Dolar

34,9481

Euro

36,7966

Altın

3.001,51

Bist

10.030,66

Kılıçdaroğlu: Hiçbir zaman fırsatçılık yapmadık

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı'ndaki eylemler nedeniyle BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in CHP'nin fırsatçılık yaptığı iddiasına karşı hiçbir zaman fırsatçılık yapmadıklarını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın halktan öz

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-02 11:50:50

Kılıçdaroğlu: Hiçbir zaman fırsatçılık yapmadık
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı'ndaki eylemler nedeniyle BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in CHP'nin fırsatçılık yaptığı iddiasına karşı hiçbir zaman fırsatçılık yapmadıklarını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın halktan özür dilemesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, eylemcilerin basına yönelik saldırılarını da eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, CNR'da partili belediyelerin düzenlediği fuara katıldı. Burada CHP çatısı altında belediye başkanlığı yapmış eski isimlerin belediyecilikle ilgili anlanttıklarını dinleyen Kılıçdaroğlu, daha sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Gezi Parkı'ndaki olaylarla ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, "Toplum özgürlük ve demokrasi konusunda ciddi bir tepki verdi. Eğer Gezi Parkı'nda başlayan bir olay uluslarası boyuta taşıyorsa, Türkiye'nin hemen hemen her ilinde İstanbul'a destek amacıyla eylemler yapılıyorsa bu AK Parti iktidarının ülkeye getirdiği baskının bir sonucudur. Baskıya ortak bir tepki göstermiştir halk. Bunu sayın Başbakan'ın çok iyi anlaması ve değerlendirmesi gerekir. Türkiye kendi bildiği Türkiye değildir. Hele hele 'İstanbul'da şu kadar kişi toplanacak Taksim'de, ben oraya 1 milyon kişiyi toplayabilirim' diyorsa bu da bir başka bölücülüktür." dedi.

Başbakanın eylem yapanların tümünü kendi karşıtı olarak görmemesi gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Onların tümü ülkenin özgürlüğü ve demokrasisi için mücadele ediyorlar. Yani kendi yandaşları özgürlük istemiyor mu, baskı mı istiyorlar? Toplumu böyle bir ayrışma süreci içine sokmak doğru değidir." diye konuştu.

Partisinin Kadıköy'de düzenlemeyi planladığı mitingi iptal etmesi ve BDP'li Önder'in, "Direnişi biz başlatık. CHP ambulans arkasında giden fırsatçı taksi gibi konmak istedi. Yemezler gözüm" şeklindeki ifadeleri hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Söylediğiniz kişiye benim yanıt vermem doğru değil. Biz hiçbir zaman fırsatçılık yapmadık. Ben oraya sivil bir yurttaş olarak gittim. Eylem yapanlara destek vermek için gittim. Orada yapılan eylem ve miting CHP'nin değildir. Biz bir sorumluluk üstlendik, bir görev yaptık. Çok partili sistemi Türkiye'ye getiren bir siyasal partinin yani CHP'nin halka ve eylemlerine duyduğu saygının gereği olarak mitingimizi erteledik ve iptal ettik. Herkes Taksim'e gitti. Biz bayraklarımızı da oraya götürdük dikkat ederseniz. Çünkü eylem halkın eylemi. Bir partinin eylemi değil." cevabını verdi.

Başbakan Erdoğan'a seslene Kılıçdaroğlu, "Şunu bilmesi lazım, halka rağmen iktidar olunmaz. Halka rağmen benim söylediğim olmaz. Halk en büyük güçtür demokrasilerde. Sayın Başbakanın çıkıp televizyonlara halktan özür dilemeli. Bunu bekliyorum. Bu erdemi yerine getiri mi bilmiyorum. Ama sağlıklı çalışan bir demokraside başbakanların yapması gereken ilk iş halkın önüne çıkıp 'size baskı uyguladık, baskının sonucu siz tepki verdiniz, sizden özür diliyorum' diye seslenmesi gerekiyor." dedi.

Taksim'de eylemcilerin basın mensuplarına ve araçlarına yönelik saldırıları sorulan Kılıçdaroğlu, "Medyayı zaman zaman ben de eleştiriyorum. Ama hiçbir zaman medya çalışanlarını eleştirmedim. Onlar en zor koşullarda görev yapıyorlar. Bütün medya çalışanlarına hepimizin saygılı olması lazım. Medya çalışanlarının kendi görevlerini rahat yapabilmeleri için gerek yurttaşların gerek siyasal partilerin her türlü kolaylığı sağlaması gerekiyor. Bu demokrasilerin temel kuralıdır. Medya özgürlüğü çok önemlidir. Medyanın mutfağında olaylar şu veya bu şekilde yorumlanabilir. Ona da demokrasi içinde bizim saygı göstermemiz gerekiyor. Ama halkın özgürlük tepkisini medya yeteri kadar sundu mu, hayır. Bu bağlamda eleştiririm. Ama bunun sorumluluğu medya çalışanlarında değil, medyanın patronlarındadır. Çalışanlarla patronları ayırmamız gerekiyor. Medya çalışanları da özgürlük istiyorlar. Onlar da yaptıkları haberlerin yayınlanmasını istiyorlar. O nedenle bütün yurttaşlarıma açıkça sesleniyorum, sakın ola medya çalışanlarına eleştiri getirmeyin. Onlar zor koşullarda görev yapıyorlar, sizin sesinizi dünyaya ulaştırmaya çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Haber Ara