Almanya: PKK, 1999'daki gibi güçlü

Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich Anayasayı Koruma Örgütü'nün Başkanı Hans-Georg Maasen ile 2012 yılının güvenlik raporunu açıklamak için basının karşısına çıktı. Federal Basın Konferansı'nın salonunda gerçekleşen basın toplantısına medyanın ilgisi yüksekti. İç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Örgütü'nün 2012 raporu tanıtan her iki yetkili geçen yıl boyunca "aşırı" ve "tehlikeli" adlandırın öğelere dikkat çektiler.

2011'de 38 bin olan İslami organizasyon üyesi sayısının 2012'de 42 bine çıktığı iddia edilirken, bunlardan 3800'nün son yıllarda güçlenen Selefiler grubunun üyesi olduğu belirtildi. Aşırı sağın ise hala bir tehlike ve şiddete eğilimli olduğuna dikkat çekilirken, Nazi hücresi NSU'nun yeni bir forma girdiği bildirildi. Rapora göre aşırı sağ taraftar sayısı 22 bin 150.

ABD'de patlak veren internet güvenlik skandalına ilişkin soruların yöneltildiği basın toplantısında bakan Friedrich, internet kullanıcılarının bilgilerini toplayan "Prism" programı hakkında her hangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. Alman ve ABD istihbarat birimlerinin birlikte çalıştığını ve bu şekilde şimdiye kadar birçok saldırının önlendiğini bildiren CSU'lu bakan Friedrich, bu konudaki ayrıntılı soruları ise yanıtlamaktan kaçındı.

Raporda PKK ve Kürt hareketine "İslami olmayan aşırı yabancı örgütler" bölümünde yer verildi. 2011'de 13 bin olan Almanya'daki PKK'lı sayısının 2012'de de korunduğu iddia edilen raporda örgütün Kürt sorunun tanınması ve muhatap alınması için çalışmalara ağırlık verdiği belirtildi. Türkiye ve kuzey Irak'ın yanı sıra PKK'nın Suriye'nin doğusunda da silahlı faaliyetlere başladığı öne sürülen raporda özet olarak şu görüşlere yer verildi:

" PKK’nın yönetici kadroları örgütün daha önceleri savunduğu ayrılıkçı hedeflerinden vazgeçtiğini vurguluyorlar. Bununla birlikte PKK halen Ortadoğu’daki tüm Kürtleri yaşadıkları ülkeler arasında federal bir birlik oluşturmaya çabalıyor. Böylesi bir federasyon bahsi geçen ülkelerin egemenliklerini sınırlayacaktır. Bölgede şu anda görülen değişimlerin (PKK’nın) bu hedefine ne tür bir etkilerinin olacağını şimdiden kestirmek zor. Bu özellikle de Suriye için geçerlidir, ki bu ülkenin doğusunda PKK’ya yakın güçler devletsel kontrolün bir kısmını üstlenmiş durumdalar. PKK, bu gelişmeyi -Almanya’da da- destekledi."

PKK'nın her alanda, değişik meslek grupları ile etnik gruplar arasında kitlesel organizasyonlara sahip olduğu belirtilen raporda örnek olarak Kürt gençlik, öğrenci, dini ve aydın örgütleri gösterildi. PKK'nın internet ve sosyal medyanın kitleleri harekete geçirmesi açısından önemli bir rol oynadığına vurgu yapılan raporda gençlik hareketi "Komalên Ciwan" Facebook'taki gruplarına dikkat çekildi. İnternetteki video portolarında ilgiyle izlenen bazı Kürtçe Rap ve Hip-Hop müzik klipleri için "PKK bu kliplerle propaganda yapıyor" denildi.

2012 yılı boyunca Almanya'daki Kürtlerin eylem ve etkinliklerinin sıralandığı raporda "Öcalan özgürlük" kampanyası ile gösterilerinin geçtiğimiz yıl zirveye çıktığı belirtildi. Eylül 2012'de Mannheim'de gerçekleşen Kürt Kültür Festivali'nde yaşanan şiddet olaylarının genişçe anlatıldığı raporda 19 kişi hakkında dava açıldığı bildirildi. Ayrıca PKK'li oldukları iddiasıyla 2012'de Kürt siyasilerine yönelik açılan 7 davanın özetine de yer verildi.

Geçtiğimiz yılki raporlarda Fırat Haber Ajansı (ANF) için "Kürt yanlısı ajans" ifadesi kullanılarak ayrıntılı bilgiye yer verilmemişti. Ancak bu yılki raporda ise bu görüşün aksine Alman istihbaratı şu iddiada bulundu: "Merkezi Hollanda'da bulunan Fırat Haber Ajansı (ANF) PKK'ya yakın bilgi siyaseti yürütüyor. Bu ajans Türkiye, İran, Suriye, Irak ve Avrupa'daki ülkelerde muhabir ağı ile günlük Türkçe-Kürtçe haberleriyle Kürt medyasında yer almayı amaçlıyor."

Aynı şekilde Yeni Özgür Politika gazetesinin de büyük öneme sahip olduğu belirtilen raporda Stêrk TV için ise "PKK kanalı" ifadesinin kullanılması dikkat çekti. Bu yıl 23 sayfayı PKK'ya ayıran Alman istihbaratı, ilk kez 2011'deki raporda yer alan ABD'nin "PKK Avrupa'da uyuşturucu ticareti yapıyor" iddiasının aksine PKK'nın uyuşturucuyla bağlantısının olmadığı vurgusu bu yıl da yapıldı. Raporun sonuç bölümünde ise PKK'ya ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı:

"PKK’nın Almanya’daki aktiviteleri bundan sonra da yüksek bir düzeyde devam edecek. Özellikle Öcalan’ın tutukluluk koşulları ve Türkiye ile Suriye’de meydana gelen çatışmalar da gösteriyor ki, ülkelerinde yaşanan olaylar Almanya’da yaşayan PKK taraftarlarının kimi zaman şiddete varabilecek kadar tepkiler göstermesine yol açabiliyor. Örgüt, özellikle genç taraftarlarını çok kısa sürede harekete geçirme ve medyanın ilgisini çekecek eylemler yapacak yetenektedir.

Örgütün Almanya’da gelecekteki misyonu da şudur: Örgütsel kurumların finansmanı ve ayakta tutulması, propaganda faaliyetlerinin ve HPG’nin askeri faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla para toplanması. PKK siyasi lobi faaliyetlerinin daha arttıracak ve Kürt sorununda temel temsilci güç ve muhatap olarak kabul edilmeye çabalayacaktır.

Mannheim’daki çatışmalar PKK taraftarlarının gerginlik anında çatışmaya hazır olduklarını gösteriyor. Benzeri bir durum 1999 yılında Öcalan’ın yakalanması sonrasında görülmüştü. Dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta da 2012’de Kürtler ve milliyetçi Türkler arasında karşı karşıya gelmeler esnasındaki sertlik ve polise karşı şiddet kullanımıdır.

Gelecekte Kürtler ve Türkler arasındaki çatışmaların ve ya PKK’nın gençlik organizasyonu olan Komalen Ciwan’ın tıpkı Mannheim örneğinde olduğu gibi (burada şiddet yanlısı geniş bir yapı vardı) şiddetli olup olmayacağı sadece dış nedenlerden değil, o esnadaki duruma bağlı olacaktır. Zira böylesi durumlar PKK taraftarlarının her yıl düzenli olarak düzenlediği büyük etkinliklerde olabiliyor. Özellikle genç PKK taraftarları yeni sosyal medya olanaklarını propaganda amacı için kullanıyorlar."

(ANF)