalmamalı. Hep birlikte haykırmalıyız ki artık bu zulüm dursun. Dolayısıyla bu zulmün durmasının yolu da Türk Hükümetinin ve Türkiye'nin kararlılık göstermesi gerekiyor. Çin'i ciddi şekilde uyarıp ilişkilerini dondurmasından geçiyor." dedi.

35. MADDE

Mustafa Destici, açıklamasında, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Tüzüğü'nün 35. maddesini BBP olarak yıllardan bu yana değiştirilmesini istediklerine işaret etti. Destici, "Çünkü bu maddeye dayanak olarak bu ülkede darbeler yapıldı, cuntalar oluştu, binlerce insan hayatını kaybetti, yüz binlerce kişi tutuklandı, milyonlarcası fişlendi, işinden ve aşından oldu. Normal hayatını bile idame ettiremez konuma geldi. İnançlarımızı yaşayamadık. Düşüncelerimizi özgürce söyleyemedik. Fikirlerimizi dile getiremedik. Yazılarımızı yazamadık. Belli dönemlerde Kur'an-ı Kerim'i bile bu baskıcı zihniyetlerden dolayı okutamadık, okuyamadık. Çocuklarımıza dini bilgilerini kazandıramadık. Milli terbiyeyi, milli şuuru, milli ahlakı yerleştirmede büyük zorluklar çektik. Türkiye, eğer demokratik bir hukuk devletiyse bu maddeden kurtulması lazım." görüşünü aktardı.

"DARBE YAPACAKLARIN DAYANAKLARI OLMAMALI"

Destici, darbe yapacakların bundan sonra asla dayanacakları bir madde olmaması gerektiğine vurgu yaparak, "Darbe yapacaklar da şunu bilmesi lazım. 'Eğer biz darbeye teşebbüs edersek, hukuksuz bir iş yapıyoruz, başımız belaya girebilir demeleri lazım.' Hükümet bu düzenlemeyi yaparken de eksik yapıyor. Birincisi burada dışarıdan gelecek tehdit unsurlarına karşı Türk Silahlı Kuvvetleri koruma ve kollama görevi yapılır diyor. Bu tehdidin netleştirilmesi gerekir. 'Askeri tehditlere karşı' diye cümlenin net bir hale getirilmesi lazım. Çünkü muhal akta bırakılırsa o zaman her türlü tehditte yine asker ön alma girişiminde buluşabilir. İkicisi, burada mutlaka darbe suçu işleyenlerin askeri mahkemelerde değil sivil mahkemelerde yargılanmasının önü açılması lazım. Hatta bize göre askeri mahkemelerin kaldırılması ve mahkemelerin tek elde toplanılması gerektiğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.


SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara