Tunus Cumhurbaşkanı TBMM'de konuştu
Tunus Cumhurbaşkanı Moncef Marzoukı, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Araplar şu anda Türkiye'nin tutumundan dolayı, özellikle Filistin sorununa karşı tutumundan dolayı çok memnuniyet duymaktadırlar." dedi.
Marzoukı, Türkiye'nin Suriyeli
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-29 13:37:07
Marzoukı, Türkiye'nin Suriyeli mültecilere desteğinden dolayı da teşekkür etti.
Tunus Cumhurbaşkanı Moncef Marzoukı, TBMM Genel Kurulu'na hitap etti. Morzoukı, sözlerine "Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, hanımefendiler, beyefendiler, sayın milletvekilleri, kardeşlerim; Allah'ın rahmeti, selamı, bereketi üzerinize olsun." diyerek başladı. Türkiye'nin Tunus üzerinde derin bir etkisi bulunduğunu kaydeden Morzoukı, "Dün, bugün gibi modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk aslında sadece ülkenizde yeni bir siyasi sistem kurmamıştır, aynı zamanda bilmeden bağımsızlığından bugüne kadar Tunus'ta egemen olan sistemi de belirlemiştir. Modern Tunus'un kurucusu, lideri El Habib Burgiba Atatürk'ü kendisine, hem şahsiyet olarak hem de düşünce olarak örnek almıştır. Türkiye bugün Tunus'ta geçerliliğini devam ettiren siyasi güçtür ve bu, örnek olarak alınmaktadır. Bu şekilde, Türkiye, hem laiklerin hem de ılımlı İslamcıların örneği olmasını gerçekleştirmiştir. Bunu deneyim yönünden sadece zengin olan milletler gerçekleştirebilir; örnek ve namzet olarak başkaları tarafından görülürler. Gerçekten Türk etkisi Arap kültür ve tarihi üzerinde büyüktür ama aynı zamanda Türkiye'nin tarihi ve kültürü üzerinde de Arap etkisi olmuştur." diye konuştu.
Tunus üzerindeki Türk etkisinin dilde ve geleneklerde dahi görüldüğünü aktaran Marzoukı, şunları ifade etti: "Ulusal birliğimizde, aklımızda, yapımızda, adlarımızda, mimari varlıklarımızda yüzyıllardır bu etkiyi hissediyoruz. Büyük komutanımız Hannibal'ın kemiklerini barındıran Türkiye böylece Tunus'ta da ve onun büyüklüğünde de kucaklıyor. Türkiye bize Hüseyni sülalesini verdi ve bu sülale iki buçuk asır Tunus'u yönetti. Bu sülale büyük insanlar yetiştirdi ve hâlâ etkileri devam eden reformlar yaptı. İşte, bir Hüseyni beyi köleliğe son verdi. Böylece, ABD ve birçok ülkeden önce bunu gerçekleştirdi. Bu sülale aynı zamanda Hayrettin'i kucakladı. Bir bakan ve büyük reformcu olarak Tunus'un ilerlemesi ve de modernleşmesi için çaba harcadı. Komplolarla karşı karşıya kalınca İstanbul'a iltica etti ve hilafet devletinde en büyük görevi üstlendi, orada sadrazamlık yaptı. İşgalci ordular Tunus'a doğru hareket edince Tunuslular da doğuya yöneldiler ve Sultan'dan gelecek yardımı beklediler. Üç asır önce Sultan'dan ülkelerini korumalarını istediler. Sultan'ın orduları bir rüzgâr gibi, her taraftan onlara estiler. İşte bunun içindir ki Türkiye bizim bir parçamız oldu. Ben de bu yüce minberden size Tunus halkının selamlarını, geçen yüzyıllarda Türkiye'nin bize yardımlarından dolayı şükranlarını sunuyorum. Türkiye Hükûmeti ve halk olarak bize yaptığı ve yapmaya devam ettiği bu özelliklerden dolayı teşekkür ediyorum."
"TEMENNİMİZ REJİMLER REFORMLARI SEÇSİNLER"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davetine icabeten Türkiye'de bulunduğunu aktaran Marzoukı, şöyle devam etti: "Yine de bu, şanlı 17 Aralık devrimi şehitlerinin bir faziletidir. Bu devrim, Arap Baharı açılımı için geniş bir kapı açmıştır. Arap Baharı bugün bütün Arap rejimlerinin önüne iki seçenek sunmaktadır, ya reform ya da ülkeyi terk etmek. Temennimiz, rejimler reformları seçsinler çünkü barışçıdır ve hâkim ve mahkûmlar için de daha az külfetlidir. Bu Bahar, ülkeler için de demokrasi ve sosyal ilerleme gibi vaatler ve AB örneği gibi yakınlaşma taşımasına rağmen, tehditlere ve tehlikelere gebedir. Zafer elde eden veya zafere kavuşan, kendisinin birbirlerine bağlı, hayati 4 sorunla karşı karşıya olduğunu görecektir. Bunlar alternatif siyasi sistem için katı temeller koymak, karşı devrim ile başa çıkmak, aşırı dinci gruplarla tecrübeye karşı koymak ve devrime neden olan ekonomik ve sosyal sorunlardır. Her sorun tek başına büyük ikilem. Ama dördünün de bir arada olması toplumları ve ülkeleri büyük bir baskı altında yaşamaya zorluyor ki bu da büyük bir kaosa götürebilir, er veya geç de despotluğa. Çünkü toplumlar ne olursa olsun despotluğa tahammül eder, ama kaosa tahammül edemez."
