Alkin'den faiz lobisi uyarısı: Ekonomiye zararlı, bu söylemi elimizle itmeliyiz

Ekonomist Prof. Dr. Kerem Alkin, Taksim Gezi Parkı olaylarının ardında faiz lobisi bulunduğu iddiaları ile ilgili olarak "Burada faiz lobisi isminin çok dillendirilmesi doğru değil. 'Faiz lobisi Türkiye'yi sallamaya çalışıyor' gibi söylemler daha sonra ekonomiyi olumsuz etkiler. Onun için bizim bu gibi söylemleri elimizle itiyor olmamız gerekir." dedi.

Moral FM'de Sabah Gündemi programına konuk olan Kerem Alkin, Gezi Parkı olaylarının ardından ekonomide görülen dalgalanmayı değerlendirdi. Alkin, "Ekonomi denilen alanın yüzde 50'si psikolojidir. Psikolojiyi çok iyi yönetmelisiniz. Algıyı çok iyi yönetmelisiniz." ifadelerini kullandı. Para ve sermaye piyasasının kendi özünde faiz lobisi olduğunu belirten Alkin, "Türkiye gibi bir ekonomi, faiz lobisi olarak adlandırdığımız bir menfaat grubunun bu derece etkileyebileceği bir ekonomi olmamalı ve olamaz. Dışarıdan manipülasyonla konunun buralara geldiğini iddia etmek doğru olmayabilir." yorumunu yaptı.

Faizlerin artmasının bankacılık sektöründe karlılığı olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Alkin, "Faizler arttığında pek çekici olmayacaktır. Buralardan bakınca esasında bankacılık sektörü için hoş bir tablo olduğunu söyleyemeyiz." dedi. Profesör Alkin, şöyle devam etti:

"Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi'nin ilerleyen günlerde bir ihalesi olacaksa o zaman yabancı sermaye gerginlik sürecini kullanarak Hazine'nin yapacağı ihaleden büyük faizle bono tahvili almaya çalışır. Faiz lobisi bunu İtalya, İspanya ve Yunanistan'a yaptı. Yunanistan yüzde 5 ile borçlanan bir ekonomi iken şimdilik yüde18'le borçlanamadı."

Ekonominin yüzde 50'sinin toplumun algısını çok iyi yönetmek olduğuna işaret eden Kerem Alkin, Euro Bölgesi'nde vukubulan bunalımı ve Türkiye ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:

"Örneğin Euro Bölgesi'nde siyasiler algıyı çok iyi yönetemediği için Almanlar ve Fransızlar para harcamama kararı verdi. Ve ekonomileri kötüye gitmeye başladı. Türkiye'de Gezi Parkı hassasiyeti de çok iyi yönetilemedi. Bu nedenle ekonomi için küçük bir siyasi bunalıma dönüştürdüler. Konunun Türkiye'yi derinden sarsacak bir konu olmamasına rağmen kimi uluslararası medya kurumları ve çevreler Türkiye için önemli bir siyasi kırılma olarak yorumladı. İktisadın yüzde 50'si ekonomi algısını yönetmek olduğu için ekonomi bir anda kendisini çalkalanma içinde buldu. Biz bu çalkantılara alışık olduğumuz için bunu yönetebiliriz. Burada önemli olan para ve sermaye piyasalarında dünyanın her yerinde bir menfaat yapısı vardır. Bunlar Türkiye ekonomisi için böyle bir yapıyı yakaladıkları zaman daha da uzatmayı talep edeceklerdir."