Başbakan Erdoğan: Eylemlerin sona erdirilmesini rica ediyorum

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'de başlayan eylemlerin sona erdirilmesini istedi. Protestoculardan eylemlerini bitirmeleri yönünde ricada bulunan Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olaylarla ilgili aşırı güç kullanımı konusunda İçişleri Bakanı ve İstanbul Valisi'ne talimat verdiğini ve konunun incelendiğini söyledi.

TİM'in 20. Olağan Genel Kurulu Şişli'deki bir otelde gerçekleştirildi. Toplantıya Başbakan Erdoğan da katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada dünyadaki gelişmelere rağmen iyi yolda ilerlediklerini söyledi.

İhracat yapan firmalara teşekkür eden Erdoğan, "Son 10 yıldır küresel finans krizinin etkisi hariç ihracatımız her yıl rekorlar kırarak bugünlere ulaştı. Yıllık ihracatımız 2012 yılı sonunda 152 buçuk milyar dolara ulaştı. Bütün firmalarımızı tek tek kutluyor, gönülden teşekkür ediyorum. Sizler Türkiye'ye inanıyorsunuz. Ekonomiyi bu seviyeye taşıdığınız için hepinize minnettarlığımı iletiyorum." dedi.

2023 hedeflerine ulaşmak için gayret gösteren firmalara teşekkür eden Erdoğan, "Özellikle 2023 hedefimize verdiğiniz desteğe müteşekkiriz. Önümüzdeki 10 yılda üç katlık artışı sağlayabilirsek inşallah hedefi tutturacağız. Yurt dışı temaslarımızın birçoğuna bu salonda bulunan birçok arkadaşımız iştirak ediyor. Şuana kadar birçok ülke lideri ile önümüzdeki yıllar için hedef belirledik. Pazartesi Fas, Cezayir, Tunus'ta görüşmeler yapmak için yola çıkacağız. Ne gibi adımlar atacağız bunları belirleyeceğiz. Her ülke için karşılıklı potansiyelimizi değerlendiriyoruz. Belirlediğimiz bu hedeflere ulaşmak için çalışmaları başlatıyor, yolları olabildiğinde açıyoruz." ifadelerini kullandı.

'IMF'YE BORÇ KAPATILDI'

IMF'ye borcun kapatıldığını anlatan Erdoğan, "400 milyon doları ödedik IMF'ye borç defterini kapattık. IMF'ye 5 milyar dolara kadar borç verme görüşmeleri devam ediyor. Mayıs ayı içinde uluslar arası kredi derecelendirme kurumu notumuzu artırdı. Borsa İstanbul 90 bin seviyesinin üstüne çıkarak yeni bir rekor kırdı. Tüm bu yatırımlar Türkiye'nin dünyadaki konumunu farklı bir yere getirdi. Türkiye'nin bölgesel ve küresel gücünü teyit etti." diye konuştu.

Güçlü bir ekonominin güçlü bir hukuk, güçlü bir demokrasi ile zemin kazanacağını belirten Erdoğan şöyle devam etti: "Türkiye'de hukukun üstünlüğü güç kazandıkça ekonomi sağlam bir zeminde ilerledi ve bugünlere ulaştı. Hukuk ve demokrasinin tartışılır olduğu her dönemde ülke olarak çok ağır bedeller ödedik. Hukukun ve demokrasinin üstün olduğu dönemde potansiyelimiz açığa çıktı. Demokrasi tek başına iktidarın varlığı ile ilerleyecek bir sistem değildir. Sistem içinde en az iktidar kadar muhalefet de güçlü olmak zorundadır. En az iktidar kadar muhalefette kaliteli seviyeli olmak zorundadır. Eğer muhalefet iktidarın seviyesine ulaşamazsa muhalefet görevi son derece sağlıksız şekilde başka odakların aşırı uçların eline geçer. İktidar nasıl boşluk kabul etmezse muhalefette kabul etmez. Biz Türkiye'de ciddi muhalefet boşluğu yaşıyoruz. Türkiye'de belli meselelerde toplumda gerilim arttığını çok ciddi tahriklerin yapıldığına şahit oluyoruz. Hükümet olarak attığımız her adım gayesine hedefine bakılmadan lokal tepkilerle karşılanıyor. Türkiye parlamenter sistemin bütün kurum ve kuralları ile işlediği bir ülkedir. Dört yılda bir bu ülkenin önüne bir sandık gelir, beğendi siyasi partiye hükümet görevini verir. Bunun dışındaki her yol antidemokratiktir. Hukuksuzdur. Çoğunluğun azınlığa dayatmalar yapması onların tercihlerine kulak tıkaması diye bir şeyi bugüne kadar kabul etmedik. Çoğunluk azınlık üzerinde baskı kuramazsa azınlık da çoğunluk üzerine baskı yapamaz dayatma yapamaz. Türkiye'de bizim dönemimize kadar çoğunluğun istekleri dikkate alınmamıştır."