"DESPOTLUĞA DÖNÜŞÜMÜ ENELLEYEN SAĞLAM SİYASİ SİSTEM KURULMUŞTUR"
Tunus'un bu dört sorunla da baş edebildiğini dile getiren Marzoukı, "Despotluğa dönüşümü engelleyen sağlam siyasi sistem kurulmuştur ve aynı zamanda güvenliğe gelince, güvenlik meselesinde bildiğiniz gibi Tunus'un ordusu güçlüdür, Tunus'un sivil örgüleri vardır, güçlüdür, bu örgütler ve bildiğiniz gibi bir terör var. Terör bizim için bir handikaptır, bizde hakla, düşünceyle birbirinden ayrı Selefi gruplar vardır. Aynı zamanda her şeyin kanunlar ve çerçeveler içerisinde yapılmasını istiyoruz. Dolayısıyla, bir de şu sorun vardır: Karşı devrim sorunu. Bildiğiniz gibi biz şunu istemekteyiz: Biz intikam alma peşinde değiliz. Biz adalete geçiş süreci içerisinde daha önceki sayfaları kapatıyoruz, en az sorun vererek bunu yapıyoruz." şeklinde konuştu. Bununla birlikte sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduklarını kaydeden Morzoukı, "Bildiğiniz gibi her zaman geçiş dönemi çok zordur. İstikrar olmadan yatırım olamaz ve dolayısıyla yatırım olmadan, istihdam olmadan sorunlar artar ve istikrar bizim için çok önemli. Dolayısıyla, biz şimdi, dünyayla, zamanla şu anda bir yarış içerisindeyiz. Bizim için önemli olan bu geçiş döneminde siyasi istikrarı sağlamak ve aynı zamanda yatırımları çekmek ki biz bu yatırımlara çok büyük ihtiyaç duymaktayız." dedi.
Türkiye'ye bu hassas dönemdeki desteğinden ötürü teşekkür eden Marzoukı, "Mümkün olduğu kadar tabii ki desteklerinizi bekliyoruz ki ayaklarımız üzerinde durabilelim." ifadesini kullandı.
Türkiye ile Tunus arasındaki ilişkilere değinen Marzoukı, "Türklerle Araplar arasında da ilişkiler çok derindir. Bildiğiniz gibi geçen yüzyılda kesintiye uğramıştır, ancak bugün şu anda çok iyi bir düzeydedir bu ilişki. Araplar şu anda Türkiye'nin tutumundan dolayı, özellikle Filistin sorununa karşı tutumundan dolayı çok memnuniyet duymaktadırlar. Ben bir Arap olarak Türk kardeşlerimize teşekkür ediyorum, özellikle Suriyeli kardeşlerimize, Suriyeli mültecilere karşı da desteklerinizden dolayı size teşekkür ediyorum ve biliyorum Türk ekonomisine çok büyük bir yük getirmektedir ama her şeye rağmen yapmış olduğunuz yardıma teşekkür ediyorum." diye konuştu.
SURİYE'DEKİ OLAYLAR
Suriye'deki olayların iç savaşa dönüşebileceği yönünde daha önce uyarıda bulunduklarını söyleyen Marzoukı; mezhepsel ve etnik çatışmaların Suriye kadar bölgeyi de etkileyeceğini ifade etti. Suriye'de mutlaka ülke birliğinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Marzoukı, şunları dile getirdi: "Yeni bir sivil, demokratik düzenin kurulması gerekmektedir. Biz -eğer bir seçenekle karşı karşıya kalırsak adaletle hayat arasında- her şeyden önce yaşayanların kanlarının dökülmemesi adına bunu destekleriz, diyoruz. Bizim için burada en önemlisi, yönetime karşı olanlarla, yönetimle birlikte neler yapılabilir, mutlaka bunu ele almamız lazım. Tabii ki bu seçenekler çok önemli, çünkü benim bildiğim hiçbir seçenek yoktur, çünkü diğer kötü seçenekler Suriye'yi yok edecektir. Tabii ki Türkiye'de hem güç var hem siyasi irade var. Özellikle, bölgesel, eksensel rol oynayarak bunun üstesinden gelebilir. Biz, Tunus'ta güvenliğimizi de tehlikeye atmaktayız. Suriye'nin iç meselesidir diyorduk ama öyle değil. Tunuslu gençler Suriye'ye giderek orada çarpışmaktadırlar. Biz, Türk kardeşlerimizden bu olay karşısında daha duyarlı olmalarını, bize, Araplara yardımcı olmalarını ve bizim siyasi bir çıkış yolu bulmamız için bize yardımcı olmasını istemekteyiz. Bir kez daha Türkiye'ye, hem Parlamentosuna hem halkına hem hükümetine ve hem Başbakanına teşekkür ediyorum. Tunus'un her zaman yanında oldunuz ve siz sadece bizden iyi niyet ve hoşgörü göreceksiniz. Yaşasın Türkiye! Yaşasın Tunus! Yaşasın Türk-Tunus kardeşliği! Allah'ın rahmeti, selam ve bereketi üzerinize olsun."
Konuk Cumhurbaşkanı'nın Genel Kurul'daki konuşması, milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara