Bahçeli: Çaydanlık bakmakla kaynamayacak
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Dağ dağa kavuşmasa da Erdoğan Obama'ya yapışmış ve çekim alanına kapılmış gitmiştir. Başbakan Erdoğan'a anladığı dilden, yani ABD menşeli üç deyimle öğütte bulunmak doğru olacaktır: Sayın Başbakan unutma ki çaydanlı
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-21 09:41:35
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti hükümetine yüklenen Bahçeli, ekonomide sanal bir bahar havası estirildiğini savundu. Bahçeli, "Bildiğiniz gibi, Başbakan Erdoğan ve hükümetinin şu sıralar en sık gündeme getirdiği istismar malzemesi Merkez Bankası'ndaki döviz rezervi miktarı ve IMF'ye olan borcun bitirilmesidir. Başbakan Erdoğan hem Merkez Bankası'ndaki döviz rezervinin artışını takılmış plak gibi her fırsatta duyurmakta, hem de IMF'ye olan borcun ödendiğini her zeminde tekrarlamaktadır. Ve 'onlar borçlandı biz ödedik' diyerek durmadan yalan konuşmakta, yüzü kızarmadan milletimizi aldatmaktadır. Merkez Bankası'nda biriken döviz rezervinin toplam tutarıyla, IMF'ye geçen hafta ödenen son borç taksiti AKP propagandasının ana temasına dönüşmüştür." diye konuştu. IMF ile bir daha herhangi bir kredi ilişkisinin kurulmamasının en içten temenni ve beklentileri olduğunu dile getiren Bahçeli, "IMF'ye borcun kalmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, acaba Dünya Bankası'na yönelik artan borcu nasıl izah edecektir? 11 Mayıs 2005 tarihinde IMF'den alınan 6,6 milyon SDR, yani yaklaşık 10 milyar dolarlık borcu nereye koyacak, nasıl gizleyecektir? Başbakan Erdoğan 'onlar borçlandı biz ödedik' derken hiç mi vicdanı sızlamamaktadır? IMF kredilerinden istifade eden ve yüksek meblağlı borçlanan bizzat AKP hükümeti değil midir? Başbakan kimi kandırmaktadır? IMF'ye ödendiği iddia edilen borçların önemli bir tutarını, az öncede ifade ettiğim gibi AKP almış ve bunu da hiç gündeme getirmemiştir. Şayet hükümet 2005 yılında üç yıl süreli 19'ncu Stand-By Anlaşmasını imzalamamış olsaydı, şimdiye kadar IMF'yle yollar zaten ayrılacak, borçlar altı yıl önce sıfırlanmış olacaktı." dedi.
Başbakan'ın kendi kasası ile Merkez Bankası'nın kasasını karıştırdığını söyleyen Bahçeli, "Kendisine tavsiyemiz eline hemen bir ekonomiye giriş kitabı alarak gizliden gizliye çalışması." ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretini de değerlendiren Bahçeli, "Önce birlikte yürüyen, yağan yağmurda birlikte ıslanan, sonra da şemsiye yardımı alan Başkan Obama ile Başbakan Erdoğan görüşlerini açıklamışlar, sorulan soruları cevaplandırmışlardır. Yağmurdan kaçmadığını söyleyen Başbakan gerçekte Türkiye'yi doluya mahkûm ettiğini fark edemeyecek kadar kendinden geçmiş, neşeli ve heyecanlı yüz hatlarıyla sevimlilik gösterisine soyunmuştur. Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı'nın ağzına bakan tarz ve görüntüsü, onay bekleyen ve teyit isteyen mahcup bakışları milletimizi temsil eden birisine hiç yakışmamış ve hiç de uygun düşmemiştir. Türk milleti hükümrandır, Türk milleti dik başlıdır, Türk milleti güçlüdür ve hiçbir gücün karşısında ezilip büzülecek kadar da hamd olsun pısırık olmamıştır." şeklinde konuştu.
Ziyarette hangi sözlerin alınıp verildiğinin açıklığa kavuşmadığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti: "Burada Türkiye'yi temsilen Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra, Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı toplantıya katılmış; ABD kanadından da Başkan Obama'ya, Dışişleri Bakanı'yla Ulusal Güvenlik Danışmanı eşlik etmiştir. Dikkat çeken bir ayrıntı da CIA Başkanının bu toplantıya iştirak etmemesi ve o esnada İsrail'de bulunmasıdır. Kenarda kalan bu hususun aydınlatılmasıyla birlikte Kırmızı Salon'da nelerin konuşulduğu çok önemlidir... Başbakan Erdoğan, Obama'ya gerçekte ne söylemiş, neleri vaat etmiş ve hangi tavizleri vermiştir? Obama, Başbakan'a neyi dikte etmiş, neleri buyurmuş ve hangi yeni talimatları sıralamıştır Başbakan Erdoğan Türk milletinin katlanamayacağı sözleri milli çıkarları hesaba katmadan vermiş midir? Bize göre ABD ziyaretinin ana fikri, esas gündemi ve özeti bu Kırmızı Salon'daki konuşulanlarda saklıdır. Burası açığa kavuşursa gerçekler de bir bir ortaya çıkacak, kimin nerede durduğu ve hangi niyetleri taşıdığı netleşecektir."
"KİMLERİ SİLAHLANDIRDIĞININ FARKINDA MIDIR?"