'TOPÇU KIŞLASINI YAPACAĞIZ'

"Türkiye'nin siyasi tarihinde çoğunluğun sesine kulak verilmemiştir." diyen Erdoğan, "Hükümetin politikaları ile meselesi olanlar demokrasi ve hukuk çerçevesinde tepkilerini ortaya koyarlar. Bu işin ölçüsü sandıktır. Bunların hepsi demokrasi ve hukuk dışıdır. Bizim iktidarımız döneminde demokrasiye nasıl tuzaklar kurulduğunu hep birlikte yaşadık. Bu ülkede herkesin görüşlerini özgürce ifade etme hakkı vardır. Ama hiç kimsenin hukuksuzca demokrasi dışı eylem yapma işgal eylemi yapma hakkı yoktur. Hele hele hiç kimsenin ağaçlar kesiliyor bahanesi ile ortaya çıkıp Türkiye'de gerilimi artırmaya hakkı yoktur. Biz bu tertipleri geçmişte çok yaşadık. Muhalefetin ortamı nasıl gerdiğini defalarca gördük. Oynanan oyunu gayet iyi görülmesini istiyorum. Taksim Gezi Parkı ile ilgili bazı eylem yapılıyor. Gerekçe ağaçlar kesiliyor, buraya Topçu Kışlası aslına uygun olarak yeniden yapılacak. Taksim'de Gezi Parkı'nda yapılan çalışmaların Topçu Kışlası'nın yeniden yapılması ile alakası yok. Biz Topçu Kışlası'nı yapacağız. Bu gökten zembille inen proje değil. Biz arkadaşlarımızla bu çalışmaları yaptırırken Taksim Meydanı'na bunun zenginlik katacağını düşündük. Bu konulara yönelik mimarların sahip çıkması gerekirdi. Burada olay ne Divan Oteli tarafındaki yaya genişletme çalışmaları ile ilgili sökülen 5-6 ağaç meselesi değil, olay gezi parkından çıkarılarak şuanda gelinen nokta ideolojiktir. Acaba biz İBB'yi alabilir miyiz? Anamuhalefet 'hükümet istifa' diyor. Polis dün de oradaydı, bugün de orada, yarın da orada olacak. Taksim Meydanı aşırı uçların cirit attığı yer olamaz. Polis niye var? Yarın bir şey olsa vatandaş benim can güvenliğim ne olacak diyecek. Bu AK Parti iktidarı ile başlayan bir süreç değil ki. Bu tür toplumsal hareketin olduğu yerde hükümet bu tedbiri alır. Güvenlik güçlerinin biber gazı kullanımındaki yanlışları bakanlık tarafından incelenmektedir. Yeri geldiği zaman yerinde kurallarına göre onunda kullanılması gerekir. Bu sadece Türkiye'ye ait olan bir şey değil dünyanın her yerinde bu uygulama yapılıyor. Bize nasihatte bulunanlar kendi ülkelerine baksınlar.Burada bir aşırılık söz konusudur. Gerek İçişleri Bakanı ve valime bu konuda talimat verdik. Atılması gereken adımlar atılacaktır. Taksim Meydanı'nda yayalaştırma çalışması yapıyoruz. İş farklı yerlere çekilmek suretiyle üç beş gündür estirilen hava var. Biz sadece bu millete rant sağlamanın gayreti içindeyiz.Benim belediye başkanlığım döneminde İstanbul'a dikilen ağaçlar hiçbir dönemde dikilmemiştir.Belediye başkanlığım döneminde hiçbir dönemde olmayan ağaçlandırmayı yaptım. Zekeriyaköy'de on binlerce ağaç kesildi, üniversite yapıldı. Bu ağaçlar kesilirken şuanda bağırıp çağıranlar neredeydi? Üniversitenin açıldığı sırada ben cezaevindeydim. Ben şiir okuduğum için cezaevindeydim. Şu anda sahibi buldu. Şimdi devletin. O üniversitenin yönetimi de vakfı da kiracı durumunda. Hak yerini buldu. Bir rivayete göre 30 bin ağaç kesildi. İnsanı üzen bu. Taksim Meydanı'nda bu gösterileri yapanlar dürüst davranmıyorlar. Benim muhatabım kim? Ben soruyorum. Topçu Kışlası'nı onun yerine yapacağız. Çünkü o orada vardı. Yeşilse yeşilin daniskasını yapacağız. Bunların inanın böyle bir derdi yok. 10 yılda 120 şehir ormanı kurduk biz. Sosyal medyada yalan haberler havada uçuşuyor. 'İnsanlar ölüyor' diye twit atan densizlerin ve bu twitlere sahip çıkan faşistlerin olduğunu görüyoruz. CHP'ye ait medya kuruluşlarını son derece sorumsuzca kışkırtıcı yayın yaptığını görüyoruz. Polis görevini çok zor şartlar altında yapıyor. İllegal örgütlerin kışkırtmalarına rağmen polis hukuk gayesinde kendisine verilen yetkiyi kullanıyor. Aşırı noktada güç kullanımında bakanımıza ve valimize talimat verdik gereken bu noktada yapılacak. Burada atılmış bir adım kesin olarak yok. Bu eylemin derhal sona erdirilmesini eylemcilerden rica ediyorum." ifadelerini kullandı.

Kadıköy'de miting yapacak olan Kılıçdaroğlu'na da seslenen Erdoğan, "O mitingde tahrik ifadeleri kullanacak olursan millet seni affetmez. Olay miting yapmaksa toplumsal hareket yapmaksa onun 100 bin topladığı yerde 1 milyon insan toplarım. İşi buraya getirmesin. Biz bu işi tamamıyla özgürlükler temelinde ele alarak burada ne düşündüğümüzü seçim öncesi ilan ettiğimiz Taksim Proesi'ni yapıyoruz ve bunu yapacağız. Gezi Parkı'nda yapacağımız iş İstanbul'u dünyaya farklı tanıtacak." şeklinde konuştu.