AP ve AB’den Erdoğan’a çağrı: Baskı yerine özgürlük
Türkiye’de son gelişmeleri değerlendirmek için toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) ve Avrupa Birliği temsilcileri Erdoğan hükümetine uyarı niteliğinde mesajlar verdi. 2 saat süren ve 40 kadar parlamenter ile AB üst düzey yetkililerinin katıldığı toplantıda Erdoğan başta olmak üzere AKP’ye ciddi uyarılar yapıldı. Bugün ise bu talepleri kapsayacak bir karar tasarısı oya sunularak kabul edilmesi bekleniyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-13 08:38:45
Başta İstanbul-Taksim ve Ankara’daki protesto eylemcilerine karşı iktidarın telkini sonucu polisin uyguladığı zor ve şiddeti kabul edilemez addedip kınayan AP üyeleri Erdoğan iktidarının başta kendine muhalif gördüğü kesimleri hedef almaktan vazgeçmesi istendi. Türkiye’deki eylemcilerin taleplerinin makul olduğu ve bu nedenle dinlenmesi ve desteklenmesi istenilen konuşmalarda tam demokrasinin ancak Kürt halkının haklarının tanınması olmak üzere çoğulcu kimliklere saygı duyularak haklarının yasal ve anayasal güvenceye alınması talep edildi.
KİM NE DEDİ?
AP genel kurulunda yapılan konuşmalar özetle şöyle:
Caterine Ashton: (AB Dışilişkiler ve Güvenlikten Sorumlu Yüksek Temsilcisi)
AB adına Genişleme Komiseri Stefan Füle diş işleri ve başbakan ile görüşmek üzere Ankara’ya gitti. Ben dün bizat dışişleri bakanı ile konuştum. Eylemcilerden 3 insan ölü, 10 kadarının kör olduğu haberleri var binlerce tutuklu, bu kadar şiddet bunu doğru bulmuyoruz ve çok üzüntü vericidir. Polis aşırı gücü durdurmalı, AKP’nin tavrı ortamı daha da kızıştırıyor. Bunu terk etmeli.
Türkiye’de Basın ve özgürlükler sorunu var.
Yerel medya olaylara pek yer vermiyor ve bu basının içinde bulunduğu taraflı konumu ele veriyor .
Hükümet Kürt meselesine artık çözüm bulmalı.
AB ile Türkiye arasında güvene dayalı bir müzakere sürecine önemle ihtiyaç var.
Stefan Füle: (AB adına Genişleme Komiseri)
Ben taksime gittim. Kimi eylemciler ile birebir görüştüm. Bunlar ne vandal ne çapulcu ne tahripkar insanlardır. Tam tersi bunlar hal ve hareketlileri ile tam Avrupalı gençler. Başta siyasi haklar olmak üzere, bütün haklar sahasında en kısa zamanda somut ve ciddi reformlar yapmalı. Basın özgürlüğü sorunu ciddi bir sorun, Erdoğan ile baş başa konuştuğumuzda, diyalog yöntemini seçmesini söyledim, bana söylediklerime itiraz etmedi. Hükümet kendisinden beklentilerini yapmalı. Biz bunları haklı olarak isterken AB olarak üyelik müzakerelerini durduramayız. Hükümet 3 yıldır bizden fasılların açılmasını istiyor. Ama fasılar kapalı bizde bunu yapmalıyız.
Ria Oomen Ruijten: (Türkiye raportörü)
Eğer polis bu kadar şiddet kullanmasaydı olaylar bu merhaleye gelmezdi. Demokrasi sadece çoğunluk olmak değildir. Başta azınlıklar olmak herkesin haklarına ve fikirlerine saygı duyulmalı ve hakları tanınmalı. Otoriterlikten vaz geçilmeli.
Hannes Swoboda: (AP Sosyalist grup başkanı)
Erdoğan değişmez! Erdoğan eğer AB ile ilişki içinde olmak istiyorsa, değişmek zorunda, biz AKP hükümetini sorumluluğu davet ediyoruz. AB olarak bizde 23. ve 24. fasıları açalım, ama artık bu kadar gazeteci içerde kalmasın!
Türk hükümeti Kürtler ile birlik olup anayasayı değiştirmek istiyor gibi görünüp diğer tarafta Kürt siyasetçilerini hapse atıyorsa bu bir yanılgıdır. Biz Türkiye’ye üyelik için bir şans vermek istiyoruz ama Erdoğan’ın yaptıklarına biz onay vermeyiz.
Guy Verhstadt: (AP liberal demokrat grup başkanı)
Türkiye son zamanlar çok net bir şekilde insan haklarını ciddi bir şekilde ihlal ediyor ve biz ise pek sesimizi yeterince çıkarmıyoruz. 154 gazeteci hapse atarak Avrupa’daki en büyük diktatör rejim oldu. İlişkilerimiz Türkiye’deki insan hakları ve azınlık haklarından daha değerli değil. AB artık yumuşak, orta dereceli mesajlar vereceğine artık yeter, deyip, olup-bitenlere net bir cevap vermeli.
Helene Flautre: (AP-TBMM KPK eşbaşkanı)
AKP iktidarı Rusyavari bir şekilde otoriter ve baskıcı bir yol içinde. Taksim platformunun talepleri çok masumane ve AP olarak bunlara destek vermeliyiz. zira dayanışmamızı hak ediyorlar. Türkiye basınındaki çoğunluk olayları görmezden geldi. Bu bizim endişelerimizi daha da güçlü kılıyor.
Alexander Lamsdorf: (Alman Liberal demokrat)
Erdoğan değişir mi, biz bilemeyiz ama Türkiye değişmeli. Gazeteciler, Avukatlar, Sendikacılar, Azınlık meseleleri, seçim barajı... bunlar talep ediliyor Bunlar kabul edilemeyecek şeyler değil. Ama bunu kabulü yerine Türkiye’de devasa sorunlar ve demokratik temsili yetin zıddı şeyler oluyor. Velhasıl Bu son gelişmelerde, eylemciler kazandı hükümet kaybetti.
Elmor Brok: (Dış ilişkiler komisyonu başkanı)
Niye bu kadar eylemci var. Çünkü AKP, AB’nin şemsiyesinden, korumasından yararlanarak Kemalistleri ve askerleri geriletti ve yerine kendisi oturdu. Ne oluyor? Baskı, şiddet, ve bol tutuklamalar oluyor. Gazeteciler, avukatlar siyasetçiler tutuklanıyor. İşte bunca tutuklama, bunu net ispatıdır.
Raimon Obiols: (Sosyalist demokrat)
Bu eylemciler ne istiyor? özgür bir toplum, daha hazla özgürlük, daha fazla insan hakları, daha fazla azınlık hakları istiyor. Bu mesajı Ankara’da, biz de anlayalım. Taraflara yardımcı olalım.
Andrew Duff: (liberal demokrat)
...bu eylemler üzerine çok şey söylendi ama bana göre 1968 yılı Chicago, ve Paris eylemlerni andırıyor. AKP lideri srunların üzerine bu kadar abanmamalı, çozüme odaklanmalı.
(ANF)
SON VİDEO HABER
Haber Ara