ABD ziyaretinde ele alınan konulardan birinin de Suriye olduğunu ifade eden Bahçeli, "Biliyor ve görüyoruz ki, Esad kendi halkına saldıran şiddet yanlısı bir zalimdir. Buradan Suriyeli kardeşlerimize yapılan çirkin ve insanlık dışı muameleleri kınadığımızı tekraren söylemek istiyorum. Esadla muhaliflerin mücadelesi vahşetin zirvesine cinayetlerle oturmuştur. Bize göre iki tarafta ölüm diline saplanmış kalmıştır. Hele hele yüce dinimiz İslam'ın cinayetlere alet edilmesi ayrı bir aymazlık ve ayrı bir ahlaksızlıktır. Esad'a karşılık vermek adına, insan kalbi ve ciğeri yemekten çekinmeyecek kadar gözleri dönen bu çağın yamyamları ve müşrikleri insanlıklarını çoktan gömmüştür. Ve hükümetin bunlara çanak tutması hem medeniyetimizin inkarı hem de merhametin iflasıdır. Ebu Süfya'nın canavar eşi Hind'in yolundan gidenlerle ittifak kurulması, insan eti yenmesine sessiz kalınması büyük milletimiz adına utanç verici bir durumdur. Hangi vicdan, hangi fani ve hangi insanlık öğretisi böylesi bir vahşiliğe göz yumabilecek, sıradan görebilecektir? AKP kimleri silahlandırdığının, kimlere payanda olduğunun farkında mıdır?" diye sordu.
Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Obama arasındaki ikinci konu başlığının Filistin olduğunu aktaran Bahçeli, "Gazze'ye gitmenin tek yolu İsrail'in işgal altında tuttuğu topraklardan geçmek ve Tel Aviv'e yüz sürmek kaydıyla mümkün hale gelmiştir." dedi.
ABD Dışişleri Bakanı bir konuda haklı çıktığını söyleyen Bahçeli, "Bize ait bir deyimi Başbakan'a yönelik seslendirerek 'Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşurmuş' demiştir. Öyle ki dağ dağa kavuşmasa da Erdoğan Obama'ya yapışmış ve çekim alanına kapılmış gitmiştir. Başbakan Erdoğan'a anladığı dilden, yani ABD menşeli üç deyimle öğütte bulunmak doğru olacaktır: Sayın Başbakan unutma ki, 'Çaydanlık bakmakla kaynamayacak, ağacın hatırladığını balta unutacak ve odununu kendi kesen iki kere ısınacaktır.' "şeklinde konuştu.
REYHANLI'DAKİ SALDIRI
Reyhanlı'daki saldırıları da değerlendiren Bahçeli, "Mezhep temelli kışkırtmalar iyice gün yüzüne çıkmıştır. Reyhanlı'lı kardeşlerim mutlaka soğukkanlı olmalı, itidalli ve temkinli hareket etmeli ve sağduyunun çizgisinden ayrılmamalıdır. Zira istenen kavgadır, etnik ve mezhep temelli çatışmadır. Bu tuzağa düşülmemeli, huzur ve birliğimizi kast etmek amacında olanlara fırsat ve koz verilmemelidir." dedi.
Reyhanlı saldırısının önlenememesinde istihbarat birimleri arasındaki kopukluğun ve iletişimsizliğin oldukça etkili olduğunu savunan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın, kendisine bağlı Teftiş Kurulu'nu görevlendirmesi, zımnen bunu kabullendiğini göstermektedir. Bu zaafta, hükümetin istihbarat teşkilatını farklı amaç ve hedefler için kullanmasının büyük payı bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKANLIKTAN İSTİFA ETMEYİ ÖNCELİĞİNE ALMALI"
Sınırlardan kimin girip çıktığı belli değil iken güçlü bir Türkiye'den bahsedilemeyeceğinin altını çizen Bahçeli, şunları dile getirdi: "Başbakan Erdoğan Suriye tuzağına çekildikçe, İmralı canisinin avucunda haysiyetini kaybettikçe milletimiz ağır bedeller ödemekte, fenalıklarla sarsılmaktadır. Bu yüzden hükümet kendine gelmeli, yanlıştan dönmelidir. Türk devletinin hiçbir kurumu ihanete ve bölünmeye ortak edilmemelidir. Başbakan ve hükümetinin günahı yeterince birikmiştir.Ve tüm devlet kurumları da, iktidar partisinin oyuncağı değil, milletin hizmetinde olduklarını ve varlığını korumakla mükellef olduklarını iyi bilmelidirler. Başbakan Erdoğan ABD'ye gitmeden evvel şahsıma yönelik; 'Bahçeli'ye demek lazım, sen çok güçlüsün, bu bozkurtlarınla sınırları koruman altına al' mesajını iletmiştir. Sayın Başbakan Allah'a şükürler olsun ki, milletimizden aldığımız destekten dolayı güçlüyüz, sana ve kol kola olduklarına tek başımıza kalsak da yeteriz. Sen sınırlarda teröristlerinle bekle, ben de bozkurtlarımla birlikte sizden ve emellerinizden bu aziz vatanı muhakkak ki koruyacak iradeyi seve seve gösteririz. Diyeceğim şudur ki, Başbakan Erdoğan, bu sözleriyle Türkiye'nin güvenliğini sağlayamadığını itiraf etmiştir ve bu sebeple Başbakanlıktan istifa etmeyi kesinlikle önceliğine almalıdır. Daha sonra da bizim Türk milletine ve aziz vatanımıza nasıl kol kanat gerdiğimizi imrenerek ve özenerek görmeli, dayanacak takati varsa bunlara şahit olmalıdır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara