Yrd. Doç.Dr. Özcan: Kürt sorununun Öcalan üzerinden çözülmesi doğru karar (Özel)
Tunceli Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Kürt sorununun çözümünün, PKK gözardı edilmeden Abdullah Öcalan üzerinden yürütülmesinin, doğru karar bir olduğunu söyledi.
Tunceli Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Baş
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-23 10:24:26
Tunceli Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Habur ve Oslo'daki girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanmasının, hükümetin yoğurdu üfleme noktasına getirdiğini anlatan Özcan, sorunun çözümünde PKK'nın gözardı edilmeden Öcalan üzerinden temasların yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Aksi takdirde örgüt üzerinden yürütülecek bir çaba eninde sonunda duvara çarpar. Çünkü örgüt ve Öcalan arasındaki ilişkinin niteliği, dinamiği, iç dengesi maalesef hükümet ve akademik çevre tarafından çalışılmış değil, bilinmiyor. Yeterince çaba yok; istihbari ve gazetecilik bilgilerine bağlı olarak örgüt ve Öcalan ilişkisi tartışılıyor. Bu da yetersiz." diye konuştu.
"ÖCALAN'DAN BAŞBAKAN'A GİDEN MEKTUP SÜRECİ BAŞLATTI"
Hükümetin sorunun çözümü adına özellikle Hakan Fidan üzerinden yürüttüğü çabaların operasyona uğramasının ardından hükümetin çözüm sürecini tekrar gündemine aldığına dikkat çeken Özcan, böyle bir sürecin başlamasında Öcalan'dan Başbakan'a giden bir mektubun önemli olduğunu savunarak, mektubun içeriğine ilişkin şu ayrıntıları aktardı: "Öcalan mektupta kısaca diyor ki; 'devlet içinde bir merkez sizi tasfiye etmek istiyor. PKK içindeki benzer bir merkez de beni tasfiye etmek istiyor.' Bunun da etkisiyle bildiğimiz İmralı çözüm süreci başladı. Bu mektup, çözüm sürecini ateşleyen bir etken ama işin arka planı daha kapsamlı. Hem devlet açısından kapsamlı hem de Öcalan açısından kapsamlı."
"ÖRGÜT DE DEVLET DE BAZI MEVZİLERİ TERK ETTİ"
Yrd. Doç. Dr. Özcan, 'Politik Kürt hareketi ve müesses nizam hangi mevzileri terk etti?' şeklindeki soruyu ise şöyle cevapladı: "Her iki kesimde bazı mevzileri terk etti. Kurulu düzen bir kere inkârdan vazgeçti. Eğer bunu 'mevzi terk etti' şeklinde değerlendireceksek inkar mevziini terk etti. Örgütün de terk ettiği mevzi var; o da ulusal kurtuluş mevzisini terk etti. Hem örgüt, hem de devlet ulusal kurtuluşu ya da kendi doğasına, kendi güvenliğine ters düşen bir takım mevzilerden çekildiler."
"TEK BAYRAK TEK DEVLET TEK MİLLET ÖCALAN'IN DA GÖRÜŞÜDÜR"
Özcan, PKK'nın ayrılıkçı yönünü halen muhafaza edip etmediğine yönelik başka bir soruya ise şöyle cevap verdi: "PKK, Marksist ve Sosyalist bir iddiada örgüt olduğu için hiçbir zaman ayrılıkçı olduğunu söyleyemem. Bence Kürt hareketi, Başbakan Erdoğan'ın şeklini çizdiği '4 tek' söylemi ile paralel hareket ediyor. Öcalan diyor ki, 'Türkiye Cumhuriyeti bayrağı bizim de bayrağımızdır.' Hatta şöyle bir ifade kullanıyor: Van Gölü kirletilmiştir. Bize karşı inkâr ve asimilasyonda kullanılmıştır. Ama bu bayrağın suçu değildir. Bayrağı Van Gölü'nde sodalı sularda temizleyip Türk halkına teslim edeceğiz. Dolayısıyla bu tek bayrak, tek devlet, tek millet, tek vatan, Öcalan'ın da görüşüdür."
Haber Ara