Osmanlı mutfağı Roma'da
Asya ve Avrupa arasında köprü olmayı başarmış olan Osmanlı’nın mutfağı, düzenlenen bir etkinlikle Roma’da tanıtıldı
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-21 11:33:59
Jeopolitik açıdan olduğu kadar lezzetleriyle de Asya ve Avrupa arasında köprü olmayı başarmış olan Osmanlı’nın mutfağı, düzenlenen bir etkinlikle Roma’da tanıtıldı. Çok sayıda İtalyan konuk, söz konusu mutfaktan lezzetleri tatma fırsatı buldu.
600 yılı aşkın süre boyunca değişik dil, din, ırk ve mutfak geleneğine sahip olan 3 kıtadan topraklara hükmedilince yelpazesi genişleyen Osmanlı gastronomisi, İtalya’nın başkentinde tanıtıldı. İtalya Antropolojik Araştırmalar Derneği ‘Antrocom Onlus’ küratörlüğü ve Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği himayesinde “Osmanlılarla Akşam Yemeği” konulu etkinlikte öncelikle, Osmanlı mutfağının tarihi ve geçirdiği değişimlere ilişkin bir toplantı düzenlendi. Museo D’Arte Orientale (Şark Sanatları Müzesi) Giuseppe Tucci’de gerçekleştirilen etkinlikte, Osmanlı tarihi uzmanı ve Venedik Ca’ Foscari Üniversitesi Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Bölümü’nde Profesör olarak görev yapan Maria Pia Pedani’nin “La Grande Cucina Ottomana: Una Storia di Gusta e di Cultura (Büyük Osmanlı Mutfağı: Tat ve Kültürün Tarihi)” adlı kitabının tanıtımı yapıldı. 2012 yılının Kasım ayında sadece İtalya’da piyasaya sürülen kitapta yer alan bilgileri katılımcılarla paylaşan Pedani, yıllar boyunca Türkiye’ye bir dizi gastronomi turu yaptığını dile getirerek, Osmanlı mutfağının, İran, Abbasi, Selçuklu, Bizans ve Fransız etkisinde kaldığı dönemleri anlattı.
OSMANLI BÜFESİNE BÜYÜK İLGİ
Bu arada, çeşitli dönemlere ait olan ve Museo D’Arte Orientale koleksiyonunda bulunan bazı Osmanlı eserleri de, satın alındıklarından beri restorasyonda oldukları için ilk kez bu etkinlik için sergilendi. Eserler arasında, 16, 17 ve 18. yüzyıllara ait el yazması bir Kur’an-ı Kerim, İznik çinisinden yapılmış tabaklar ve topraktan yapılmış testiler de yer aldı.
Daha sonra çok sayıdaki konuğa, Roma Büyükelçisi Ali Öztürk’ün hazırladığı Osmanlı yemekleri büfesi sunuldu. Kestaneli tandır, İmambayıldı, Çerkez tavuğu, lahana sarması, baklava, zerde ve aşure gibi lezzetlerin yer aldığı büfeye ilgi oldukça yoğundu.
Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil, etkinliğe gösterilen ilgiye dikkat çekerek, “Çok zengin olan Osmanlı mutfağının tanıtımı açısından çok başarılı bir akşam oldu. Herkes yemeklerimizin lezzetinden bahsediyor. Burada bulunanlar Osmanlı mutfağının zenginliğine bir kez daha tanık oldu” dedi. Büfedeki çeşitlerin, konukların damak tadına uygun olduğunu esprili bir dille anlatan Akil, “Yemeklerden övgüyle bahsetmeleri sadece kibarlık olsun diye değil, tabaklarındaki doluluk oranını görünce bunun sözden öte olduğunu gördük” diye konuştu. Büyükelçi Akil’in eşi İnci Akil de büfedeki yiyeceklerin kısa sürede tükenmesinden, konukların onları ne kadar beğendiklerini anladıklarını belirtti.
HALA ÇOK SEVİLEN BİR MUTFAK
Aynı zamanda Hilal Türk ve Osmanlı Araştırmaları Projesi Direktörü olan Maria Pia Pedani, Osmanlı mutfağına ilişkin yazdığı kitap fikrinin, Türkiye’ye olan aşkından kaynaklandığını söyleyerek, “Eşim bir gurmedir ve bana Osmanlı mutfağını sevdirdi. Bu mutfak, farklı elementlerin füzyonu, farklı medeniyet ve farklı ülkelerden gelen unsurların uyumlu bir birleşiminden meydana gelmiş. Bu nedenle hala çok sevilen bir mutfak” diye konuştu. 1970’li yıllardan itibaren Türkiye’yle alakadar olmaya başladığını anlatan Pedani, “Yani kitap aslında yıllardır Türkiye’ye gidip gelerek, biriktirdiklerimin bir ürünüdür.
Pedani’nin Türkiye’ye sık sık birlikte seyahat ettiği sırada bazı yemek tarifleri de toplayan gurme eşi Antonio Fabris ise, gastronomik seçimlerin aynı zamanda kültürel seçimler olduğunu dile getirerek, “Ben vejetaryen olmasam da onları çok iyi anlıyorum. Ancak Türkiye’deki tandır kebap gibi müthiş et yemekleri reddedilemez” dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara