Suriye’deki iç savaş, İsrail-Suriye cephe hattına da sıçrama eğilimi gösteriyor. Suriye, sınırlarına giren bir İsrail askerî aracını imha ettiğini duyururken, aracın hafif zarar gördüğünü açıklayan İsrail ise saldırıya anında karşılık verdiğini duyurdu. Koltuğunu korumakta zorlanan Esed’in İsrail ile gerginlik oluşturması, ‘Esed, İsrail’i iç savaşın içine çekerek ülkeyi bölmeye mi çalışıyor?’ sorusunu gündeme getiriyor. Başını Hizbullah’ın çektiği Şii gruplar, Suriye’deki savaşta Esed’i ayakta tutmak için verdikleri ölümüne savaşı “Siyonistlere karşı” gerçekleştirdikleri yönünde sürekli dezenformasyon kampanyası yürütüyor.
Son haftalara kadar Özgür Suriye Ordu-su’nun öldürdüğü militanlarını ‘İsrail ile savaşta şehit oldular’ şeklinde propaganda yapan Hizbullah, artık ‘Siyonist destekli El Kaide teröristlerince şehit edildiler’ ifadelerini kullanıyor.
Esed rejimi ise muhaliflerin İsrail’in kontrolünde olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Muhaliflerden İsrail menşeli çok sayıda silah ele geçirdiğini sürekli gündeme getiren rejim, İsrail’in iki hafta önce bazı füzeleri imha etmek için topraklarına yönelik gerçekleştirdiği saldırıların da bunun en bariz göstergesi olduğunu ileri sürüyor. Hayatta kalma mücadelesi veren Esed’in, Golan Tepeleri’ni kurtarmak için harekete geçmeye hazır olduklarını açıklaması aslında tüm söylemlerin perde arkasını oluşturuyor. Ancak İsrail kaynaklarına göre iç savaşın iyice kızıştığı son aylarda Esed rejimi Golan Tepeleri civarında konuşlanan Suriye birliklerinin önemli bir kısmının muhaliflerle savaşmak için geri çekildiğini belirtiyor.
Başta Türkiye olmak üzere pek çok Batılı ülkenin tahminlerini altüst ederek Rusya’dan gelen silahlar İran, Irak ve Hizbullah’tan gelen militan yardımıyla ayakta kalma süresini uzatan Esed neden sürekli İsrail kartını oynuyor? Bölgedeki uzmanlara göre Esed, devrildikten sonra arkasında yekpare bir Suriye bırakmamayı düşünüyor. İlk etapta mensubu olduğu Nusayrilerin bir devlet kurmasının planlarını yapan Esed, son aylarda başta Lazkiye, Banyas ve Tartus kentleri olmak üzere Akdeniz kıyısında çok ciddi anlamda tehcir ve soykırım eylemlerinde bulunuyor. Diğer bir proje ise Dürzilere ait bir devlet. Dürziler, ağırlıklı olarak ülkenin güneyinde ve Golan Tepeleri’ne yakın bölgelerde yaşıyor. İşin can alıcı noktasını da bu küçük azınlık oluşturuyor. İsrail’in sürekli taciz atışları karşısında ülkenin güneyini işgal edebileceğinin hesaplarını yapan Esed’e göre, bu fiili durum da Dürzilere devlet kurma fırsatı tanıyacak. İsrail daha önce de Lübnan’ın güneyini işgal etmiş, çekildikten sonra da çok güçlü bir Hizbullah’ı arkasında bırakmıştı. Uzmanlar, kurulacak bir Dürzi devletinin kendi başına ayakta durmasının çok zor olacağını, bu devletin İsrail tarafından himaye edilmesinin kaçınılmaz olacağını belirtiyor. 1967 Arap-İsrail Savaşı sırasında Golan Tepeleri’ni işgal eden İsrail, bölgedeki Çerkez, Türkmen ve Arapları çıkarmış, Dürzilere ise dokunmamıştı. Muhtemel bir Dürzi devleti hem İsrail ile Suriye arasında tampon görevi görecek hem de İsrail’in Golan Tepeleri’ni kaybetme ihtimalini ortadan kaldıracak. DEVAMI