Dolar

34,8660

Euro

36,6556

Altın

3.027,34

Bist

10.072,71

Abdülaziz Buteflika ve dördüncü dönem tartışmaları

Cezayirliler dönüşümün kaostan uzak, terör yıllarına döndürmeyecek şekilde gerçekleşmesini bekliyorlar...

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-27 10:01:13

Abdülaziz Buteflika ve dördüncü dönem tartışmaları

DünyaBülteni'nde Sinan Özdemir'in habere göre, Cezayirlilerin gözü kulağı Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika'ın sağlık durumuna ilişkin medyanın geçtiği sağlık raporlarında. Fransa'da 27 Nisan'dan bu yana tedavi gören Buteflika'nın sağlık durumu hiç şüphesiz büyük önem taşıyor. Cezayir siyasası konuyu açıktan tartışamasa da, son onbeş yılına damgasını vuran Buteflika dönemi sonrasına hazırlanıyor. Bu noktada iktidar medyanın geçtiği haberleri yakından takip ediyor. İktidar, sağlık durumunun iyiye gittiğini ve yakında Cezayir'e döneceği görüşünü ısrarla savunurken, resmi görüşün aksini iddia eden haberler sansürleniyor.

Bu çerçevede, geçen hafta, uzun zamandır yaşanmayan bir durum da yaşandı. Buteflika'nın Cezayir'e döndüğü ve komada olduğu haberi sebebiyle Djaridati ve Mon Journal gazeteleri toplatıldı. Bu olay, iktidarın panik içinde olduğuna, gazetelerin sansürlenmesi veya toplatılması ise "basın hürriyeti" bağlamında değerlendirildiğinde bir geriye dönüş olarak yorumlandı. Tabii bu durum hiç sansürün olmadığı anlamına gelmiyor. Basın son onbeş yıldan bu yana dolaylı yollardan kontrol altında tutuluyor. Sansürden ziyade otosansürden söz edilmeli ; çünki Cezayir’de bir yayın organının yaşamını sürdürmesi (reklam), "desteklenmesi" biraz da yayın politikasına bağlı.

Ayrıca, siyasi erkin tek elde toplandığı Cezayir'de devlet başkanının sağlık durumu bütün kurumları etkiliyor. Cezayir Anayasası gücü devlet başkanında toplayarak siyasi veya kurumsal krizleri önlemeyi hedefliyordu. Anayasanın devlet başkanına tanıdığı yetkiler Buteflika döneminde genişletildi. Hernekadar 2005’te, geçirdiği mide ameliyat sonrasında, yetkilerinin bir bölümünü devrettiyse de, konunun açıklığa kavuşturulamaması acil kararların alınmasını engellediği gibi kurumları da esir almış durumda.

Cezayir siyasası da hastaneden gelen açıklamalara kilitlenmiş durumda. İktidarın hiç birşey yokmuş gibi davrandığı buna karşın muhalefetin Buteflika sonrasına hazırlıklara başladığı yönünde haberler okumak mümkün. Herşeyden önce yaşananlar , bir kaç aydır süren, Buteflika'nın dördüncü dönem adaylığı tartışmalarını sonlandıracaktır. İktidar hala umut beslese de son olaylar gerçekleşme olasılığını fiilen ortadan kaldırıyor. Muhalefet dördüncü dönemin değişimin habercisi olup olmayacağı ; statükoyu sonlandırıp sonlandırmayacağı sorularına cevap arıyor.

Buteflika dönemini "ara dönem" olarak değerlendirenler için bu soruların bir önemi var. Cezayir iç savaşından sonra, Huari Bumedyen döneminde dışişleri bakanlığı yapmış olan Buteflika'nın 1999'da cumhurbaşkanlığına seçilmesi umutla karşılanmıştı. Ne var ki, onbeş yılın bilançosu ağır. Beklenen reformların önemli bir bölümü gerçekleşmedi. Buteflika üçüncü döneminde sosyal ve ekonomik sorunlara çözüm sözü vermişti. Ancak tablo iç açıcı değil. Makro göstergeler sosyal ve ekonomik gerçekliği yansıtmıyor. Özellikle 2011’in ilk aylarında Cezayir’in çeşitli şehirlerinde yükselen tepkileri dindirmek adına 15 Nisan 2011’de alınan kararların hala yola koyulamamış olması iktidarın samimiyetine gölge düşürdü. Buteflika döneminin en büyük başarısı "siyasi barışın" ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi oldu.

Siyasi partilerin kan kaybetmesi, Cezayirlilerin tamamen siyasetten koptuğu anlamına gelmiyor. Özellikle varoşlarda veya güney bölgelerde yaşayanlar giderek artan sorunlarına karşı iktidarı çeşitli vesilelerle uyarma yoluna gitmesi etkin rol oynama arzusunda olduğunu gösteriyor. Lakin, Cezayirliler dönüşümün kaostan uzak, terör yıllarına döndürmeyecek şekilde gerçekleşmesini bekliyorlar.

Medya sokağın sesini yansıtmakta zorlanıyor olsada, halkın sesi diğer Arap devletlerinde veya « spor ve siyasetin » güçlü bağlarlar bağlı olduğu ülkelerde olduğu gibi stadyumlardan yükseliyor. Cezayir’de de Mısır’da olduğu gibi taraftar gerektiğinde sesini duyurmaktan çekinmiyor. Tepkisini dışa vurduğu gibi sempatisini de çeşitli slogan veya mesajlarla duyurabiliyor. Örneğin Muludiya taraftarlarının, Mart ayının son haftasında , dördüncü dönem adaylığının yoğun bir şekilde tartışldığı günlerde , Konstantin karşılaşması öncesinde, stadın ortasına Buteflika'nın adaylığını destekleyen bir pankart açmaları tartışmada durdukları yeri göstermenin ötesinde Cezayir'in en önemli futbol kulübünün diğer siyasi partilere meydan okuması olarakta görülebilir.

Tersi de yaşanmıyor değil. Bundan bir süre önce, ölen eski bir yönetici için bir dakikalık saygı duruşu istendiğinde, bir anda Buteflika aleyhine attılan sloganlarla tarfatar iktidara duyduğu tepkiyi dışa vuruyor ve itirazını dile getiriyordu. Tepki yalnıza sözlü olarak değil fiziksel olarakta dışa yansıyabiliyor. Son beş yılda stadlardan dışa yansıyan şiddet yedi kişinin hayatına mal olurken, 2700 taraftarın yaralanmasına sebep oldu.

Abdülaziz Buteflika’nın sağlık durumu onsuz bir dördüncü döneme geçileceğini düşündürse de beklenen açılımın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi yalnızca Cezayir’i değil, Mağrib’ten Körfez ülkelerine uzanan geniş bir coğrafyayı doğrudan ilgilendiriyor. Cezayir’de 1990’da açılan parantezin kapanması bütün bu coğrafyaya « baharın » gelmesi anlamına gelecektir.

SON VİDEO HABER

Beşar Esed'ın kardeşi işkenceci Mahir Esed'ın evi

Haber Ara